Türkiye'nin küçük ancak ekonomik olarak dikkat çeken şehirlerinden biri olan Kırşehir, il bazında yıllık kişi başına düşen milli gelirde 55. sırada olmasına rağmen, dövizde ülke genelinde birinci sıradadır. Sanayi bölgesi olmamasına rağmen, şehir yıllardır altın ve dövizdeki güçlü pozisyonunu korumaktadır.
Kırşehirli vatandaşlar, Türk parasının değerinin günden güne eridiğini dile getirerek, geleceğin teminatı olarak gördükleri en güvenilir limanın dövüz ve altın olduğuna inanıyor. Bu durum, şehrin yabancı para ve altında üst sıralarda yer almasının en büyük sebeplerinden biri olarak gösteriliyor.
Bir sarrafın gözlemi: Altın ve döviz talebi
Kırşehir Bahadır Sarraf sahibi Ömer Bahadır, yaz aylarında altın satışlarının yoğun olduğunu, kışın ise yatırımcıların vazgeçilmezi olan dövizin talebinin arttığını belirtiyor. Bahadır, bu durumu şehrin yabancı paraya olan güveniyle açıklıyor.
Ömer Bahadır'a göre, "Yaz aylarında her ne kadar altın satışı yoğun olsa da kışın yatırımcıların ilgisi dövize kayıyor. Kırşehir'de yabancı paraya olan ilgi ve güven her geçen gün artıyor."
Kırşehir'in bu çelişkili ekonomik yapısı, şehrin hem riskleri hem de fırsatları değerlendirdiğinin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Kısa vadede para değerinin düşmesiyle vatandaşlar yatırımlarını dövize yönlendirirken, uzun vadede altın gibi değerli metallerin değer kaybetmeyeceğine inanıyor.