Dünyada yaşayan dört varlık vardır. Camatlar, nebatatlar, hayvanlar, ve insanlar, CEMATLAR, Taş, Toprak, ve Su , bunlar dünyanın ana gövdesini oluştururlar. NEBATATLAR ağaçlar, ormanlar, çayır, çimen ve bütün bitkilerdir. Bunlar canlı varlıklardır. Kimisinin ömrü kısa kimisinin ömrü uzundur. İçlerinde en çok Ömrü uzun olan çınardır asırlar boyu yaşar ve ayakta ölürler.
HAYVANLAR karada suda yaşayan varlıklardır yerler içerler ama konuşamazlar bunlarında uzun veya kısa belli ömürleri vardır. En önemli olan varlık İNSANLARDIR, yeryüzündeki bütün varlıklar insanoğlunun hizmetindedir. İnsanlar arasında ırk, renk, dil, din farkı vardır. Bu farklılıklardan, istifade eden emperyalist güçler aralarına fitne sokarak bölüp parçalayıp kendilerinin sömürgesi haline getirirler.
Bölünüp parçalanan milletlerin yeraltı ve yer üstü kaynaklarına el koyan emperyalist güçler sınırlarını harita üzerinde cetvel ile bölerek başlarına kukla idareciler atarlar. Ve kendi egemenlikleri altına alıp sömürmeye devam ederler. Bir birine sahip olmayan milletler, emperyalist güçlerin oyuncağı ve kölesi olurlar. Milli ve manevi ruhu Güçlü olan milletlerin, sınırları süngü ile girintili çıkıntılı çizilir, mürekkebi kandır. Şehitlerin kanı ile sulanan topraklar üzerinde devlet kurar bağımsız ve egemen olarak Yaşarlar.
Adını tarih sayfalarına altın harfler ile yazdıran, bizim ecdadımız her devirde asırlar boyu geçmişten günümüze kadar üç Kıtada at koşturup on altı devlet kurmuşlar. Üç tarafı deniz ile çevrili bu cennet vatanımızın üzerinde ezan susmasın ay yıldızlı bayrağımız ebediyen dalgalansın Allah birlik ve beraberliğimizi bozmasın, dalından kopan yaprak rüzgârın oyuncağı olur. Köklerimiz tarihin derinliklerine inen ulu çınar gibi şerefli bir milletin torunlarıyız.
KÖKÜMÜZ ÇINAR
Bin yıl beraberiz kökümüz çınar,
Et tırnak olmuşuz kim ayrı sanar,
Fitnenin sözüne ahmaklar kanar,
Bu vatan aşkına yangımız birdir.
Ezanımız cami ile cemimiz,
İnancımız bizim ortak yanımız,
Meshepler farklı ya tekdir dinimiz,
Göğsümüzden çakan çıngımız birdir.
Biz komşuyuz sıra sıra evimiz,
Bir biriyle akrabadır soyumuz,
Kimisi emmimiz kimi dayımız,
Ebemiz, teyzemiz, yengemiz birdir.
Kemençe, mızıka çalınan sazlar,
Türküde, şarkıda söylenen sözler,
Yiğit halay seker oynaşır kızlar,
Düğünde, dernekte hangimiz birdir.
Nevruz, hoyrat, bayram ile toyumuz,
Mırra, kahve, ayran ile çayımız,
Çeşmesinden içtiğimiz suyumuz,
Bardağı, destisi, küngümüz birdir.
İl ve ilçe mezra ile köyümüz,
Seksen beş milyon oldu sayımız,
Bu cennet vatanda ortak payımız,
Hak ve hukukda da dengimiz birdir.
Garplı, şarklı bir olduk biz her zaman,
Dosta şefkat idik düşmana yaman,
Tarihte destanlar yazdığımız o an,
Çanakkale’deki cengimiz birdir.
Şahin Bey Antep’de şehit düştüler,
Maraş’lılar Sütçü İmamla coştular,
Yaşlı genci silah alıp koştular,
Düşmana karşıda hıncımız birdir.
Gözleri ufukda devriye gezen,
Onlar sağlıyorlar huzur ve düzen,
Sınıra taş dikip siperler kazan,
Kazma, kürek ile süngümüz birdir.
Annesinin ninnisiyle uyuyan,
Kırkpınar da güreş tutup soyunan,
Gece gündüz bu vatanı savunan,
Topu, tüfeğiyle tankımız birdir.
Sefer ile hazardaki şanımız,
Gaziler şehitler bizim canımız,
Ay yıldızla birleşen o kanımız,
Albayrakdaki o rengimiz birdir.
Biz kardeşiz asla mozaik değil,
Öyle saçma söze etmeyin meyil,
Tek devlet tek bayrak önünde eğil,
O bayrak doğarken sancımız birdir.
İbrahim’im derki bu sözün özü,
Biz kardeşiz Türk, Kürt, Çerkezi, Lazı.
Hiç kimse asla bölemez bizi.
Bu kutsal vatana yangımız birdir.