Sağlıklı, huzurlu, hayırlı, uzun ömürlü olup, 110 yaşına kadar yaşamayı dileriz de, Erenlerden biri Dünyadan ayrılma vakti gelince "Dost dostun canına kıyar mı "demiş. Şöyle cevap verilmiş. "Dost dostun davetinden kaçar mı? Sevdiklerimiz, dost ve akrabalarımız Almanya'da olsa, biz de tek başına başka bir ülkede yaşasak, bizi çağırıp "Gel, burda her şey mükemmel. Her istediğini yapıyor, her arzu yerine geliyor. "dense.

       "Ben gelmem. Burda yalnız başıma yaşıyacağım. "demek doğru olmaz. Nice kral, padişah, peygamber, Fravun Nemrutlar , sâlih ve hainler gelip geçmiş ki :Her anları kamera ile kayıt edilmiş, gerçekleşmesi kesin olan Kıyamet günü, itâatli muti kullar pek büyük bir mükâfat alırken, tövbe etmeyen zâlimler pek fena çarpılacaklar.Hangi millete mensup olursa olsun çocuk olarak Dünyayı terk edenler Cennet çocukları olacak. Cennette hiçbir eksiklik olmayacağına göre, hiç bir kimse de "Yahu biz Dünya da çocuk seviyorduk. Burda yok "diyemeyecek. Daha nice gözlerin görmediği, kulakların işitmediği nimetler hak edenleri bekliyor.

        Ruhun elbisesi olan vücut zamanla yıpranır, görev yapamaz, hâtta sıkıntı vermeye başlar. Her insanın ruhunda asıl vatanına özlem ve sıkıntısız, ebedi yaşama arzusu vardır. Ölümden korkan ya Rabbini tanımıyor ya da Dünyaya aşırı sevgisi var. demek. Kamil kullardan birine "Ölümü neden sevmiyoruz "?diye sormuşlar. Şöyle cevap vermiş. "Hep Dünyaya yatırım yapıyoruz. Öbür Dünya ya da yapsak onu da seveceğiz. "Yusuf  (a.s ) babasına kavuşup bir müddet yaşadıktan sonra ölümünü arzu etmiş. Demek Ahret daha iyi bir yer ki böyle bir arzuya kapılmış. Hz.Ali (r.a) hançerlendikten sonra "Kâbenin Rabbine hamd olsun ki, kurtuldum "demiştir. Peygamber  (a.s ) Dünyadan ayrılacağı zaman, kızı Fatma "Baba çok sıkıntı çekiyorsun "deyince şöyle cevap vermiş "Bundan sonra baban için sıkıntı yok "Ruh kafesten kurtulan bir kuş gibi, Ruhlar alemine uçar gider.

        Elbisesi yani bedeni Dünyada kalır. Neşe ve üzüntüyü ruh tadan. Buyruldu ki" Allah dostları ölmezler. Ancak bir yurttan başka bir yurda göçerler. Sizin hayırlınız ölümü çok anan ve hazırlıklı olandır. İyiler için asla korku ve üzüntü yoktur ".İlâhî murad ise bu yönde olup, ölüm bir defa olacak, başka yok. El ile gelen düğün bayram. Anamızın karnında 9 ay kaldık, yedik içtik. Hiç bir sıkıntı çekmedik. Bazı kâmil kullar ölümü Şebi Arüz - Düğün Gecesi, sevgiliye ulaştıran bir düğün gecesi olarak görmüşler. Bu ilk geceki mutluluk, Kıyamete kadar sürecek "demişler. İki kişi rüya görüyor .

       Birini canavar kovalıyor , önünde uçurum var. Öbürü sevdikleriyle bir Cennet bahçelerinde zevk yapıyor. Anayın karnına girer misin? dense, hiç birimiz kabul etmeyiz. Cennetlik birine de "Sana Dünyayı, milyarca yıl da ömür verelim "dense, Cennete göre ana karnı kadar dar olan Dünyaya gelmek istemez. 950 yıl yaşayan olmuş. "Dünya da ne yaptın "diye sormuşlar. "Bir kapıdan girdim. Öbür kapıdan çıktım "demiş. Bektik köyünde yaşayan 95 yaşındaki bir amcaya sormuşlar "Amca Dünya işlerini bitirdin mi? cevap vermiş. "Torunuma bir samanlık yaptıracaktım , yaptıramadım . 

       "Dünyadan ayrılış üzücü ve meşakkatlidir. Zorluklara karşı sabır ve dayanma gücü isteyerek, sağlıklı, huzurlu, uzun ömürlü olalım da Neşet Ertaş ne dedi " Emânetçi emanetin almadan, insan ölür ama, ruhu ölmez "Demek emâneti veren istediği zamanda alabiliyor. Bizlerde hatalarımızı tekrar etmiyerek , inadına bin bir takla atarak, akla hayale gelmedik, ilginç projelerle, rızâyı ilâhiyi kazanmak, ailemize, topluma fayda için pozitif, olumlu ameller işleyip, pasaport, döviz, vize yani sevap hazırlayarak, tedbir, teçhizat ve cesaretle Ebedi Cennet şarabını içmek, Cennetten daha güzel, en mükemmel lezzet, zevk nimet olan Mahbübu Ezelinin Cemâlini görmek için Dosttan gelen bu şerbeti içmeliyiz. Selâmlar.