Büyük ozan ve Türkmen geleneğinin son abdallarından Neşet Usta, yalnızca Türkiye’nin değil, dünya müzik mirasının da en değerli hazinelerinden biri olarak kabul edilir. Babası Muharrem Ertaş gibi bir bağlama ustasının oğlu olarak müziğe ilk adımını atan Neşet Ertaş, ilkokul yıllarında keman ve bağlama çalmayı öğrenmiş ve çok genç yaşlardan itibaren müzikle iç içe bir yaşam sürmüştür. Babası ile çevre köylerin düğünlerinde sazı ve türküleriyle nam salan Ertaş, babasını hayatının en büyük etkisi olarak görmüş, onun yolunda ilerleyerek müziği bir yaşam biçimi haline getirmiştir. Dünyalık mal mülk peşinde koşmayan, sade ve mütevazı bir yaşam süren büyük usta, tüm varlığını müziğine ve halkına adamıştır.

Neşet Ertaş, fazlasıyla değil, tam da gerekli kadarıyla yetinmenin önemini vurgulayan sözleriyle tanınır. “Namerde muhtaç olmayacak ve ömrünü tamamlayacak şekilde bir ekmek parası lazım. Bunun fazlası, fazladır.” diyerek, sade ve öz bir yaşam felsefesi sunar. Ölümünde cebinden yüz lirası çıkmayan usta, gerçek zenginliğin maddi değerlerde değil, insanlıkta ve müzikte olduğunu öğretmiştir.

ABDALLIK GELENEĞİNİN SON BÜYÜĞÜ

Abdallık geleneğinin son temsilcisi olarak kabul edilen Neşet Ertaş, "Bozkırın Tezenesi" lakabıyla anılmıştır. Kendi deyimiyle kötü insanların türküleri yoktur ve türkü söyleyen her yanına oturulabilecek, güvenilir insanlardır. Bu düşünce, müziğin ve sanatın insanı arındırıcı, iyileştirici gücüne olan inancını yansıtır. 1950’li yıllardan itibaren plak kayıtlarıyla Orta Anadolu türküleri ve bozlaklarını geniş kitlelere ulaştıran Ertaş, 1960’lı yıllardan itibaren kendi yazdığı türküleri de seslendirmeye başlamıştır. Türkülerinde "Garip" mahlasını kullanarak, yalnızlık, sevgi, adalet ve insanlık temalarını işlemiştir. Her bir türküsü, derin bir hikaye ve yaşanmışlık barındırır.

Devlet sanatçılığı teklifini reddeden Ertaş, halkın sanatçısı olarak kalmayı tercih etmiş ve sanatını hiçbir zaman maddi çıkarlar uğruna kullanmamış.  1950'li yıllarda plaklar yapmaya başlayan ve 60'lı yıllarda kendi türkülerini söyleyen Ertaş, yoksulluğu bir şikayet konusu olarak görmez, var oluşun bir parçası olarak kabul eder.

Ertaş, sanatını ve sanatçı kimliğini devletle ilişkilendirmekten kaçınmış, "halkın sanatçısı" olmayı tercih etmiştir. Devlet sanatçılığı teklifini reddeden Ertaş, özgürlüğün ve bağımsızlığın peşinde bir yaşam sürmüştür.

Kırşehir Bağbaşı Mezarlığı'nda babasının yanına defnedilen Neşet Ertaş'ın mezar taşında yazılı olan sözler, onun yaşam felsefesini özetler: "Sakin ol ha, insanoğlu. İncitme canı, her can bir kalp, Hakk'a bağlı. İncitme canı, incitme".

Neşet Ertaş, müziğiyle, yaşamıyla ve bıraktığı mesajlarla unutulmaz bir miras bıraktı.

BİZİ TAKİP EDİN

Kırşehir Aşık Paşa Kütüphanesi’nden Atatürk’ü Anma Sergisi Kırşehir Aşık Paşa Kütüphanesi’nden Atatürk’ü Anma Sergisi

Kırşehir haberleri, Kırşehir yerel haberleri, Kırşehir'den güncel haberler, Kırşehir'den güncel son dakika, Kırşehir Aşıkpaşa,   Kırşehir Ahi Evran,   Kırşehir'e özgü kültür,  Neşet Ertaş,  Kırşehir'in gündemi,    Kırşehir Haber,  Kırşehir gündem,  Mucur Haberleri,     Akçakent Haberleri,    Çiçekdağı haberleri,    Kaman haberleri, Özbağ haberleriAkpınar haberleri,   Kırşehir köy haberleri,    Kırşehir ilçe haberleri, Akçakent haberleri, Kırşehir magazin,  Kırşehir'de neler oluyor,  Kırşehir sabah haberleri gibi aradığınız tüm sekmeler haber sitemizde mevcuttur. Bizi takip edin haberiniz olsun.

Muhabir: Ümit Tugay Koca