Gazetemiz dede yayınlanmakta olan DAĞARCIK ( Kırşehir kelimeleri ve Kırşehir ağzı ) kitabıma yeni yeni bilgiler gelmekte. Bende bu bizim olanları, yine bizlerle paylaşmak adına bana tahsisi edilen köşeden duyurmaya, unutulanları hatırlatmaya çalışıyoruz. Bizim bu çalışmalarımıza değerli okuyucularımızda ara katkı sağlamakta. Okuyucularımıza katkılarından, ilgi ve alakalarından dolayı teşekkür ederim.

Geçmişini bilmeyen, kültürünü unutan topluluklar. Unutulmaya ve benliğini kaybetmeye mahkûm oluyorlar maalesef. Orta Asya’dan bugüne bizim olanlara sahip çıktığımız sürece hafızalarımız berrak nesillerimizde temiz olur inşallah.

Aşağıdaki yazılanlar şiirden öte bir uyum dahilinde geçmişle geleceği kucaklayan, bizi biz yapan değerlerin adıdır.

 

 

Davete “OKUNTU” yengeye“ GUMA”.

İnceden açılmış ekmeğe “YUKA”.

Sac içinde “KÖMBE”, üst de “BAZLAMA”,

Savrulan buğdaya “CEÇ” derler bizde.!!!

 

Babaanneye “EBE”, halaya “BİBİ”,

Amcaya “EMMİ” der, çocuğa “SABİ”,

Uzağa “IRAK” der, yakına “BERİ”,

Birin çağırırken “HİŞ” derler bizde.!!!

 

Hastalığa “MARAZ”, öksürüğe “ÇOR”,

Yabancıya “EL”, acemiye “TOR”,

Hanıma “AVRAT” der konuşmaya “ŞOR”,

İşler kötü ise “YAŞ” derler bizde.!!!

 

Büyük kaba “HELKE”, küçüğe “ŞİTİL”

Tohuma “BİDER” der, fidana “ŞETİL”,

Şakaya “YARENNİK”, girmekse “DIKIL”,

Leğen demezlerde “TEŞ” derler bizde.!!!

 

Düğmeye “İLİK” der, eşarba “YAĞLIK”

Yayılmış yoğurdun suyuna “KATIK”,

Ayrana “ÇALKAMAÇ”, yayığa “YANNIK”,

Avşar pilavına “AŞ” derler bizde.!!!

 

Çukurlara “YARIK”, bedava “BELEŞ”,

Hayvan ölüsünün adına “ÜLEŞ”,

Güzele “GÖKÇEK” der, bir adı “KELEŞ”,

Rüya demezlerde “DÜŞ” derler bizde.!!!

 

Herhâlde “ELLEHAM ” bir adı “ZAAHAR”,

Ameleye “IRGAT”, koyuna “DAVAR”,

Tazeye “ACER” der, yokuşa “BAYIR”,

Koş gel demezlerde “GOP” derler bizde.!!!

 

Kırmızı “TOKADALI”, pembeye “ŞAYAK”,

Amcaya “EMMİ”, kibara “KIYAK”,

Az önce “DEBİYAK”, demine “BAYAK”,

Otun samanına “KES” derler bizde.!!!

 

Dünürüne “HISIM”, düşmana “HASIM”,

Gömleğe “İŞLİK” der, ilmeğe “DÜĞÜM”,

Havluya “PEŞKİR”, bakraca “GÜĞÜM”,

Yetmemiş armuda “KEŞ ” derler bizde.!!!

 

Gezmeye “HALAKA”, zarara “GAREZ”,

Nüfusa “HORANTA”, murâda “MURAZ”,

Biçilmiş Ekinin yerine “FİREZ”,

Bahardan önceye “GIŞ” derler bizde.!!!

 

Okula “MEKTEP” der, tokada “ŞAPLAK”

Tarlaya su akan yerlere “SAVAK”

Esire “YESİR” der, üşümek “BUYMAK”

Ağaç kırılınca “HAŞ” derler bizde.!!!

 

Fasulye ye “PAKLA” der, pencereye “PENEK”

Havuca “PÜRÇÜKLÜ” yıkanmak “ÇİMMEK”

Çiftçiye “İREÇBER, bakmak “DEANEMEK”

Bayat yumurtaya “CILK” derler bizde.!!!

 

İşarete “IŞMAR”, tavıra “ZAVIR”

Önceye “SELEF” der, geçmişe “BILDIR”

Lüzumsuza “VETSİZ”, kahıra “GAHİR”

Anlaştık demezde “HE” derler bizde.!!!

 

Elbiseye “ASBAP”, yıkanmış “YUNUK”

Yanağa “AVURT” der, surata “DULUK”

Civcive “CÜCÜK”, hindiye “CULUK”

Kümese sürerken “KİŞ” derler bizde.!!!

 

Değneğe “MESES” der, balkona “ÇARDAK”

Sipariş “ISMARIÇ”, kızmak “SOKRANMAK”

Uzaklaşmanın adı bizde "IRAMAK”

Eşeğe binerken “ÇÜŞ” derler bizde.!!!

 

Çukur taşa “GAKLIK”, dolaba “GAPLIK”

Tavaya “ELLİCE”, yemeğe “AZZIK”

Testiye “CERE” der takıya “BEKLİK”

Evet yerine kısaca "HEYE" derler bizde.!!!

 

Not: Derleyeni bilinmeyen Anonim olan bu paylaşımımız için iyi okumalar dilerim.