CHP Kırşehir Milletvekili Metin İlhan, TBMM'de yaptığı gündem dışı konuşmada, Türkiye’deki altın madeni arama çalışmalarını sert bir dille eleştirdi. İlhan, bu faaliyetlerin yerel ekonomiye doğrudan bir katkı sağlamadığını ifade ederek, "Yabancı şirketlerin yerli taşeronları aracılığıyla gerçekleştirdiği altın madenciliği, çevresel ve ekonomik yıkım yaratıyor" dedi

KIRŞEHİR’İN VERİMLİ TOPRAKLARI VE TARIM TEHLİKEDE

İlhan, konuşmasında Kırşehir’in doğa harikası Seyfe Gölü’nün altın madeni arama çalışmaları nedeniyle büyük bir tehlike altında olduğunu belirtti. Seyfe Gölü, Ramsar ve Bern Sözleşmeleri kapsamında koruma altında olan önemli bir sulak alan olmasına rağmen, yapılan düzenlemelerle koruma alanının daraltıldığını ve maden ruhsatları verildiğini ifade etti.

CHP Kırşehir Milletvekili Metin İlhan, son süreçte Kırşehir'de altın madeni arama ve çıkarma çalışmalarına ilişkin girişimlerde bulunan şirketlerin bölgeye verdiği ve vereceği zararlara hatta sonrasında oluşacak olan sorunlara dair eleştiride ve açıklamalarda bulundu. İlhan konuşmasında ilk olarak şunlara yer verdi: “ Ülkemizde ne yazık ki son yıllarda yabancı şirketlerin yerli taşeronları aracılığıyla altın arama ve çıkarma faaliyetlerinde önemli bir artış söz konusudur. Öncelikle şu bilinmelidir ki; bu şirketlerin karlılıkları Türkiye ekonomisine doğrudan bir katkı sağlamamaktadır”dedi.

Madencilik faaliyetleri elbette önemli olduğunu vurgulayan İlhan ,1935’te Atatürk tarafından, yer altı kaynaklarımızın devlet eliyle çıkarılması ve değerlendirilmesi amacıyla enstitü kurulduğunu 1963’te madenlerin %75'i kamunun olduğunu belirtti.

Şimdi ise altın madenlerinin %100'Ü yani tamamı özel sektörün elinde olduğunu ifade eden İlhan ,22 yıllık AKP iktidarı Türk halkına sürekli petrol ve doğalgaz hikayeleri anlatırken ülkemizdeki altın madeni ruhsatlarının ise tamamını özel şirketlere ve bunların da önemli bir kısmını yabancı şirketlere verildiğini ifade etti.

 Yerlilik ve millilik bu mudur! diyen İlhan ,olmayan petrol ve doğalgaz ile halkı uyutup Türkiye’deki ekonomik değeri yüksek altın kaynaklarını ise yabancı şirketlerin tekeline bırakmak.. Yani biz, Türkiye’de vahşi sömürge madenciliği var ve iktidar bunu görmezden geliyor derken bunları kastediyoruz. Ekonomik kriz sebebiyle can çekişen esnaf, çiftçi ve KOBİ’lerimiz destek beklerken ülkemiz topraklarını zehirleyen bu yabancı menşeli şirketlerin faaliyetleri vergi istisnaları ile hükümetlerce de desteklendi”dedi.

Kırşehir'den tepkiler çığ gibi büyüyor Kırşehir'den tepkiler çığ gibi büyüyor

İLHAN: "KIRŞEHİR'İN DOĞASI VE VERİMLİ TOPRAKLARI TAHRİP EDİLMEKLE BURUN BURUNA!

