Kırşehir de yetimlerin, öksüzlerin, sığınmışların, kovulmuşların,

İtilmişlerin, terk edilmişlerin Hüsam babası Hakka yürüdü.

Bugün hocamın düğünü vardı tüm dostları onunlaydı.

Öldüğüm gün, taşınırken tabutum, Acı duyacağımı sanma bu dünyanın ardından, Ağlayarak; yazık oldu, diye konuşma,.

Yok oluyorlar mı batınca güneş ve ay?

Ölüm sandığın şey, aslında doğuştur.

Zindan gibi görünüyor mezar, oysa ruh Özgürlüğe kavuşur.

Hangi tohum büyümez ekilince toprağa?

İnsan tohumundan şüphen mi var yoksa?

Hüsamettin hoca ölmedi, diriliş gününe yolculuğa çıktı.

Ölüm olmaz ise diriliş olur mu?

Hüsamettin hocayla Sosyal hizmetler çocuk yuvasında öğretmenlik yapmış olduğu yıllarda tanımıştım.

Gençlik yıllarında İslam’la tanışmış kendisini Allah’a adamış bir dosttan öteye kardeş olmuştuk.

Hüsamettin hocayı Sosyal Hizmetlere ziyaretine gittiğimde gençlerle buluşur onlarla sohbet ederdik.

Nöbete kaldığı geceler birlikte olur, yetimlerin başını okşar muhabbeti koyulaştırırdık.

Yuva gençlerini spora ve topluma kazandırmak için hocamın çok emeği vardı.

Hüsamettin hoca Sosyal Hizmetlerde çocukların hem arkadaşı, hem babası, hem dert ortağıydı.

Babasını dahi tanımamış gençlerin Hüsam babalarıydı.

Bugün o çocukların hepsi iş, güç, aş sahibi oldular.

Evlendiler Yuva kurdular, çocuk sahibi oldular.

Ama Hüsam babalarını hiç unutmadılar.

Refah yol döneminde Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü görevine geldi.

Daha sonra Refah iktidar çekilince memuriyetten ayrılmıştı.

Kısa süre sonra PETLAS Lastik Fabrikasında Müdür olarak görev yaptı.

Ak Partiyle Sosyal Hizmetlere geri dönmüştü. Hacıbektaş yaşlılar yurdunda göreve başlamıştı.

Çok sevdiği yaşlı amcaların teyzelerin Hüsamettin babası olmuştu.

Onlara saz çalıp, türkü söyler, nameler, destanlar okurdu.

Yurtta kalan yaşlıların gönül dostuydu.

Birlikte sohbet edip birlikte çalıp birlikte eğlenirdi.

Hacıbektaş'a gidip gelmek zor oluyordu, Kırşehir Yaşlılar Yurduna geldi yine aynı muhabbeti onlarada gösteren hoca hayatı boyunca hiç eğilmedi, hep dik ve dürüst kalmak istedi.

Görev süresinde başına ne geldiyse eğilmediğinden, dürüstlüğünden ve yiğitliğinden geldi.

Allah’ın izniyle hepsine göğüs gerdi ama teslim olmadı.

Haksızlığa ve Haksızlara karşı hep dik durdu.

Kendine has giyimiyle yumurta topuk sivri ayakkabısıyla ve muhabbetiyle her yaşın sevgisini almıştı.

Yine bir gün emekli olacağım dedi yoksa başım belaya girecek bu köçeklerle deyip istifa dilekçesini sundu.

Kendine has bir bahçe yaptı, köçeklerden uzak yaşamayı seçti.

Allah’a dayalı bir

Ömür bugün toprakla buluştu.

Yılların dostluğunu kabirle buluşturup ellerimle toprağa koymak bana nasip oldu.

Yaşarken iktidarlarda ve ellerindeki güçleriyle köçeklerden hakkını din günü alacak.

Allah’ın terazisinde eksik olmaz o zaman vay onların haline.

Hüsamettin hocama Allah’tan rahmet diliyorum, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum, makamın Cennet olsun yetimlerin Hüsam Babası.