Çakmada markayız
Atanmış çakmalar söz sahibi olmuş.
Çakmada üstümüze yok dersem de alınmayın.
Alınsanız da darılmayın, çakmayım diyecek yüreğiniz olsun.
Baştan ayağa kadar her şeyin en hakiki çakmalarının satıldığı ülkemizde insanlarımız bile çakmalaşıyor.
Her şeyimiz çakma.
Çakma atanmışlar meydanlarda kravatlı geziyor.
Tüketmiş olduğumuz gıdaların çakması tezgâhlarda alıcı buluyor.
Giyim mağazalarında çakmalar albenili vitrinleri süslüyor.
Aklınıza gelen her ürünün bir çakması piyasada kendine yer buluyor.
Çin, dünyadaki her şeyin sahtesini, çakmasını yapmakta ustalaşmış durumda gözükse de...
Türkiye Çin’den geri kalmıyor.
Orijinallerine kıyasla piyasada rağbet gören çakmalara baktıkça ülke kimlerin elinde diye düşünmeden edemiyorum.
Bugün ülkemizin pazarlarında gördüğümüz çakmalara yenisi eklendi.
Çakma seçilmişler orijinalim diye geziyorlar.
Atanmış çakmalar seçildim diye poz veriyor.
Bu günlerde ise çakma başkanlar yerini koruyor.
Geçen gün oda seçimleri geliyor diye bir köşe yazısı yayınlamıştım.
Kırşehir Ticaret Odası seçimleri yaklaşıyor adaylar şimdiden meydanlara iniyor demiştim.
Burada yazımın içerisinde çakma başkan tabirini kullanmıştım.
Birileri bu çakma başkan dememden alınmış.
Köşe yazımla ilgi okurlarımdan olumlu mail ve telefon aldım.
Burada yazmaya kalksan sayfalara sığmaz.
Duyarlı Kırşehir okurlarının hepsine buradan teşekkür ediyorum.
Oda başkanı ben çakma değilim diyor.
Bana nasıl çakma dersin diye bana da “kıyı” yazar diyor.
Doğru biz “kıyı” da, kenarda çakmaları bulup köşemizde yazıyoruz.
İlimizde bilmeyenler doğruları bilsin diyoruz.
Ülke genelinde ve ilimizde çakmaları yazmak birilerini üzüyor.
Çıkarcıları, menfaatçileri, koltukçuları, çakmaları yazmak her “kıyı” köşe yazarına nasip olmuyor.
Fabrikatör, esnaf, tüccar, tacir, iş insanları “Ticaret Odası” ne iş yapar, ne işe yarar diye haklı olarak bu soruyu soruyor.
Sormakla haklı.
Kırşehir’in duyarlı esnafına buradan çok teşekkür ediyorum.
Esnafı, iş insanlarını öteleyen, esnaf ne durumda demeyen, sorunları ile ilgilenmeyen bir açıklama da bulunmuş ne diyor, bana çakma dedi diyor.
Sen çakma değilsen neden alınıyorsun.
Orijinal olan bir şey, kendini ispat etme gereğini hisseder mi?
Çakma olmayan kendini ispat etme gayreti içinde olur mu?
Dedim ya meydanlar çakmalardan geçilmiyor.
Alıngan çakma ben seçimle geldim diyor.
Bizim buna bir itirazımız yok, seçimle gelen başkan giderken neden alıngana seni seçiyoruz demiş.
Yönetimde olan diğer adaylara neden o şans verilmemiş.
Odada meclisine seçilmiş arkadaşların önüne sandık konulmuş olsaydı belki alıngan kenarda kalacaktı.
O tatlı başkanlık koltuğuna oturamayacaktı.
Yönetimdeki arkadaşların seçimiyle geldim, ben çakma değilim diyor.
Birilerinin atamasıyla seçildim demiyor.
Orijinal olsaydı esnafın, tüccarın, sanayicinin odası bir siyasi partinin arka bahçesi olmayacaktı.
Oda her görüşte ve düşüncede olan tüccarın, sanayicinin, esnafın temsil yeri…
Pandemi döneminde ağır günler geçiren esnafın yanında üyesi olduğu aidatını ödediği odası var mıydı?
Bugün ülkede yaşanan ekonomi darlığında sanayicinin yanında oda var mı?
Alıngan oda başkanı sanayicinin, yatırımcının, esnafın, tüccarın yanında değil, şehir şehir topun peşinde koşuyor.
Senin işin esnafın yanında durmak, birlerinin arka bahçesi olmak değil.
Çok seviyorsan topla oynamayı bir takım kur başkanı ol.
Fayda sağlamadığın koltuğu bırak, esnafın derdiyle dertlenecek, sorumluluk alıp birilerinin arak bahçesi olmayacaklara.
Esnafın feryadını duymayan bir oda seçimlere gidiyormuş.
Değişen bir şey olmayacak.
Mevcut çakma ben adayım demiş, açıklamasını yapalı aylar olmuş biz görmemişiz.
Koltuk tatlı oturan kalkmıyor.
Ben koltuğa ne kattım diyen gelmiyor.
Koltukta kendime ne katarım diyen oradan kalkmıyorum.