“Bu Oyun Yeni Değil”. Çünkü geçmişten vatanımızın ayağına takılmaya çalışılan çelmeler,  bu şiirde sadece 7 kıtaya sığdırılmış geçmişten günümüze ‘vatan hikâyesidir. ‘Bu Oyun Yeni Değil’ emperyalist güçlerin gözleri Güneydoğudaki enerji yatakları ile Fırat ve Dicle’nin suyudur. PKK sadece dış güçlerin maşası ve piyonlarıdır. Çünkü Suriye için belirlenen çizgi çoktan Libya’sına, Kudüs’üne, Yemen’ine de çizilmiştir. Dillere destan böl, parçala ve yönet taktiği hali hazırda en iyi plandır ve maşalarla taşınır bir devirden bir devire. İlk olarak sınırlar belirlenir, sonra yaşam kaynakları öğütülür, baharla doğmak yerine baharla ölünür. Ne kadar kolaydır uzaktan uzağa tereyağından kıl çeker gibi insanlığın, ölümün, vatanın, her gün yaşayıp belki de farkında olamadıkları o ekip-biçtikleri toprağın ellerinden alınışını izlemek vardır. Eskidir bizim hikâyemiz de vatan sevgimiz, vatan diye diye ölüme koşarak gidişimiz bizim alın yazımızdır. Türk milleti konu vatan ise gerisi teferruattır ruhu ile başka milletlere benzemez. Ne demiş şair “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, eğer toprak uğrunda ölen varsa vatandır.”

Meydanı boş bırakmamak için ülkemizin birlik ve beraberliğe ihtiyacı vardır. Bu topraklar emperyalist güçler tarafından cetvelle bölünerek sınırları çizilip bize verilmedi. Biz bu sınırları süngü ile çizdik, mürekkebi de kandır bedelini şehit kanıyla ödedik ve bende şiirimle diyorum ki bu oyun yeni değil. Oyun aynı oyun ama figüranlar değişik.

 

BU OYUN YENİ DEĞİL

Bakın geçmiş tarihe Libya, Kudüs, Yemen’de

Yine haçlı gemisi, kaptanları dümende,

Biz tanırız onları mağrip, maşrik, Aden’de,

Suriye’de vurulan bu tokat ağır olur,

Rabbim bize cephede yardım eden yar olur.

 

Ne dost ne de müttefik falan ile filanlar,

Ayan beyan meydanda söylediği yalanlar,

Parçalayıp bölmeye hazırlanmış planlar,

İş birlikçi maşalar her devirde var olur,

Emperyalist güçlerin emrindeki ser olur.

 

Lavrens gibi ajanlar, cirit atıp geziyor,

Cetvel ile bölerek sınırları çiziyor,

Kaynakları sömürüp masum halkı eziyor,

Saltanatı uğruna emir alan er olur,

Arap baharı ile yıkılarak sır olur.

 

Bunları ayartıyor iki yüzlü birisi,

Esas düşman geride, önde çakal sürüsü,

Yerde, gökte, dağlarda öter Türk’ün borusu,

Mehmedin zafer sesi cephelerde gür olur,

Seksen milyon tek vücut, kale gibi sur olur

 

Sayısız devlet kurduk, çok eskidir yaşımız,

Şeceremiz yazılı, Orhun’dadır taşımız,

Tarihte eğilmedik, dik gezdi hep başımız,

Şehitlik şeref bize, esaretlik ar olur

Böyle şanlı milleti mağlup etmek zor olur

 

Hak yolunda susarsa şair, yazar, âlimler,

Gerçeği söylemezler maske giyen malümler,

Meydanı boş bulurlar, eli kanlı zalimler,  

 Hainlerin sayısı her bölgede var olur,

O ateş bizi yakar, yüreklerde kor olur.

 

İbrahim’im diyor ki geçmişten ders alalım

Ayrımcılık yapmadan bir araya gelelim,

Kavgaları yok edip kardeş gibi kalalım,

Fitne ile fesada meydanlar hep dar olur,

Bu vatan cennet gibi yaşanacak yer olur.