Olay, 7 Ekim 2022 tarihinde Kocaeli Gebze ilçesi Mustafapaşa Mahallesi 721 Sokak’ta meydana geldi. 3 katlı binanın 2. katında yangın çıkması üzerine itfaiye ekipleri alevlere müdahale etti. Evde yapılan incelemede 15 yaşındaki Büşra Kabataş’ın cesedi bulundu. Cinayet şüphesi üzerine duran ekipler, yaptığı araştırmalarda Büşra Kabataş’ın annesi Aylin Çetin’in eski sevgisi Taner Yaylacı tarafından canice işkence edilerek öldürüldüğü tespit edildi. Büşra Kabataş’ı 25 yerinden bıçaklayarak öldüren ve yangın süsü vermek amacıyla odayı ateşe veren Yaylacı, Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Cinayet Bürosu dedektiflerince yakalanarak gözaltına alındı.
İnternet üzerinden yapığı aramalar kan dondurmuştu
Cinayet sonrasında katil zanlısı Taner Yaylacı’nın cep telefonu ve bilgisayarı incelemeye alındı. Yapılan incelemede Yaylacı’nın cinayeti işlemeden önce internet üzerinden yaptığı aramalar kan dondurmuştu. Sanığın, "Boğulmayla ilgili ceset görüntüleri", "Elektroşok tabancasıyla bir insan nasıl bayıltılır?", "Diri diri insan yakma sonrası otopsi sonuçları", "DNA ile suçlu bulunur mu?", "Boğulmayla ilgili yapılan analizlerde belirtiler nasıl anlaşılır?", "Otopsi raporu kaç günde çıkar?", "2021-2022 lise okul çıkış saatleri", "Çocuğun cinsel istismarı sonrası adli tıp uygulamaları", "Bilişim suçlarında adli tıp tespitleri", "Bayıltmadan sonra tecavüz", "Ölümle sonuçlanan ırza geçme", "Bayan azdırıcı ürünler", "Tecavüzün cezası", "15 yaşındaki çocuğa nasıl tecavüz edilir?" ve "Zorla tecavüzle ilgili pornografik görüntüler" gibi aramalar yaptığı ortaya çıkmıştı.
İlk duruşmada tüm suçları reddetmişti
Önceki duruşmada, tutuklu sanık Taner Yaylacı, bir dönem sevgilisi olduğu Aylin Çetin’in kendisini aldattığını düşünmesi sebebiyle konuşmak için evine gittiğini, Büşra ile karşılaştığını, kendisine küfür etmesi sebebiyle eline bıçak aldığını ve dengesini kaybederek genç kızın üstüne düşmesi sebebiyle olayın gerçekleştiğini söylemiş, bir bıçak darbesi dışında tüm suçları reddetmişti. Sanık ifadesinde, “Büşra’nın bana tekme atması üzerine dengemi kaybedip üzerine düştüm. Elimdeki bıçak dik şekilde Büşra’nın boğazına saplandı. Şoktaydım, kendimi dışarı attım. Üzerimde bulunan elektroşok cihazını, bıçağı ve elbiselerimi çöpe attım. Elektroşoku hiç kullanmadım. Büşra’nın o güne kadar kötülüğünü görmemiştim. Pişmanım" demişti.
"Büşra’nın ölümünde annenin parmağı olabileceğini düşünüyoruz"
"Canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme" suçundan yargılanan Taner Yaylacı’nın Gebze Adliyesi’nde davanın 2. celsesi devam etti. 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya maktulün ailesi, taraf avukatları katıldı. Tutuklu sanık Taner Yaylacı SEGBİS ile duruşmaya katıldı. Konuya ilişkin konuşan sanık avukatı Fatma Büşra Çelik, "Aylin’in evladını kaybeden bir anne olarak değil, sabır takındığına dair tavırlar sergilediğini duyduk. Büşra’nın ölümünde annenin parmağı olabileceğini düşünüyoruz. ’Planlı bir şey olabilir mi?’ diye Aylin Çetin’e yönelik soruşturma açılmasını istiyoruz. Çünkü sanığın buna yönelik beyanları var. Müvekkilim, Aylin’in başka sevgilisini olduğunu, onunla birliktelik yaşadığını, Büşra’nın da bunu bildiğini, Aylin’in içinde bulunduğu ilişkisi tarafından öldürüldüğünü düşünüyoruz. Sanık üzerine yıkıldığını, sadece boğazına saplanan bıçağı kabul ediyor. Aylin ve Başak’ı telefon ve HTS’nin incelenmesini talep ediyoruz" diye konuştu.
"Büşra benim bıçağımın üzerine düşerek öldüyse bunu kabul ediyorum ancak yakma, bağlama, boğma olaylarını kabul etmiyorum"
Avukatının dediklerine katılan Taner Yaylacı, "4 ay önce Aylin beni arayarak ’Bana sürpriz yapmak için yanıma mı geldin, beni biri takip ediyor, sen misin? diye sordu. Ancak o kişi ben değildim, kendisine de söyledim. Bu olaydan sonra Aylin’in evinin önünde, durakta, iş yerinin önünde aynı aracın toplam 3 defa görmüş. Kendisi takip ediliyormuş. Ben Büşra’nın annesi ve kendisini takip eden kişi tarafından öldürüldüğünü düşünüyorum. İlk günden bu güne kadar hakkımda olmayan şeyler iddia ediliyor. Büşra’nın ölümüne sebep olabilirim ancak farklı şeyler de var. Büşra benim bıçağımın üzerine düşerek öldüyse bunu kabul ediyorum ancak yakma, bağlama, boğma olaylarını kabul etmiyorum. Planlı, tasarlayarak bir şey yapmadım" şeklinde konuştu.
