Ah o eski günler! Hani her zaman dilimize tesbih ederiz, ah o eski günlerden hiç biri eskimiyor eskiyen biz yok olan yine biz geride kalan sadece günler aylar yıllar ve Asırlar. Kimler sığmadı ki içine hayırla yad edilip güzel bir anı ile anılanlar yada viraneler bırakıp küffarla zemin hazırlayan günahkarlar.
Bü gün Zaman eskimiş töreler yok olmuş. Nesiller bozulmuş.
Bir ailenin içerisinde bile yapılması ayıp sayılan şeyler alenen sokak ortasında yapılır hale gelmiş. Ailenin okuması için gönderdikleri kız çoçuklarımız kendinden geçer vaziyete gelmiş ise bunun sebebi hatırlanması gereken eski yen yeni yıllar mı ya da eski yılları aratacak kadar büyük bozulmuş yeni nesiller yeni kuşaklar mı?
Neydi o yıllar yoksulluklarla andığımız halbuki her şeyin bol olduğu, eş dost akraba büyük küçük sevgi ve saygının bol olduğu, güvenin sonsuzluğu adet ve ananelere yer verildiği yıllardan yollardan geriye kalanlar mı?
Her şey yerinde yıllar gelip geçmiş. Nesiller bozulmuşsa ne eski yıllar nede aşınan yollar var sadece bozulmuş nesil köhneleşmiş ahlak bozulmuş düzenler var güven kaybolmuş saygı ve sevgi bitmiş. Güven denen duygular yıkılmış. Ahlakın yerini ahlaksızlık almış kokuşmuş her yer ucubeler dolmuş cadde ve sokaklar.
Gençlik Z kuşak dediğimiz kuşak her ne ise Z harfi şekline dönmüş sanki zikzak çizer olmuş. Alışmış hazıra getirisi yok.
Baykuş misali viraneleri yurt edinmişler. Sanki uyuşmuşlar kendi değiller.
Osman yüksel Serdengeçti’nin bir eserinde bir nesli nasıl mahvettiler dediği gibi nesiller gelip geçiyor. Değişen örf adet töreler değil modernlik diye içine düşüp çıkmakta bocalayan gençler. Herkes dalmış zevki aleme camiler boş kahveler tıka basa dolu .
“Bir kere inkâra düştün mü yavrum, kendini aşmaya yol bulamazsın.Vehimler şüpheler bozar ruhunu,
Seni kaldıracak el bulamazsın...Elbet dünya döner, bizde döneriz,”
Virane bir çukura düşer kendine gelemezsin iyi seç eşini dostunu öyle bir el gelir ki nerden gelir bilemezsin. Uyuyan değil uyanan gençlik geleceğe emin adımlarla uzanan gençlik.
Daha gencecik civansın.
Sanki bükülmez elin.
Dur ey gençlik gelecek yıllar senin.
Adımların emin olsun. Yolun yüksek eşin dostun sağlam olsun. Yollar geçer ömür yıpranır geriye dönmek imkansız. Keşkelere yer verme, “ Bana arkadaşını söyle senin kim olduğunu söyleyim.” Atalarımız dememiş ki boşuna. Yollar eskiseydi asırlardan bahsedilmezdi, geçmişler yad edilmezdi sadece derece ve kademelerine göre anılır ya yad edilir yada yerin dibine batırılır. Güzeldi geçen günler hep izi var içimizde o günler kadar sade olabilsek ne vardı ki, sağlıkça kalın esen olun anılarınız güzel olsun.