Anadolu Selçuklu döneminde 1271-1272 yıllarında Nurettin Cibril Bin Cacabey tarafından yaptırılan Cacabey Medresesi’nin yaklaşık 5 yıllık restorasyon çalışmaları tamamlandı. Caminin yeniden ibadete açılması sebebiyle tören düzenlendi.
Törene Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan’ın yanı sıra Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy, Türkiye Uzay Ajansı Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım, Kırşehir Valisi Hüdayar Mete Buhara, siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, Cacabey Medresesi’nin tarihi bir cami olduğunu belirterek, “Kırşehir’in en büyük yapıtlarından biri olan Cacabey Medresesi’nin restorasyon süreci adeta iğneyle kuyu kazılırcasına çok titiz çalışmalarla 5 yıla yakın bir süreçte bu restorasyon çalışmaları detaylarıyla anlatıldı. Tabi bu büyük bir medeniyet kurduğumuz bu topraklarda sadece yer yüzünü de değil uzayı da ihya etmek adına uzayı da gözlemlemek adına çalışmalarda başlatılmıştı. 750 yıl kadar önce ilimizin ilk valilerinden Cacabey, bu medreseyi, bu bilim merkezini kurarak uzayı da gözlemlemeye başlamıştı. Camiinin kuzey doğu ve kuzey batıdaki 3 sütunumuz rokete benzer, roketi andıran yapıtlarıyla bunu sembolize etmişlerdi. Tabii Cacabey Medresemizde bilim adına, uygarlık adına bir çok sembolik eserler var. Böyle bir eserin şehrimize tekrar kazandırılmasında emeği geçenlere teşekkür ederim” dedi.
“CACABEY’İN BİLİME VERDİĞİ ÖNEMİN BİR KANITIDIR”
Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy ise konuşmasında, “Cacabey Gökbilim Medresesi; Cacabey’in bilime verdiği önemin bir kanıtı sayılmaktadır. Medresesinin rasathane olarak kullanıldığı ve bir gözlem kuyusunun olduğu 1325 tarihli Ankara Salnamesinde de yazılıdır. Yapı üzerindeki birtakım modellerin astronomi ile bağlantılı olduğu düşünülmektedir. Medresenin giriş kemeri üzerinde yer alan tek satırlık kitabede Besmele ve Nahl Suresi’nin 90. Ayetinin baş kısmı bulunmaktadır. Bu kitabenin altında olan ve uçları iki yana dönen diğer kitabede ise Al-i İmran Suresi’nin 18 ve 19. Ayetleri yazılıdır. Bu yazı şeridiyle kapı kemeri arasına iki satır halinde yerleştirilen, ayrıca sağ köşesine de bir metin eklenen kitabe ise bazı vergilerin kaldırıldığını bildiren bir emir namedir. Döneminde astronomi yüksekokulu olarak hizmet veren eserin, sonradan camiye çevrildiği bilinmektedir. Minaresindeki mavi çinilerden dolayı halk arasında “Cıncıklı” cami olarak da tanınmaktadır. Bu nitelikleriyle adeta bir sanat eseridir. Tüm bu kendine has özelliklerinden dolayı UNESCO Dünya Geçici Miras Listesi'nde yer alan Cacabey Gökbilim Medresesi, dünyanın da ilgisini çekmektedir” diye konuştu.
“İKİ ETAPLI RESTORASYON GERÇEKLEŞTİ”
Cacabey (Medresesi) Camii’nin ihyası iki etaplı restorasyon gerçekleştiğini söyleyen Vakıflar Genel Müdürü Ersoy, “2019 yılında başlatılan çalışmada Başlıca; - Onaylı restorasyon projesi doğrultusunda kubbe taş kaplanmış, kubbe üzerine cam örtü yapılmıştır. Özgününde toprak dam olan üst örtü, yapının su almasını önlemek amacıyla kurşun kaplanmıştır. - Yapının tüm duvarlarında yer yer %100’e ulaşan tuzlanma sorunu %3’lere indirilmiştir. - Ahşap pencereler ve kapılar, eski fotoğraflar esas alınarak yenilenmiştir. - Tuğla minare örgüsünü tamamlayan ve büyük çoğunluğu yok olmuş çiniler tamamlanmış, minare korkuluğunda yer alan özgün dövme demir elemanlar esas alınarak minare korkuluğu yenilenmiştir. - Cami döşemeleri ve tahrip olmuş yerden ısıtma sistemi kaldırılmış, yörenin sıcak su sistemi kullanılacak şekilde yerden ısıtma yapılarak döşemeler taş kaplanmıştır” ifadelerini kullandı.
Camiinin yeniden ibadete açıldığı için mutluluk duyduğunu belirten Mustafa Dede ise, “Valla çok duygulandım. Biz bu anı yıllardır dört gözle bekliyorduk. Bu camiinin tarihi özelliği var. Aynı zamanda şehrimizin simgesidir” dedi. (FAHRETTİN TOKER)