İlk yazımızda Propaganda ve Halkla İlişkilerin öneminden bahsederek  bu konuya devam edeceğimizi belirtmiştik. Önceki yazılarımızı  okumayanlar için  bir hatırlatma yapmak  istiyorum. Yazımıza halkla ilişkilerin tanımını  yaparak başlayalım H. İlişkiler “İçinde bulunduğu toplumun ve özellikle ilişki içinde olduğu hedef kitlenin  özlem ve özelliklerini tanımak ve bu arada  firmanın  izlediği politika ve uygulamalarını  halkla çok yönlü olarak çeşitli iletişim araçlarını kullanarak yansıtan bir bilim dalıdır. Üniversitede Halkla İlişkiler hocam Aladdin ASNA (Burada hocamdan biraz bahsetmek istiyorum. Ülkemizde halkla ilişkiler konusunda ilk halkla ilişkiler kitabını yazan ve  öneminden bahseden kişidir.  2015 Yılında  genç denecek bir yaşta kaybettik. Kendisini tanımaktan ve hocam olmasından dolayı ayrıca onur duyuyorum. Allah rahmet etsin) H. İlişkileri kısaca, halkın çok  hoşlandığı şeyleri çok yapmak,  hoşlanmadığı şeyleri hiç yapmamak olarak tanımlardı.

            Önceki yazımızda halkla ilişkilerin temel öğelerini vurguladıktan sonra haftaya ‘Halkla İlişkilerin Önemi’ konusuna devam edeceğimizi belirtmiştim. devam edeceğimizi belirtmiştim. Yine Üniversite de Halkla İlişkiler   hocamın eserinden faydalanarak  bu konuya kaldığımız yerden devam edeceğim. 

GÜNÜMÜZDE HALKLA İLİŞKİLERİN ÖNEMİ

   Halkla İlişkiler’in varoluş nedeni halkı, başka bir deyimle kamuoyunu şu ya da bu konuda etkilemek, ele alınan konuda desteğini, güvenini kazanabilmektir. Sosyologlar kitlelere bir şey yaptırabilmek için yeryüzünde üç etkili yol bulunduğundan söz ederler. Bunlar zor kullanmak, para ile satın almak ve inandırmak

1-Zor Kullanmak: Yöneticiler (bunlar kral, patişah, başbakan veya bir devlet başkanı olabilir) içinde bulunduğu halka kendi menfaatleri veya ülkenin yararına olacak propaganda yalanı ile bir icraat (Yeni vergiler konulması, baraj, fabrika, yol-köprü yapma planlaması, bölgeyi turizme açacağız  bahanesiyle ormanların kesilmesi vs.) yapmak isterse bunu demokrasi içerisinde kalmak şartı ile yapabileceği gibi, yapılması planlanan bu ve benzeri icraatlara karşı çıkabilecek olanları güvenlik kuvvetlerini kullanarak yani  zor kullanma seçeneği ile deneyebilir. Bu zor kullanma ileride kine dönüşebilir ve kendisine zor kullanarak her isteğini yaptıran kişi veya siyasi otoriteye bir başkaldırı şeklinde olumsuz şekilde kendilerine dönebilir. Dünyada zor kullanarak insanlara her türlü eziyeti yapan siyasi iktidarların zulmet ettiği insanların  başkaldırı ile  yıkıldığı görülmüştürBu görüşe örnek olarak Sovyetler Birliğini, Güney Afrika Cumhuriyetini, Şili Cumhuriyetini, Polanya gibi  halkına zor kullanarak ayakta kalan  siyasi otorite ile idare edilen çok sayıda devlet yıkılmıştır.

2-Para ile Satın Almak: Günümüzde para ile satın alamayacağın insan yoktur sözünü Halkla İlişkiler bağlamında genele yayabiliriz. Yönetici veya siyasi otorite  vatandaşların ilk önce şiddetle karşı çıktığı şeylere insanlara makam ve para vererek  yaptırabilir kendisine biat etmesini sağlayabilir. Ancak makam elinden gittiğinde veya  para bittiğinde siyasi otorite insanlara her isteğini yaptıramaz

  3- İnandırma: Halkın bir yeniliğe, bir sosyal değişime uymasında ve alışmasında Halkla İlişkiler sanatı kullanılır. Kişiler emir aldığı yönetici veya siyasi iktidara inandığı müddetçe ona tabii olur ve her türlü icraatlarını bir karşılık beklemeden yerine getirebilir. Ancak inandığı yönetici ve siyasi kişiler kendisine inanan insanların duygularını süistimal ederse bu inanış tam tersine döner ve o kişi veya siyasi iktidarlar zamanla  yok olmaya mahkümdür.Ülkemizde bu konuda örnek verebileceğimiz  kişi ve siyasi otorite pek çoktur.

   Çağımızda, hele demokratik yönetimlerde kamuoyunun önemi açıktır.Artık halkın inanmadığı, desteklemediği şeyleri gerçekleştirmek kolay değildir. En azından böyle eylemler çeşitli güçlükler doğurmakta, ya da uzun vadede ters sonuçlara yol açmaktadır. Kamuoyunu görüş ve inançlarındaki değişimler  yakından izlenmeli; kişilerin, kuruluşların davranış ve tutumları, hükümetlerin politikaları buna göre ayarlanmalıdır. Günümüzde ‘halk da kim oluyor’ düşüncesi çok gerilerde kalmıştır..

   Kişilerin , davranışlarını halkın inançlarını ölçerek ayarlamaları gereğinden yola çıkalım. Gerçekten, özellikle bazı meslek dallarında çalışan kişilerin halkın destek ve inancını sağlamaları zorunludur. Siyasal yöneticiler, sinama-tiyatro oyuncuları, sporcular gibi, özellikle zengin ülkelerdeki kişlerin  halkla ilişkilerini geliştirebilmek için harcanan emek ve paralar, gazete haberleri arasında her gün geniş ölçüde yer almaktadır.  Bu konuda söylenecek son, halka yalan söyleyen halkı aldatan kişi ve yöneticiler zamanla inandırıcılığını kaybeder. halkla ilişkilerin en önemli ilkesi gerçekleri halkla paylaşmak ve onlardan olumlu olumsuz hiçbir şeyi gizlelememek gerekir.  Devam edecek