Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, Gazeteciler Murat Ağırel ve Timur Soykan’ın gözaltına alınmasının ardından sert açıklamalarda bulundu. Ekicioğlu, basın özgürlüğünün ihlaline karşı duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Ülke genelinde basına yönelik baskıların arttığına dikkat çeken Başkan Ekicioğlu, bu tür adımların demokrasinin zayıflamasına yol açacağını belirtti. Olayın ardından başta Kırşehir halkı olmak üzere, tüm kamuoyu bu duruma tepkisini göstermek için sosyal medyada sesini yükseltti.
Özkök son anketi açıklıyor: Ne CHP ne AKP'nin oyu
Gazeteci Ertuğrul Özkök, Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından yapılan anket sonuçlarını açıkladı.
Çok ilginç…
Dün Mahir Polat için çıkarılan “Ev hapsi” kararını ilk olarak Hürriyet’ten gelen bir uyarı ile okudum.
Baktım Hürriyet’in İnternet sitesinde ilk manşet haberiydi.
Sanki bu haberi sevinerek veriyorlar gibi bir halleri vardı.
Oysa günlerden beri öteki iktidar medyaları gibi Hürriyet de Ekrem İmamoğlu ve İBB’deki arkadaşları ile ilgili servis edilen haberleri, tıpkı Ergenekon dönemindeki gibi hiç dokunmadan, manşetten veriyorlardı.
Demek ki artık orada bile vicdanları sızlatan bir durumun farkına varanlar varmış.
YARIN İMAMOĞLU İLE İLGİLİ KARARI VERECEK SAYIN HAKİMLER VE SAVCILAR
Bence bu iyi bir haber.
Şimdi yarın Ekrem İmamoğlu’nun tutuksuz yargılama konusundaki başvurusu karara bağlanacak.
Sayın savcı, sayın hakimler…
Ergenekon için karar verecek yüksek düzeyli öteki siyasetçiler…
Eğer ülkenizi seviyorsanız…
Eğer sizin de vicdanınızda bir yerlerinize dokunan bir şeyler varsa…
Lütfen şu yazdıklarımı dikkatle okuyun…
Kararınızı vicdanınıza ve burada okuduklarınıza bakarak verin.
Ülkenizi, ülkemizin vatandaşlarını seviyor ve önemsiyorsanız, İmamoğlu’nu tutuksuz yargılama kararı verin.
Neden mi?
Buyurun anlatayım.
NİSAN AYINDA GELEN İLK ANKETİN ÇARPICI SONUÇLARI
Önümde Nisan ayının ilk anketi duruyor.
“Ank-Ar” şirketinin Nisan ayının ilk haftasında yaptığı araştırma…
“Bugün seçim olsa kime oy verirdiniz” sorusunun cevabı da var.
Tam sonuçlarını vermeyeceğim, çünkü seçime daha uzu süre var.
Ama şunu söyleyebilirim.
Ekrem İmamoğlu’na karşı girişilen operasyon AKP’ye pahalıya mal olacak gibi duruyor.
Çünkü CHP lehine fark açılıyor…
İKTİDAR MEDYASININ AĞIR PROPAGANDASI ALTINDA GEÇEN 21 GÜNÜN İLK BİLANÇOSU
Asıl üzerinde durmak istediğim sonuçlar, 18-19 Mart’tan bugüne geçen 3 hafta içinde, halkın İmamoğlu operasyonuna bakışı ne durumda olduğunu görmek.
Çünkü bu 21 gün içinde iktidar medyası, trolleri ve iktidar mensupları, her gün daha da ağırlaşan bir “Yolsuzluk propagandası” yapıyor.
Devletin yayın kuruluşu TRT bütün bedeni ile yüklenmiş durumda.
Bu ağır propaganda ve yayın taarruzunun sonuçları ne oldu?
İKTİDAR MEDYASININ HİÇ ETKİSİ OLMAMIŞ. SİYASİ OPERASYON DİYENLER YÜZDE 60’DAN YUKARI
Hemen söyleyeyim.
Hiçbir etkisi olmamış görünüyor.
Hatta İmamoğlu’na yapılanın tam anlamıyla bir “Siyasi operasyon” olduğuna inananların oranı yüzde 60 bandından yukarı doğru yükseliyor.
Şimdi bu sonuçları kısaca özetleyeyim.
