İlçenin suyu ve havasının şifalı olduğuna dair inanış, yüz yılı aşkın bir süredir halk arasında dilden dile dolaşıyor. Bu inanışın kökenleri, 1909 yıllarına, yani sıtma hastalığının bu bölgede oldukça yaygın olduğu dönemlere dayanıyor. O zamanlar pek çok kişi, Akçakent'in şifalı suyu ve havası sayesinde sıtma hastalığından kurtulduğuna inanıyordu. Bu da ilçenin tarihinde önemli bir yer tutan ve halk arasında "sıtma" adıyla anılan bu özelliğini günümüze kadar taşımasına neden oldu. Kırşehir merkeze sadece 65 kilometre uzaklıkta yer alan Akçakent, şifalı suyu ve havasıyla nam salmış durumda. Yüzyıllardır süregelen inanışa göre, bu küçük ilçenin doğal kaynakları, özellikle de sıtma hastalarına şifa dağıtıyor. Peki, bu inanışın kökenleri nereye dayanıyor ve Akçakent'in şifalı özellikleri neler?
1909 yılına dayanan bir tarihçesi olan bu inanış, Akçakent'in suyu ve havasının, çevrede yaygın olan sıtma hastalığına karşı mücadelede oldukça etkili olduğunu öne sürüyor. O dönemlerde sıtma hastaları, şifa bulmak üzere Akçakent'e akın edermiş. Halk arasında sıtma hastalığına karşı bir umut ışığı olarak görülen Akçakent, bu özelliğiyle zamanla ün kazanmış.
Akçakent'e akın eden hastalar
Şifalı olduğuna inanılan bu özellikler, zamanla sadece yerel halk arasında değil, çevre ilçe ve illerden gelen pek çok sıtma hastası tarafından da duyulmuş. Bu da her yıl yüzlerce, hatta binlerce hastanın Akçakent'e gelerek şifa aramasına neden olmuş. Peki, bu hastalar aradıkları şifayı bulabiliyor mu? Akçakent halkı ve eski hastalar, bu soruya olumlu yanıtlar veriyor.
Akçakent'in şifalı suyu ve havası, sıtma hastalarına şifa dağıtmaya devam ederken, bu durum aynı zamanda ilçenin turizm potansiyelini de artırıyor. İlçeye gelen hastalar, hem şifa arıyor hem de bu tarihi ve doğal güzellikleri keşfediyor. Akçakent'in sıtma hastalığıyla olan bu özel bağlantısı, hem hastalara umut oluyor hem de ilçenin kalkınmasına katkı sağlıyor.