Kırşehir'de zincir marketlerin kırtasiye ürünleri satmasına dair çıkan rahatsızlık ve esnafın bu durumdan duyduğu memnuniyetsizlik, kırtasiye sektöründeki hareketliliği etkileyen bir diğer faktör olarak karşımıza çıkıyor. Lokal esnafın sesine kulak verdiğimizde, ardında yatan daha büyük bir sorun örgüsü olduğu anlaşılıyor.

"Herkes Kendi İşini Yapsın": Esnafın çaresiz çığlığı

Ramazan Karabulut ismindeki bir esnafın dile getirdiği, "Herkes kendi mesleğini yapsın kimse aç kalmaz" şeklindeki vurgulaması, yerel esnafın zincir marketlere olan tepkisinin sadece bir yansımasıdır. Kırtasiye esnafı, kendi branşlarına yönelik ürünlerin büyük marketler tarafından da satılmasını, kendi iş kollarına yapılan bir müdahale olarak algılamaktadır.

Yüz yüze eğitimin kırtasiye pazarına etkisi

Kırşehir’de ve tüm Türkiye'de yüz yüze eğitim başladığı günden itibaren kırtasiye satışlarında hareketlilik gözlenirken, zincir marketlerin de bu alana el atmasıyla esnafın cebindeki pay düşmüş durumda. Ancak asıl sorun, esnafın sadece yılda bir defa gerçekleşen ve "sezon" olarak adlandırdıkları dönemde, zincir marketlerin bu pazarı kaplamasıdır.

Kırtasiyeciler ve zincir marketler: Çatışan çıkarlar

Karabulut, zincir marketlerin asli görevleri ve satışa sundukları ürün kategorileri arasında mantıklı bir sınır olması gerektiğini belirtirken, devletin bu konuda düzenleme yapması talebinde bulunuyor. "Kırtasiyeci misin, gıdacı mısın?" sorusuyla işaret ettiği konu, sektörel çıkar çatışmalarının ve rekabet koşullarının adaletsizleştiği bir durumu ortaya koymaktadır.

Taşkıran Ailesi’nin acı günü Taşkıran Ailesi’nin acı günü

Talepler ve beklentiler

Esnafın, devletten ve yetkili mercilerden beklediği, alanlarını koruma altına alacak düzenlemelerin yapılması ve böylelikle rekabetin daha sağlıklı koşullarda sürdürülebilmesidir. Marketlerin kırtasiye ürünleri satışının yanı sıra, esnafın kendi branşı dışında ürün satışının yasaklanması gibi, çeşitli alternatif çözüm yolları da gündeme getirilebilir.

Muhabir: Hatice Sürmeli