ERKEN SEÇİM İSTEYENLER YÜZDE 60’DAN 65’E TIRMANDI
(*) BİR: Erken seçim isteyenlerin oranı yüzde 60’dan yüzde 65’e doğru hareketlenmiş.
DİPLOMA İPTALİ YANLIŞ DİYENLER YÜZDE 73’E DAYANDI
(*) İKİ: Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptalini nasıl buluyorsunuz?
Yüzde: 72.8: Yanlış bir karar. Doğru diyenler yüzde 19.
Yani İstanbul Üniversitesi’nde bazı yönetim kurulu üyelerinin aldığı bu karar AKP’li seçmeni bile ikna edememiş.
MHP’LİLERİN BİLE ANCAK YARIDAN BİRAZ FAZLASI DOĞRU KARAR DİYOR
(*) ÜÇ: Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını nasıl buluyorsunuz?
Yüzde 58: Yanlış buluyorum. Doğru bulanların oranı yüzde 25.
En ilginci, MHP’ye oy verenlerin bile ancak yarıya yakını bunu doğru bir karar olarak görüyor. (Yüzde 60’ı.)
AKP’de “Doğru karar” diyenlerin oranı da yüzde 70’de kalıyor.
HER 10 TÜRK’TEN 6’SI BU DELİLLERE İNANMIYOR
(*) DÖRT: Yargının İmamoğlu’nun tutuklanması konusunda sunduğu delilleri ikna edici buldunuz mu?
Yüzde 61.3 “İkna edici bulmadım” diyor.
İkna oldum diyenlerin oranı sadece yüzde 26.2.
HALKIN YÜZDE 66’SI 2 NİSAN BOYKOTUNA KATILMAMIŞ AMA
(*) Buna karşılık aynı insanların CHP’nin yaptığı genel boykota bakışı da ilginç. “2 Nisan seçim boykotuna katıldınız mı?” sorusuna verilen cevap şöyle:
Yüzde 66.8: Katılmadım.
Yüzde 24.8: Katıldım
Yüzde 4.6 : Haberin olsaydı katılırdım.
(*) Ama aynı insanlar, “2 Nisan boykot çağrısında bulunan insanların gözaltına alınmasını nasıl buluyorsunuz?” sorusuna verdikleri cevaplar da şöyle:
Yüzde 73.2 yanlış buluyorum.
Yüzde 19.3 doğru buluyorum.
HER 10 TÜRK’TEN SADECE 2.5’U İKTİDARIN YANINDA
Bu rakamları özetlersek önümüzdeki Yeni Türkiye sosyolojisi şöyle:
(*) Adalet Bakanı ve bazı AKP sözcülerinin dile getirdiği, “İmamoğlu hakkındaki karar tamamen hukukidir” tezi tamamen çökmüş vaziyette.
“Bu operasyon hakikidir” diyenlerin oranı yüzde19-24 bandında kalıyor.
Buna karşılık halkın yüzde 60’dan fazlası 18-19 Mart operasyonlarının bir “İdari ve Yargı darbesi” olduğuna inancı son 21 gün içinde daha da pekişmiş görünüyor.
HER 10 TÜRK’TEN SADECE 2.5’U GENÇLERE CEZA DOĞRUDUR DİYOR
(*) 18-19 Mart darbesini kınamak için sokağa çıkan gençlerin, boykot için çağrı yapanların cezalandırılmasını isteyen radikal nüfus oranı da aynı şekilde yüzde 19-24 bandında kalıyor.
Her 10 Türkiye vatandaşından en az 6’sı, bu cezalandırıcı uygulamalara karşı.
İÇERDEKİ İMAMOĞLU AKP İÇİN DIŞARDAKİNDEN DAHA TEHLİKELİ
Bence AKP kurmaylarının bu sosyolojik tabloyu önlerine koyup bir kere daha düşünmelerinde yarar var.
İçerdeki bir İmamoğlu,
İçerdeki İBB çalışanları…
Hastalıklarla mücadele eden Mahir Polat’a yapılanlar
İçerdeki gençler…
AKP’ye ve iktidara daha pahalıya patlıyor.
Kısaca 18-19 Mart operasyonu, halk tarafından bir “siyasi Darbe” olarak görülüyor ve tıpkı 15 Temmuz darbesi gibi ters tepiyor.
Neden böyle oluyor?
Sadece MASAK Raporuna bakmak yeter sanıyorum.
