Ebe: Anneanne veya Babaanne, Doğum yaptıran hemşire,
oyun yöneten kişi
Ebem Kuşağı: Gök kuşağı
Ebrimek: Yıpranmak
Ecene: Eğe, eye
Ecer: Yeni
Eci: Anneanne
Ede: Erkek kardeş, ağabey
Efelik: Sarma yapılıp yenen bir ot, bitki
Efil efil: Hafif çarpıntı- sallantı–yavaş yavaş
Ehdi: Çokbilmiş, kurnaz
Ekdi-eke: İşin ustası – Kurnaz –Yetişkin - kart
Ekemiş: Çokbilmiş
Ekmaağaşı: Yufka ekmek kurusu ovalanarak yeşil mercimekle yapılan yemek- aş
El âlem: Yabancı, komşu
El öpen: Kertenkele.
Elcek: Eldiven
Elçim. Bir tutamlık
Elekçi: Çingene, terbiyesiz
Elet: İlet, götür, ver
Eletmek: (iletmek) Götürmek
Elevay: Beceriksiz, tembel
Ellani- el ilani: Abdes alınan bakır leğen
Elleaam: Her halde, zannetmek
Elleme: Dokunma
Ellez: İlyas.
Ellik: Sahur vakti – başkası için olan şey
Emi: Tamam mı?
Emlik: Yeni doğmuş kuzu, Vakitsiz doğmuş
Emmi: Amca
Enayi: Kandırılmaya müsait olan, kandırılmış
Enek: Aşşık– ceviz oyunlarında elde bulunan sermaye
Enik: Köpek yavrusu
Entari: Kadın elbisesi
Epey: Çok
Eringeç: Üşengeç
Erinmek: Üşenmek
Erişte: İnce uzun kesilen kavrulmuş ev makarnası
Ertişme: İnatlaşma- şımarma
Ertleşme: Birisine takılma, kavga eder gibi, tartışma, uylama
Esik: Çukur yer
Esirikli: Asabi, sinirli
Esker: Asker
Essahmı? : Doğru mu?- Sahi mi?
Eşgili: Saçda pişirilen cıvık hamurdan yapılan mayalı çörekpide
Eşik: Kapının alt kısmı, kapı girişi
Eşmek: Çukur kazmak
Etekcek: Elbise etek
Etterci Çerçici: Seyyar bakkal
Evecen: Çabuk davranmaya alışmış olan, aceleci
Evedi: Acele
Evermek. Evlendirmek
Evlek: Tarlada bir dönümün üçte biri
Evlik: Kiler – Hazın damı
Evmek: Acele etmek
Evreğeç (evirgeç):Yufka çevirmeye yarayan ince yassı çubuk
Evyarmak: Kilitli evden hırsızlık yapmak
Eylenmek: Utanmak, çekingenlik
Eymenme: Utanma, çekinme
Eyseri: Büyük çivi