Hafta sonu Ankara’da misafirlerim vardı.

Kırşehir’i görmeye bizleri ziyaret etmeye gelmişler.

Misafir başımızın tacı dedik.

Biz atalarımızda böyle gördük misafir ağırlanır, konaklatılır, muhabbet edilir, dostlukları güçlendirir derlerdi.

Bizde misafirlerimize Ahi şehri burası, sofrası geniş, kapısı açık buyur ettik.

Gelmiş Misafirlerimize şehrimizi tanıtalım diyerek terme caddesinde başladık.

Kapıcı camisini ve çarşı camisini gezdik tarih öncesi yapıları tanıttık.

Daha sonra ikinci ve üçüncü çarşının olduğu yerde 1930 yıllara kadar bedesten varmış tarihi kapalı çarşı.

Yıllarca Selçukluya, Osmanlıya ve cumhuriyetin kurulduğu yıllarda Kırşehirliye hizmet vermiş.

Köylünün, şehirlin alış verişi yaptığı bedesten bugün yok.

Buraya çokbilmiş diplomalı ilin valisi geldiğinde bu bedesten’i yerle bir etmiş.

Bugünkü gördüğünüz beton armayı bırakmış.

O zaman bedestenin dört kapısı varmış, her kapı bir camiye açılırmış.

Bugün camiler korumada bedesten yok ortada.

Uzun çarşıyı şöyle ayaküzeri bir dolaşıp Cacabey meydanında tarihi Cacabeyin restorasyonundan bahsettik.

Daha sonra Ahi camisini tanıtıp külliyenin güzelliğinde ne zaman hizmet vereceğinden konuştuk.

Kırşehir’e gelinirde tarihi kale gezilmez mi diyerek tarihi topraktan yığma kale üzerinde Kırşehir’e yüksekten bakın dedik.

Şimdi gördüğünüz manzara bizim çocukluk yıllarımızın ne Kırşehir’i nede tarihi kalesi.

Kale denince çocukların orta mektebi okudukları koşuştukları, kaynaştıkları, oynaştıkları yerdi.

Şimdi ne orta mektebin binası nede oynaşan çocukları var.

Tarihi kale cami Allah’tan sağlam duruyor.

Beş vakit Müslümanları haydin namaza diye davet ediyor.

Tarihi cami olmasa onu da yerle bir ederdik.

Yıkmakta üzerimize yok.

Yapmak bizim işimiz değil, yıkma seçilmişlerin işi.

Yıkıcı takım her seçimde hazır.

Aylarca yapılan yapıları, bir haftaya bile bırakmadan yıkarız evvel Allah.

Çünkü Kırşehir seçilmiş yıkım ekibi her dönemde var.

Şimdi Kale kendi kaderiyle baş başa bırakılmış durumda Kırşehir’e küs bekliyor.

Yatırım izni yok, çivi çakan mahpushanelere güneş doğmuyor söylüyor.

Devlet ise hiç oralı olmuyor.

Kalede tarih var diyenler, nerede bu tarih diye soranlara bir çukur açmışlar bekliyor.

Kalede kazı çalışması var mı yok mu belli bile değil.

Açılmış birkaç telle çevrili çukurlar kimi bekliyorsa.

Kale ortaokulu yıkılmış yeri enkaz duruyor.

Etrafına süsleyen ağaçlar bir bir yok oluyor.

Gelen insanlar ayaküzeri kaleden Kırşehir’i kuşbakışı seyrediyor.

Bizde misafirlerimize Kırşehir’i tanıtıyoruz bu arada.

Burası tarihi topraktan yığma kale ne zamanda yapılmış derseniz çok efsane üretiliyor doğru bilgi olmasa da yıllar öncesinde yığma topraktan üzerinde duruyoruz..

Bura koruma altında çiviş çaktırmıyorlar.

Bu yüzden kalenin etrafının bakımsızlığı bundan dedik.