Bizi iyi yola teşvik edici arkadaşlar edinelim

Arkadaş vardır sizi ateşten alıp baş tacı yapılacak bir mevkie çıkarır. Arkadaş vardır sizin bulunduğunuz yerden alıp sarp kayalıklara, tehlikeli yollara götürür, başınızı duvardan duvara, taştan taşa vurduracak acayip işler yaptırır. Öyle durumlarla karşı karşıya kalırsınız ki farkına bile varamazsınız; tehlikenin nereden nasıl geldiğinin. İyi arkadaş sizi doğru yola sırat-ı müstakime sevk ederken art niyetli olan iblisin aveneliğini yapan arkadaş ise zararlı yollara yönlendiriverir. İyi arkadaş sizi meşru ve helal dairede tutmaya çalışırken diğeri ise sizi cehennemde yakıt olmaya namzet edecektir. Hem dünyanızı zindan edip hem de ahretinizi perişan hale getiriverecektir.

"Allah'a ibadet edin ve hiçbir şeyi Ona ortak koşmayın. Anne ve babaya iyilik edin. Akrabaya, yetimlere, fakirlere, akraba komşuya ve yabancı komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, maliki bulunduğunuz kimselere iyilik edin."

Enes (r.a.) rivayet ediyor: Kötü arkadaştan sakın! Onunla tanınacağından şüphen olmasın. Enes (r.a.) rivayet ediyor: “İki kişi Allah için birbirini severse, en üstünleri arkadaşını daha çok sevendir. Aişe'den (r.a.) rivayetle: “En güzel huylar on tanedir. Bunlar bazen babada bulunur, çocukta bulunmaz; çocukta bulunur, babada bulunmaz. Kölede bulunur, efendisinde bulunmaz. Allah bunları, saadetini dilediği kimselere verir. Bu güzel huylar şunlardır: Doğru sözlü olmak, tam cesaret, isteyene vermek, iyiliklere karşılıkta bulunmak, emaneti korumak, akrabalarla iyi ilişkiler içerisinde olmak, komşunun hatasına göz yummak, arkadaşın hatasına göz yummak, misafiri ağırlamak ve bunların hepsinin başı olan hayâ. Enes'den (r.a.) rivayetle: “Kendisine hitaben konuştuğunda din kardeşine kulak vermek şahsiyetli olmanın ifadesidir. Kişinin yolda beraber yürürken ayakkabısının bağı kopan din kardeşini beklemesi de güzel yol arkadaşlığının ifadesidir. Ebû Zer'den (r.a.) rivayetle: “Yalnızlık kötü arkadaştan iyidir. İyi arkadaş yalnızlıktan hayırlıdır. Hayr, konuşmak susmaktan hayırlıdır. Susmak kötü konuşmaktan hayırlıdır. Abdullah bin Hakîm rivayet ediyor: “Dört şey vardır ki, kişinin bahtiyarlık alâmetidir: Hanımının Saliha olması, çocuklarının hayırlı olması, arkadaşları ve birlikte çalıştığı kimselerin dindar olmaları ve rızkını memleketinde kazanması. Kişiyi arkadaşından tanıyın. îbni Ömer (r.a.) Peygamber Efendimizin (a.s.m.) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: “Ahir zamanda ümmetim içerisinde en az bulunacak şey helâl para ve kendisine güvenilir arkadaştır.

Hz. Enes (r.a.) anlatıyor:“Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber bulunuyorduk. Bir ara azı dişleri görülecek şekilde gülümsedi. Sebebini sorduğumuzda şöyle buyurdular: “Ümmetimden iki kişi Allah’ın huzuruna gelirler. Birisi,

-Yâ Rab, benim bunda hakkım var; hakkımı bundan al, bana ver, der. Allah Teâlâ da ötekine,

-Hakkını ver, buyurur. Adam,

-Yâ Rab, bende sevap namına bir şey kalmadı, der. Cenâb-ı Hakk,

-Baksana, bu adamın sevabı kalmadı, ne dersin? Buyurur. Adamcağız,

- O halde benim günahlarımdan alsın, der. Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz bunu anlatırken gözleri yaşardı ve “O gün büyük bir gündür. İnsan; günahının alınmasını ister” dedi. Bunun üzerine Allah Teâlâ hak sahibine,

-Başını kaldır ve cennete bak, buyurur. Adamcağız,

- Yâ Rab, inci ile işlenmiş, gümüşten apartmanlar ve altından köşkler görüyorum. Bunlar hangi peygamber, hangi sıddîk veya hangi şehitler içindir? Der. Allah Teâlâ,

-Bunlar, bana ücretini verenler içindir, buyurur. Adamcağız,

-Bunların hakkını kim ödeyebilir? Der. Hz. Allah, -Sen istersen bunlara sahip olabilirsin, buyurur. Adam, -Nasıl olur, yâ Rab? Deyince, Cenâb-ı Hakk, -Hakkını bu adama bağışlamakla, buyurur. Adam, -O halde ben bunu affettim, der. Allahü zû’l-Celâl hazretleri de, -Arkadaşını al, beraberce cennete girin, buyurur. Sonra Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz, ‘Allah’tan korkun, Allah’tan korkun ve siz de kendi aranızı düzeltin. Bakınız, bizzat Hazret-i Allah müminlerin arasını buluyor’ buyurmuşlardır.

Ebû Mûsâ el-Eş'arî (r.a.) Peygamber Efendimizin (a.s.m.) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: Dindar ve güzel ahlâklı bir sohbet arkadaşının durumu ile kötü bir sohbet arkadaşının durumu, misk taşıyanla körük çeken adamın durumu gibidir. Miski taşıyan ya sana hediye eder ya ondan satın alırsın veya onun güzel kokusundan istifade edersin. Körük çeken ise ya elbiseni yakar veya ondan üzerine pis bir koku siner.

Dindar ve güzel ahlâklı kimse örnek bir kimsedir. Arkadaşına daima iyi şeyler telkin eder, iyi yola sev keder, dünya ve âhiret saadetinin yollarını gösterir. Kısaca iyi arkadaşa takılan, sonunda bir oh çeker.

İyi arkadaştan iyi şeyler öğrenen kimse, kötü arkadaştan da kötü şeyler kapar. Kötü arkadaş, âdeta bulaşıcı hastalık taşıyan mikrobu andırır. Ona kötü şeyler bulaştırır. Ahlâkını, hatta inancını dahi bozabilir. Sefahate, dalâlete atar. Meyhanelere, sefalet hanelere, kumarhanelere iter. Dünya hayatını zindana çevirmekle kalmaz, âhiret hayatını da mahveder. Cehenneme sürükler. Arkadaşları sebebiyle Cehenneme yuvarlanan insanların pişmanlık dolu ifadeleri Kur'ân'da anlatılır: "Keşke," denilir, falanı arkadaş edinmeseydim. O beni hak yoldan saptırdı, Allah yolundan alıkoydu, günahlara götürdü."

Süleyman BAYŞU 100 Tavsiye II kitap çalışmasından

Süleyman kardeşime Allah rahmet etsin. Allahım seni cennetine alsın, inşallah. Yaşarken bize iyiyi doğruyu arkadaşlığı hatırlattığın için.