Kırşehirli esnaflardan Hasan Er, mevsimsel hareketliliğin başladığı bu dönemde kehribar taşının hem güzellik hem de şifa veren özelliklerini vurguluyor. Er, Kırşehir'de bay ve bayan için yeni sezon kolye, yüzük ve binin üzerinde tesbih çeşidi sunuyor, kehribarın önemini ve kullanımını detaylandırıyor.

Kehribar taşının, çeşitli hastalıklara şifa verdiği ve kötü enerjileri dağıttığına dair inançları aktaran Hasan Er, taşın parlaklık ve saydamlık özelliklerinin yanı sıra, içinde fosilleşmiş canlılara rastlanmasının en dikkat çekici özellikleri arasında yer aldığını belirtiyor. Ayrıca, en kaliteli kehribarın Baltık Denizi'nden çıkarıldığını vurguluyor.

 Er, "Kehribar günümüzde en şifalı taşlar arasında yer almaktadır. Sindirimden, guatr hastalığına, ruh sağlığından romatizmal ağrılara iyi geldiği uzmanlar tarafından dile getirilen kehribar taşının hayatımızdaki yeri bu nedenle çok önemlidir."

Türk tespih ustalarının damla kehribarı sanat eserine dönüştürdüğünü ve bu taşın ender bulunan sertlikteki çeşitlerinin ekonomik değerini artırdığını ifade eden Er, kehribarın tespih yapımında kullanılan kıymetli taşlar sınıfında yer aldığını belirtiyor. Ayrıca, kehribarın 1900’lü yılların ikinci çeyreğinden itibaren Almanya’da farklı endüstriyel kullanımlar için de araştırıldığını, ancak bu yöntemle üretilen malzemelerin zamanla kararma sorunu ile karşılaştığını ve bu nedenle üretiminin sona erdiğini anlatıyor.

Ankara’ya defnedilecek Ankara’ya defnedilecek

Kehribarın çok yönlü kullanımı ve popülaritesi

Hasan Er, kehribarın aksesuar ve süs eşyalarında kullanımının yanı sıra, insan sağlığına olan olumlu etkileri nedeniyle şifalı taş olarak kabul edildiğini ve zamanla ilaç olarak da kullanılmaya başlandığını dile getiriyor. Bu taşın, tespih ve takı aksesuarı olarak sıkça kullanılmasının yanı sıra, insan vücuduna birçok olumlu etkisi olduğuna inanılıyor.

Hasan Er'in bu açıklamaları, Kırşehir'deki ve genel olarak Türkiye'deki tespih ve mücevher sanatının zenginliğini ve kültürel önemini vurguluyor. Kehribarın bu sanatlardaki rolü, tarihi ve kültürel mirasımızın bir parçası olarak kabul ediliyor.

Muhabir: Ümit Tugay Koca