İKİNCİ YAZI
KIDEMLİ HESAP UZMANLARININ MASAK RAPORUNDA BULDUĞU ÜÇ İLGİNÇ TARİH
Bir grup eski Maliyeci ve hesap uzmanı bir araya gelip MASAK Raporunu uzman gözüyle incelemişler.
İlk dikkatlerini çeken şey, bu raporun MASAK’a sevk tarihi ile bitiş tarihleri olmuş.
Gerçekten çok çarpıcı bir durum var karşımızda:
Savcılığın MASAK’tan bu raporu isteme, yani “İşin sevk tarihi: 10 Mart 2025…
Raporun bitiş tarihi: 17 Mart 2025
BU KADAR KISA SÜREDE TAPAJI BİLE YAPILAMAZ
Eski kıdemli hesap uzmanları şöyle diyor:
“Bu kadar kısa sürede (yani 7 günde) bırakın araştırma raporunun yazılması, yazılan bu raporun tapajı bile yapılamaz.
Bilgi istemede bile yasal olarak 15 gün süre var, yasal bilgi isteme süresine de uyulmamış.
Ama durun daha da ilginci var.
BASILI RAPORUN ÜZERİNDE 19 MART TARİHİ YAZIYOR
Raporun basılı olarak gönderilen metninin üzerinde çok ilginç bir tarih var:
19 Mart 2025.
Bu tarih size bir şey hatırlattı mı?
O sabah saat 06’da 200 polis 20 araç Ekrem İmamoğlu’nun evine gelmişti.
Yani İmamoğlu gözaltına alındığı saatlerde, resmi olarak savcılığın elinde MASAK raporu yoktu.
ACABA RAPOR BAŞKA YERDE HAZIRLATILIP MASAK’A MI İMZALATILDI
Öyleyse neye göre gözaltına alındı İmamoğlu ve arkadaşları?
Acaba o rapor daha önce başka bir yerde başka kişilerce hazırlanmış bir belgeydi ve sırf imzalanıp resmî belge haline gelmesi için MASAK’a gönderildi ve MASAK da bir nevi noter görevi mi yaptı?
Bence açığa çıkarılması gereken bir soru bu.
KIDEMLİ HESAP UZMANLARININ HAZIRLADIĞI RAPORUN SON CÜMLESİ
Kıdemli hesap uzmanlarının hazırladığı gayrı resmî özel raporun son cümlesi şöyle:
(*) RAPOR,
“Delil sağlamaktan çok zemin yaratıyor.”
(*) SORU YAPISI:
“Suç bulmaktan çok, ilişki haritası kurma amacı güdüyor.”
(*) GİZLİ TANIK BEYANLARI:
“Çok zayıf. “
(*) SONUÇ:
“İddiaların iddianameye dönüşmesi halinde ceza hukukunun yüksek standartları çerçevesinde zayıf bir dava yapısı olduğu söylenebilir.”
BİR AN ÖNCE BU HATADAN DÖNÜLÜP TUTUKSUZ YARGILAMAYA GEÇİLMELİ
İmamoğlu işte böyle belgelerle gözaltına alınıp tutuklanınca, insanların ikna olmamasının nedeni daha da iyi anlaşılıyor.
Şahsi görüşüm şudur.
Bu dava hem Türkiye’nin hem AKP’nin itibarına tahminimizden büyük bir darbe vuruyor.
İmamoğlu ve arkadaşlarının bir an önce tahliye edilerek tutuksuz yargılanması sağlanmadıkça 18-19 Mart tarihi Türkiye’nin ve dünyanın kafasında bir “Siyasi darbe” olarak her geçen gün biraz daha yerleşecektir.
“NASIL OLSA DÜNYA DURUMU BİZDEN YANA” DİYE DÜŞÜNENE DİYECEĞİM ŞU
Ama “Nasıl olsa dünya konjonktürü bizden yana, şu sıralar kimsenin hukukla, insan haklarıyla demokrasiyle özgürlükle ilgileneceği yok” diye düşünüyorsanız…
Türk halkını çok küçümsüyorsunuz diyeceğim.
Bakın anketler şimdiden bunu söylemeye başladı.
Umarım Mahir Polat’tan sonra ikinci vicdani ve adil karar Ekrem İmamoğlu ve arkadaşları için gelir.
Pek umudum yok ama yine de hala vicdanı kalmış AKP’lilere söyleyeyim.