18 Mart 2023 Yılı Çanakkale Deniz zaferimizin 108. Yıl dönümü. Bu haftadan başlamak üzere bu zaferimize aylar kala Yeniçağ Gazetesinde  “Çanakkale Savaşında  Türk Kadını” konulu araştırma yazısını tefrika olarak siz okuyucularımın beğenisine sunacağım.

    Servet-i Fünun Dergisi de  ayrıca, Fatma Aliye “kahraman kadınlarımız” adlı makalesinde kadınların okur-yazar ve meslek sahibi olmaları hakkında bir yaralının şu sözlerini aktarmaktadır: “Doktor kadınlar okumalı, yazmalıdır , diye ne zamandır söylüyordu. Sizi okutup yazmaları, acaba bizi bugün bakmanız için mi imiş?

  Fatma Aiye  bir diğer makalesinde ise; kadınların islamiyet’in ilk dönemindeki durumundan, meşrutiyetin ilanına kadar olan süreçteki değişimine dikkat çekmekte ve Çanakkale kara muharebelerinin şiddetini arttırdığı günlerde, telefon ve posta idaresinde kadınların istihdamı ve hastabakıcı olmalarının; kadının  toplumsal hayattaki rolüne önemli katkı sağlayacak gelişmeler olarak ifade etmektedir. Türk Yurdu dergisi ise; Türk kadınını, erkeklerin birçok  müşkül vazifesine yardım etmek üzere sosyal hayat sahnesine zaruri bir unsur olarak girdiğini ve kamu hizmetine mahsus kurumların hepsinde yorulmak bilmez bir faaliyet gösterdiğini belirtmekte; hatta son zamanlarda yalnız erkeklerin ihtisas alanı içinde sanılan birçok işin, kadınların sihirli elleri tarafından büyük bir başarı ile idare edildiğini ifade etmektedir.

  Kadın, savaş sürecinde fabrikalardan atölyelere, yol yapımından sokak temizlik işine kadar birçok iş sahasında faaliyet göstermiştir. Turan Gazetesi, Türk kadının “ gayet fedakarlığını “ şöyle ifade etmektedir: “Daha düne kadar hayat-ı umuuiyeye yabancı tutulan Türk kadınlığının son zamanda gösterdiği bu terekki vefaaliyet göğüslerimizi kabartacak kadar yüksek ve ulvidir. Bizden kendilerine binlerce takdir ve teşekkür.”

  Toplumda erkeklere mahsus bazı meslekler de ilk defa kadınlar tarafından yapılmaya başlanmış, Beyoğlu’nda görülen kadın berberler gazete sayfalarına haber olmuştur. Diğer taraftan bazı kadınlar erkeklerin silah aıtında olması nedeniyle  boş kalan ticaret sahnesine de atılarak, Mudanya- İzmir yolu ile getirilen eşyayı Galata Rıhtımı arkasında satmaya başlamışlardır.

  Çanakkale Savaşı’nın gizli kahramanıdır Türk kadını… Hem cephede hemde cephe gerisinde ülkesine , vatanına , milletine hizmet etmiştir. Savaş sırasında Türk kadını, Toplumda hak ettiği rolü elde etmek içi tüm benliğiyle; “savaşa”, “hasta bakan”, “yardım toplayan”, “çalışan”, anne eş kardeş” kimliğle her alanda faaliyet göstermiştir. Kayıplarını büyük bir metanetle karşılamış ve “vatan sağ olsun”  demiştir Türk kadını..

İncelediğimiz kaynaklarda, Türk kadınınn profilini İstanbul ve çevresinde yaşayan, eğitimli hatta bürokrat ailerine mensup kadınlar oluşturmaktadır. Diğer bir husus ise; kadının savaş sırasında toplumsal hayatta oynadığı aktif rol, bilinçli bir seçimin değil; zaruri bir durumun sonucu olduğu ortaya çıkmaktadır. Burada dikkati çeken bir diğer husus ise, kadının gerek basın gerekse toplantı faaliyetleri aracılığla kamuoyu oluşturmakta gösterdikleri başarıdır. Yine bu süreçte kadın, “erkek mesleği” olarak addedilen meslekleri, gerek kamusal alanda gerekse özel alanda gayet başarılı bir şekilde deneyimlemiş ve gerçekleştirmiştir. Başlangıçta zaruri bir durumun gerektirdiği bu kadın faaliyetleri, kadınıntoplumsal hayatta daha bilinçli rol almasına katkı sağlamıştır. Türk kadınının okuma- yazma oranının artması, ve ekonomik alanda üretici bir kimliğe dönüşmesi; kuşkusuz savaşın zaruri ihtiyaçlarının doğal bir sonucu olarak artaya çıkmıştır. Birinci Dünya Savaşı’nı takiben gerçekleşen Kurtuluş Savaşı’nda, Türk kadını, hem cephede  hem cephe gerisinde daha aktif bir rol üstlenmiş  ve örgütlü  faaliyetler içinde yer almıştır.