Hikâyenin 22. Bölümünde: Çobanda ağanın kızı da manen aileleri tarafından iyi bir evlat olarak yetiştirilmiş; güzel huy yüksek ahlakla edeplenmiş, güzel huylar onlarda tezahür etmiş, büyüklerin kendileri için vermiş olduğu kararlara saygı duymuşlar. Kendilerini de bu kararlara hazırlamışlar. Kaderimiz demiş, gözler yaşlarla dolmuş hisler coşmuş.
Hikâyenin 23. Bölümünde: Çoban kavalını almış, koyunlara derdini yani aşkını anlatmış. Sanki! Koyunlarda çoban gibi âşık olmuş, çobanı anlamışlar. Çobanın nağmeleri ile onlarda kendilerine verilen görevi yerine getirmeye hazır hale gelmişler.
Hikâyenin 24. Bölümünde: Çoban kavalını öyle çalmış ki! Koyunlara bu tuz sizi yakıyor. Kızılırmak gel diyor bize bakıyor. Benim derdim hepimizi yakıyor. Ağa düşün başka çare…
25
Çoban koyunlara aşkını anlatır
Aklından koyunlara tuzu hatırlatır
Der, sizler susuzsunuz. Anlatır
Karşıda Kızılırmak su kaynatır
26
Koyunlara kavalından ne söyler
Kızılırmak susuz mu? Geçilecek
İnsanlar hayat boyu mu? Seçilecek
Bugün beraber tarihe mi? Geçilecek
27
Koyunlar çobanı dinlemişler
Onu aşkını kendileri bilmişler
Kızılırmak'ı görmez olmuşlar
Onun aşkını kendileri bilmişler
Çobanın imtihanı koyun tuz derken Kızılırmak la istikametini bulmaya başlar. Bir tarafta aşkı, bir tarafta koyunları; 3 gün tuzladı. Koyunlar susuz su için Kızılırmak koyunları bekler. Çoban ise koyunları Kızılırmak tan su içirmeden nasıl karşıya geçirecek.
Bunun ilacıda kendisi, kaval ile koyunları nasıl karşıya geçirecek.
Maddi ve manevi olarak ne gibi yardımlar görülecek… Kim himmet elini uzatacak. Maneviyat sultanları sağından solundan onu izlemekte…
Bir tarafta Yunus Emre, diğer tarafta Hacı Bektaş, bir başka tarafta Süleyman Türkmani ve dostları.
Devam edecek.