"Her söz, bir kehanet gibidir; zaman onu doğruyla buluşturur."
Geçmişte söylenen bazı sözler, kulağımıza birer fısıldama gibi gelir. Bazen o an, anlamını tam olarak kavrayamayız. Zaman ilerledikçe, o sözlerin içinde yatan gerçekler bir bir açığa çıkar. Şimdi, geçmişten günümüze, hem duyduğumuz hem de yaşamış olduğumuz bu anlamlı cümlelerin ne kadar doğru olduğunu daha net görüyoruz. O sözlerin bir kısmı, henüz gerçekleşmemişken umuttu; ama zaman içinde, gerçekleşen her olayla, her karşılaşılan durumla o sözlerin gerçeğe dönüştüğünü gözlemliyoruz.
Yusuf Güney’in şarkılarında sıkça duyduğumuz, “Zaman ne kadar da acımasız, geçiyor ve hiçbir şey eski haline gelmiyor,” cümlesi yıllar önce bir anlam taşımıyordu belki. Ama şimdi, dünya üzerindeki değişimlere, yaşadığımız zorluklara, toplumsal dönüşümlere baktığımızda, o sözün ardındaki gerçeği her birimiz derinden hissediyoruz. Gerçekten de zaman acımasız; geçmişin yaralarını sararken, yeni yaralar açabiliyor. Ama zaman, aynı zamanda bize iyileşme gücü de veriyor. Her kaybın ardından, her zor anın ardından, bir şekilde tekrar ayakta kalabiliyoruz. Çünkü zaman, sadece acıyı değil, gücü de getiriyor.
Bir diğer örnek ise, geçmişin en değerli öğretilerinden birine, “Her şeyin bir zamanı var,” sözüne baktığımızda, bu basit ama derin anlam taşıyan cümleyi yeniden keşfetmiş oluyoruz. İnsanlar yıllarca “sabır” kelimesini duyar, sabretmeyi öğrenmeye çalışır ama sabır, gerçekten de zamanla gelen bir şeydir. Bugün daha sabırlıyız çünkü yaşadıkça, zamanla içsel gücümüzü bulduk. Her zorluktan sonra sabrın bir meyvesi olduğunu fark ettik. Tıpkı kışın ardından gelen baharın, en soğuk gecenin ardından doğan sabahın güneşi gibi. Sabır, biriktirilen deneyimlerin sonucudur.
Bir başka önemli düşünce ise, "Değişim kaçınılmazdır," cümlesidir. Dünya sürekli dönüşürken, bizler de bu dönüşüme ayak uydurmak zorundayız. Bir zamanlar elbise modası değişirken, sadece giyim tarzımız değişiyordu; ama bugün, teknoloji hızla değişiyor, sosyal yapılar değişiyor ve biz buna ayak uydurmak zorunda kalıyoruz. Gerçekten de değişim kaçınılmaz. Zaman ne kadar hızlı geçse de, yeni düşünceler, yeni umutlar doğuyor. Bu değişim, bazen korkutucu olabilir, ancak değişimin getirdiği yenilikler, hayatımızı daha iyi bir hale getirebilir. Tıpkı doğanın sürekli döngüsü gibi, biz de yenilikleri kucakladıkça daha güçlü bir toplum ve birey olabiliriz.
Zamanın bize sunduğu en büyük armağanı fark ettiğimizde, aslında hayatın her anında bir ders olduğunu görmeye başlarız. Yaşadığımız her an, geleceğimizi şekillendiren bir tohum. Tıpkı toprakta büyüyen bir çiçek gibi, zaman da bizlere büyüme fırsatı verir. Kimi zaman acılarla, kimi zaman mutluluklarla. Her iki durumda da zaman, bizi şekillendirir. Geçmişte yaşadıklarımızı, bugün yaşadıklarımızı ve gelecekteki olasılıkları doğru okuyarak, hayatımızı yönlendirmeliyiz.
Zamanın içinde kaybolmadan, her anın değerini bilerek yaşamalıyız. Çünkü her geçen saniye, yaşamımıza bir anlam katıyor. O zaman, geçmişteki sözlerin gerçeğe dönüşmesini daha iyi anlayabiliyoruz. Her birimiz, zamanın bize sunduğu bu fırsatlar ile kendi hikayemizi yazıyoruz. Söylenen her doğru söz, zamanla bizleri buluyor ve içimizdeki gücü, sevgiyi, sabrı ve değişimi bize hatırlatıyor.
Güzel Dualar ve Dileklerimle,