Türk Toraks Derneği'nin yaptığı yeni bir araştırma, Kırşehir dahil Türkiye'deki gençler arasında artan kalp krizi vakalarının arkasındaki gerçek nedeni ortaya koydu. Araştırma sonuçları, genç yaşta meydana gelen kalp krizlerinin, yaygın olarak düşünülenin aksine aşılar değil, hava kirliliğinin neden olduğu zararlar olduğunu belirtiyor.
Türk Toraks Derneği, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde düzenlediği 27. yıllık uluslararası kongrede "İklime Ses Ol, Dünyaya Nefes" temasını işledi. Kongrede, hava kirliliği ve iklim değişikliği, sağlığın en büyük düşmanları olarak ele alındı. Türkiye ve dünya genelinden yaklaşık bin 200 uzmanın katılımıyla gerçekleşen bu toplantıda, hava kirliliğinin sağlık üzerindeki etkileri detaylı bir şekilde incelendi.
PARTİKÜL MADDE KİRLİLİĞİNİN YÜKSEK OLDUĞU İLLERDE KALP KRİZİ RİSKİ DAHA FAZLA
Türk Toraks Derneği'nin raporuna göre, Türkiye'nin çeşitli bölgelerindeki partikül madde kirliliği oranları dikkat çekici düzeylerde. Kırşehir'de %42, Nevşehir'de yine %42, Kırıkkale'de %46,1 ve Aksaray'da %43,8 seviyelerinde kirlilik bulguları, kalp krizleriyle doğrudan ilişkilendiriliyor.
"Ani kalp krizleri, COVID-19 aşısına bağlıymış gibi düşünüldü ancak araştırmalar, asıl sorunun hava kirliliği olduğunu gösteriyor."
UZMANLAR NE DİYOR?
Uzmanlar, kalp ve solunum hastalıklarının artışındaki temel etken olarak hava kirliliğini işaret ediyor. Bu durum, Kırşehir ve diğer illerdeki hava kirliliği ile mücadele ve çevre sağlığı politikalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Hava kalitesi standartlarının iyileştirilmesi ve sürdürülebilir çevre politikalarının hayata geçirilmesi, halk sağlığını korumak adına şart görünüyor. Kalp krizi vakalarının artışındaki bu yeni bulgular, hem yerel yönetimlerin hem de bireylerin çevresel faktörlere karşı daha bilinçli ve proaktif bir yaklaşım benimsemesi gerektiğinin altını çiziyor.