“Büşra ile aramda hiçbir kötü olay yoktu”
Olay tarihinde maktulün evine Aylin ile kendisini aldatması sebebiyle konuşmak amacıyla gittiğini belirten sanık Yaylacı, “9 günlük süre içerisinde Aylin’i takip edip, 3 kez yüz yüze konuştuk. ‘Beni neden başkasıyla aldattın?’ diye sordum, ancak o benimle konuşmaktan kaçtı. Olaydan bir gün önce de Aylin ile yüz yüze buluştu. Aylin benimle konuşamayacağını, yorgun olduğunu söyleyerek olayın yaşandığı tarihte ben evine çağırdı. O sebeple gece otelde kaldım. Ertesi günde konuşmak için evine gittim ancak Aylin evde değildi. Olayı tasarlasaydım daha önce Aylin’e zarar verebilirdim. Büşra ile aramda hiçbir kötü olay yoktu. Zarar verseydim annesine zarar verirdim. Büşra bana, ‘Annem seni zor zamanları için kullandı’ dedi. Aylin, beni bırak evladına bile acımaz. Yaşadığı şeylerden dolayı insanların hayatıyla oynar. Benim hayatımla da oynadı. Bir bıçak darbesi benim yüzümden oldu ancak bağlama, boğma, yakma olayının Aylin ve sevgilisinin yaptığını düşünüyorum. Zira Aylin ve sevgilisi cinsel birliktelik yaşamış, Büşra buna şahit olmuş, onu susturmak istemişlerdir" dedi.
"Sanık Büşra’ya tecavüz etmiş, delili ortadan kaldırmak için de genital bölgesini yakmıştır"
Maktulün aile avukatı Cemal Tınarlıoğlu ise, "Madem Büşra’yı çok seviyordun ve bıçak yanlışlıkla boğazına geldi, neden hastaneye götürmedin? ’15 yaşındaki kıza nasıl tecavüz edilir?’ diye neden aramalar yaptın. Sanık daha önceki duruşmada jelin ve elektroşokun kendisine ait olduğunu kabul etti. Sanık hayal kurarak savunma yapıyor. Sanık olayı tasarlayarak gerçekleştirmiştir. Eve gelirken yanında koli bandı, cinsel gücü arttırıcı ilaç, yanıcı jel, çamaşır ipi getiriyor. Büşra’nın genital bölgeleri yakılmış. Sanık Büşra’ya tecavüz etmiş, delili ortadan kaldırmak için de genital bölgesini yakmıştır. Olaydan bir gün önce telefonunda tecavüz, boğma, öldürmeye yönelik araştırmalar yapmış ve tüm malzemeleri yanında getirmiştir. Sanık, kızı şok cihazı ile bayıltıp eve götürüyor, tecavüz ediyor, öldürüyor ve yakıyor. Bu adamın yalanlarına inanmak mümkün değildir. Olayda işkence, eziyet, tasarlama var" diye konuştu.
"Büşra’ya gözüm gibi bakardım, asla böyle olmasını istemezdim"
"Büşra’nın boğazına saplanan bıçak dışında hiçbir suçu kabul etmiyorum" diyen Taner Yaylacı, "İlk ifademde suçlamayı kabul etmemin sebebi baskı altında olmamdır. Büşra’ya gözüm gibi bakardım, asla böyle olmasını istemezdim. Büşra üzerime düştüğünde bıçağım sebebiyle vefat ettiyse, verilen cezayı kabul ediyorum ancak bunun dışında öldürüldüyse bunu kabul etmiyorum. Çok pişmanım, eve gitmeseydim, Büşra üzerime düşmeyecekti. 14 aydır cezaevindeyim, hala kendime değilim, sadece Büşra olayında pişmanım" şeklinde konuştu.
Ağırlaştırılmış müebbet verdi
Mahkeme heyeti, sanığın tasarlayarak Büşra Kabataş’ı öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasına karar verdi. Karar sonrasında açıklama yapan avukat Cemal Tınarlıoğlu, "Meslektaşımla ben ailenin bütün görüşlerini ve dosyadaki bütün delilleri sürdük. Ağırlaştırılmış müebbet bekliyorduk. Bazı şeylerden sıyrılmaya çalışarak tahrik indirimi veya iyi niyet indirimi alamaya çalışsa da indirimsiz ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi" dedi.
Avukat Burak Uluköylü ise, "TCK’nın 82. maddesi 1. fıkrasınca çocuğa, kadına tasarlayarak adam öldürme suçundan cezalandırmaya gitti mahkeme, ağırlaştırılmış müebbet cezası tayin etti. Dosyadaki maddi delillerle eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiği sabitti" diye konuştu.