İlhan, Kırşehir'in çok sayıda endemik bitkinin yetiştiği verimli topraklarının ve temiz tabiatının para peşinde koşan şirketler tarafından talan ve tahrip edileceğine dikkat çekti ve eleştirilerine şunları ekledi: "Değerli milletvekilleri, bu aç gözlü şirketler şimdi de tertemiz doğası ve havası ile Türkiye'de hep en yaşanılır yerlerden biri olan bozkırın cenneti Kırşehir'imize göz dikmişler. Bu şirketler, birinci derece "doğal sit" ve "tabiat koruma" alanı olarak ilan edilen Orta Anadolu'da kuşların göç yolunda bulunan ve dünyanın en büyük flamingo topluluğu dahil olmak üzere yaklaşık 200 kuş türünü barındıran dünyanın önemli sulak alanlarından biri olan Seyfe Gölü havzasında madencilik faaliyetlerini büyük bir cüretle de yapmaktadırlar. Buradan soruyorum; Ramsar ve Bern Sözleşmeleri ile Uluslararası koruma kapsamında olan 1. derece doğal sit alanına altın arama izni verirken hiç mi vicdanınız sızlamadı? 14 Eylül’deki Cumhurbaşkanı Kararı ile Seyfe Gölü’nün doğal koruma alanı neden daraltıldı! Halbuki, Türkiye taraf olduğu Ramsar Sözleşmesi ile koruma kapsamına alması gerektiği Seyfe Gölü’nü besleyen su kaynaklarının kurumasını engellemek için çalışmalar yapmalıydı. Ancak bunun tersi oldu ve ilmek ilmek dokunarak Seyfe Gölü’nün kurumasının önü açıldı. Ve daha da vahimi, Cumhurbaşkanlığı Kararı sonrası buralar için maden işletme ruhsatları da verilecek! Bakınız, altın madeni şirketleri sadece kuş cenneti olan Seyfe Gölü’nde değil, gölün havzasında bulunan Karacaören, Boztepe, Çimeli üçgeninde de her tarafı delik deşik edip büyük bir kararlılıkla su aramaktalar. Aynısını Karahıdır ve Çuğun bölgesinde de yaptılar. Son olarak da Akçakent ilçemizde Kırşehir’in oksijen deposu meşe ormanlarının bulunduğu bölgeyi bu yandaş şirketlere peşkeş çektiler."

RANT PEŞİNDE KOŞANLARA HER YERDE DUR DEMEYE DEVAM EDECEĞİZ!

İlhan, tek amacı rant ve para olan bir takım yapıların Kırşehir'de amacına ulaşamayacağına vurgu yaparak her nerede olursa olsun emellerinin sonuç bulmaması için karşılarında durulacağını belirtti ve şu sözlerle konuşmasını noktaladı: "Altın madeni şirketleri, bölgede bulunan ve şehir ekonomisine büyük katma değer oluşturan besi çiftlikleri sahiplerine ve tarımla uğraşan köylülerimize de su tedarikini Hirfanlı Barajı, Yamula Barajı ve benzeri alternatifler ile sağlayacakları yalanını da söylemekteler. Ancak gerçek bunun tam tersi; zira altının ayrıştırılmasında çok fazla suya ihtiyaç var ve maden şirketleri bölgede her tarafı delik deşik etmelerine rağmen anlaşılan o ki istenilen düzeyde su bulamadılar, inşallah da bulamazlar! Maden şirketleri için su ruhsatı verenler Kırşehir için çok önemli bir ekonomik değer oluşturan besi çiftlikleri için ruhsat vermekten imtina etmektedirler. Buradan uyarıyoruz, altın madeni şirketlerinin su aradıkları ve işletmelerini kuracakları bölgede yaklaşık 200 bin insanımız yaşıyor. Hali hazırda su yoksulu olan bir yerde para hırsı için bölgedeki su kaynaklarını tüketmek, hayvancılığı ve tarımı bitirmek; şehir merkezi başta olmak üzere Kırşehir'de her yeri olumsuz etkileyecektir. Bu durumda gerek maden aramasında gerek çıkarılmasında gerekse de ayrıştırılmasında ortaya çıkacak çevre ve hava kirliliği bölgede yaşayan yaklaşık 200 bin insanı etkileyecektir. Buradan Kırşehir milletvekili olarak ifade etmek isterim ki; BEDELİ HER NE OLURSA OLSUN tertemiz havamızı kirletecek, yemyeşil doğamıza zarar verecek, Kırşehir’in temel geçim kaynaklarından hayvancılık ve tarımı bitirecek altın madeni şirketlerinin faaliyetlerine asla müsaade etmeyeceğiz zira KIRŞEHİR SAHİPSİZ DEĞİLDİR!!!...KIRŞEHİR SAHİPSİZ DEĞİLDİR!!!"dedi.

Muhabir: ZELİHA KARAYEL