HAYDİ GENÇLER..
“Bir milleti hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum olarak yaşatan da, köleliğe, yoksulluğa düşüren de eğitimdir.” ATATÜRK
Son 22 yılda 18 kez değişen, bilgi çağında bilgisiz gençlerin yetişmesi için her şeyin yapıldığı, dinselleştirme çabalarının alabildiğine yoğun şekilde devam ettiği, tarikatların, cemaatlerin tekeline bırakılması için protokollerin imzalandığı sistem içerisinde devam eden eğitim öğretim yılımızın son günlerindeyiz. Çocuk ve gençlerimiz uzun tatil dönemine girdiler bile.
Hakikaten verimli, olumlu, sağlıklı bir eğitim dönemi geçirdiğimize, çocuk ve gençlerimizi gerçekten eğittiğimize inanıyor musunuz. Ben inanmıyorum. İnanmamak için de yüzlerce nedenim var. Alın size en çarpıcı örnek.PİSA sonuçlarına göre yazık ki ülkemiz ne yazık ki 81 Ülke içinde 39, 37 OECD ülkesi içinde 32. Olmuş. Daha önceleri de yazdım bunu. Yorum sizin.
Okul öncesinde %40 çocuğumuzun eğitim alamadığı, okul çağındaki 700 bin çocuğumuzun ortada olmadığı, her yıl 300 bir çocuğumuzun kayıt sildirdiği, okula aç giden çocuk sayının kaç olduğunu dahi bilemediğimiz, binlerce çocuğumuzun yeterli beslenemediği, Rektör atamalarının karman çorman bir düzen olduğu, atanmayan binlerce öğretmenimizin sokaklarda olduğu gibi tam bir sorunlar yumağının bulunduğu sistem, daha doğrusu sistemsizlik içerisinde çocuk ve gençlerimizi eğittiğimize kimse inandıramaz beni. Kimse inandıramaz derken belli bir kesimin dışında kimse de inanmıyor zaten.
Okuduğunuz, dinlediğiniz, takip ettiğiniz her haberde onlarca çözülememiş sorun ve sorunlar dile getiriliyor ne yazık ki. Buna birde şimdi nasıl olduğunu hazırlayanların bile bilmediği, içinde Atatürk olmayan, Laiklik olmayan, adının bile Türkçe olmaması için çaba harcandığı belli olan Maarif Modeli diye bir şey çıktı ortaya, tam oldu.
İşte bu sistemsizlik, olumsuzluklar içerisinde geçtiğimiz iki haftada sınavları yaptık.
1,2 milyon çocuğumuz LGS, 3 Milyon 36 bin 945 çocuğumuz da YKS’de ter döktüler. Özel yetenek sınavları ile öğrenci alan okullarımız hariç bu yıl sınavları tamamladık. Her iki sınavla ilgili o kadar çok olumsuzluk dile getiriliyor ki içinden çıkmak mümkün değil.
Özellikle de LGS ile ilgili. New York Üniversitesi hocası Prof.Dr. Selçuk Şirin bu sınavlarla ilgili; “Dünyada böyle bir sınav yok” diyor. Bir sorunun doğru cevabı nedir bilinmiyor iyimi. Hoca Örnekleriyle anlatmaya çalışıyor ama kime anlatacaksınız. Diğer yandan YKS ile ilgili deniyor ki; 4 tane Matematik sorusunu Matematik öğretmenleri çözememiş. Alın bakalım, çıkın işin içinden.
Bu şekilde mi yetişecek bizim çocuk ve gençlerimiz. Geleceğimizin teminatı çocuklarımızı böyle mi eğiteceğiz de teminatımız olacaklar. Yazıktır günahtır. Başta da yazdım son 22 yılda 18 kez değişen sistemsizliğin içinde bir yere varamadığımız ortada. Bu yavrularımıza yazık ediyoruz, geleceğimize yazık ediyoruz.
Lütfen Eğitimle ilgili kişi ve kurumlarla işbirliği içerisinde, görüş alışverişi yapılarak, Eğitimde marka olmuş ülkelerin sistemleri ve modelleri de göz önüne alınarak bize uygun olanları, toplumsal yapımıza uygun bir Eğitim sistemi geliştirin ve uygulayın. Yoksa bu vebalin altında kalacaksınız, tarihin karanlık sayfalarına kara kalemle yazılacaksınız.
Ben bugün aslında Gençlere seslenecektim. Konu nerden nereye geldi. Dert söyletti.
Sevgili çocuklar, değerli gençler. Bir dönemi daha tamamladınız; sınavları bitirdiniz. Şimdi tatil, şimdi dinlenme zamanı. Bu dönemi iyi değerlendirin. Boşa zaman harcamayın, Konunun uzmanları çok değerli hocalarımız var onların tavsiye ve önerilerine kulak verin. Eğitim yalnız okulda değil dışarıda da devam ediyor, eğitiminizi tamamlamaya gayret edin. Bol bol kitap okuyun. Hiç boş durmayın. Bilimin ışığında ve o yolda yürüyün. Hani bir tabir var, Serhan Asker çok kullanır. “Boş çuval dik durmaz” diye. Siz hep dik durmaya gayret edin. Hayatınızdaki olumsuzluklardan kurtulmaya çalışın, kurtulun. Prof.Dr. Selçuk Şirin hocamız diyorki; “11 milyon öğrencimizin Maalesef gideceği yer AVM ler ve Ekran başı.” “Tatilde kitaptan uzak kalan, kitap okumayan çocuklarda unutkanlık baş gösteriyor.” Aman okuyun. Uzmanlara mutlaka ama mutlaka kulak verin.
Bütün eksikliklere, olumsuzluklara rağmen geleceğe sıkı sıkı sarılın. Gelecekten ümitsiz olmayın. Geleceği kurtaracak yine sizlersiniz. Sizlere olan güvemizi boşa çıkarmayın.
Bakın Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ne diyor.
"Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz."
En önemlisi. Burada kalın. Bir yerlere gitmeyi aklınızdan bile geçirmeyin. Ellerin memleketi size vatan olmaz. Oralarda bir şeylerin sahibi olup ikinci sınıf vatandaş olmaktansa kendi vatanınızda aç kalın ama birinci sınıf vatandaş olun. En büyük tehlike de sizin bıraktığınız boşluğu arsızlar, sossuzlar, hırsızlar, kendi vatanına milletine faydası olmayan aylaklar dolduracak. Her şey düzelir, düzeltiriz, düzeltirsiniz. Cumhuriyet sizlere, Eğitimle her şey olabilirsiniz diyor.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sizlere emaneti Demokratik Laik Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacak, sizlerin omuzlarında yükselmeye devam edecektir.
Bunu unutmayın, burada kalın.
“Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz.”
Galın sağlıcakla,