22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla açıklamalar yapan Anahtar Parti Kırşehir İl Başkanı Cemal Kaya, Türkiye’nin su kaynakları konusunda kritik bir dönemeçten geçtiğini belirterek, su krizinin artık çevresel bir sorun olmanın ötesine geçtiğini ve milli güvenlik meselesi haline geldiğini vurguladı. Kırşehir ve tüm Türkiye için su yönetiminin hayati önem taşıdığına dikkat çeken Kaya, “Su, sadece yaşam kaynağımız değil, aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik ve diplomatik geleceğiyle doğrudan ilişkili bir stratejik unsurdur,” dedi.
SU KAYNAKLARININ KORUNMASI BİR MİLLİ GÜVENLİK KONUSUDUR
Cemal Kaya, Türkiye'nin su kaynaklarının hızla tükenmesi ve bilinçsiz kullanımın yol açtığı tahribatın önüne geçilmesi gerektiğini belirterek, şu açıklamaları yaptı: “Su artık sadece çevre sorunu değil, milli güvenlik sorunudur. Türkiye, su fakiri olma yolunda hızla ilerliyor. Bu durumun önüne geçilmesi için yetkililerin bir an önce harekete geçmesi gerekiyor.”
FIRAT VE DİCLE HAVZASI BİZİM GELECEĞİMİZİ BELİRLİYOR
Türkiye'nin su yönetiminin uluslararası baskılarla şekillendiğine dikkat çeken Kaya, özellikle Fırat ve Dicle havzasındaki gelişmelerin Türkiye için büyük tehdit oluşturduğunu ifade etti. Kırşehir’de de hissedilen bu baskıların, su politikalarının geleceğini doğrudan etkileyeceğini belirten Kaya, “Fırat ve Dicle, Türkiye’nin su potansiyelinin üçte birini oluşturuyor. Bu bölge, hem enerji üretimi hem de su kaynakları açısından hayati öneme sahip,” dedi.
GÖLLERİN KURUMASI, TARIMI VE İKLİMİ VURUYOR
Kaya, Türkiye’deki göllerin hızla kurumasına ve bunun tarımsal üretim ile bölgesel iklim değişikliklerine yol açmasına da değindi. Kırşehir’in de etkilendiği bu durum, tüm tarım sektörü için bir felakete işaret ediyor. Kaya, sözlerine şöyle devam etti: “Bugün yanlış sulama politikaları ve sanayi atıkları nedeniyle iç su kaynaklarımız hızla tükeniyor. Göllerimizin kuruması, ekosistem yıkımına, hava kirliliğine ve tarımın çökmesine neden oluyor.”
SUYUN STRATEJİK ÖNEMİ: HAYATİ ADIMLAR ATILMALI
Türkiye’nin denizlerle çevrili olmasına rağmen içme suyu kaynaklarının hızla tükenmesi konusunda uyarılarda bulunan Kaya, suyun sadece yaşam için değil, enerji üretimi ve sanayi için de vazgeçilmez olduğunu vurguladı. Kırşehir ve diğer bölgelerde yeraltı su kaynaklarının denetimsiz tüketilmesi, ülkenin geleceğini tehdit ediyor. Kaya, “Suyun stratejik bir unsur olarak ele alınması artık bir tercih değil, bir zorunluluk olmuştur,” dedi.
ÇÖZÜM YOLLARI: SÜRDÜRÜLEBİLİR SU YÖNETİMİ
Anahtar Parti olarak sunulan çözüm önerileri, Türkiye’nin su krizini önleyebilmek için atılacak adımları içeriyor. Kaya, bu önerileri sıralarken, suyun milli güvenlik stratejilerine entegre edilmesi gerektiğini belirtti ve Kırşehirli vatandaşları suyun korunmasına dair daha duyarlı olmaya çağırdı:
Sınırları aşan su kaynakları için ulusal su stratejisi geliştirilmesi ve güçlü diplomatik adımların atılması
Ruhsatsız su kuyularının kayıt altına alınması ve denetimlerin artırılması
Yeraltı su rezervlerinin korunması ve izlenmesi
Yeraltı barajlarının sayısının artırılması ve modern tarım tekniklerinin benimsenmesi
Deniz suyu arıtma ve gri su geri dönüşüm projelerinin artırılması
Su yönetimi için özel bir “Su Bakanlığı” kurulması
KIRŞEHİR’DE SU KRİZİYLE MÜCADELE İÇİN HAREKETE GEÇİLMELİ
Su krizi konusunda sözlerini sürdüren Kaya, Kırşehir gibi tarımın yoğun olduğu illerde suyun daha etkin kullanılması gerektiğini vurgulayarak, “Su yönetimi, yalnızca yerel bir mesele olmaktan çıkmalı ve bölgesel bir strateji haline getirilmelidir,” dedi.
Son olarak, Türkiye'nin su yönetimi konusunda ulusal bir bilinç oluşturulması gerektiğini belirten Kaya, devletin tüm kurumlarının bu konuda el birliğiyle çalışması gerektiğini ifade etti. Su kaynaklarının kaybedilmesinin yalnızca ekolojik felaket yaratmakla kalmayacağını, aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası egemenliğini de tehdit edeceğini söyledi.
Cemal Kaya,Su, sadece bir çevre meselesi değil, aynı zamanda Türkiye'nin jeopolitik ve ekonomik bağımsızlığını doğrudan etkileyen bir faktördür. Eğer bugünden önlem alınmazsa, Türkiye ekolojik felaketin yanı sıra ulusal egemenlik tehdidiyle karşı karşıya kalacaktır,” dedi.