VERĞİLER GELDİKÇE

Son günlerin en çok konuşulan gündemi hepimizin cebine ateş düşüren vergi zamları.
Devlet vergi musluklarının ağzını açtı.
Zamlar arka arkaya geliyor.
Devletin zamları her alanı kapsıyor.
Vatandaş geçim derken.
Devlet zammını koyuyor.
Zamlı geçim nasıl olacak dersiniz.
Oto yolar zamlandı, elektrik zamlandı doğal gaz sırada.
Belediyeler gelir vergisini ve suları zamla dı.
Harçlar her geçen gün artıyor.
Faizler aldı başını gidiyor.
Zam yağmuru bitmek tükenmek bilmiyor.
Seçimlerde verilen sözler unutuldu.
Savurganlığın, hesapsızca yapılan harcamaların yükü emekçilerin ve emeklilerin omuzlarına yükleniyor.
Doğalgaza, elektriğe, akaryakıta yapılan zamlar, ulaşıma yansıyor, gıdalara yansıyor, kurslara yansıyor.
Hayat pahalılığına neden oluyor, yoksul halkın belini büküyor.
Yoksullar, pazardan, marketten eli boş dönüyor, kirasını ödeyemiyor, evlerde tencereler kaynamıyor.
Buna karşın halk duyarsız, ilgisiz, kayıtsız.
Muhalefetin sesi çıkmıyor.
İktidardaymışlar gibi durumlarından memnunlar.
Neredeyse zil takıp oynayacaklar.
Halk memnun görünüyor, sesiz sanmayın.
Halk her gelen zamdan çok rahatsız oluyor.
Yine de iktidar zamlardan geri durmuyor.
Halk sesiz duruyor diye memnun mu sanıyorsunuz.
Halk sesiz dursa da bir gün sesi yükselecektir.
Ülkenin birinde Padişah, koyduğu yüksek vergilere halk hiç tepki vermeyince hem şaşırmış hem de kızmış.
“Vezirler huzura çıkmışlar.
Padişahîm, hazinede para kalmadı.
Yeni vergilere ihtiyacımız var, diyerekten. .
Padişah, kavuğunun altından kafasını kaşımış,
Eeee!
Ne vergisi koyalım? Demiş…
Vezirler:
Köprülere adam koyalım, gecenden bir akçe alsınlar!
Padişah, Tamam, demiş.
Aradan bir sure geçtikten sonra sormuş vezirlerine:
Nasıl, halk hayatından memnun mudur?
Her hangi bir şikâyet var mı?
Hiç bir tepki yok Sultanim!
İyi o zaman köprünün diğer tarafına da bir adam koyun, çıkandan da bir akçe alsın!
Aradan bir süre geçmiş, Padişah tekrar sormuş vezirlerine:
Var mı halinden şikâyet eden?
Yok!
Halkının tepkisizliğine kızan Padişah, gürlemiş:
Köprülerin ortasına da birer adam koyun, gelip geceni köprünün ortasında becersin!
Aradan birkaç gün geçmiş, halktan bir tepkin in olmamasına içerleyen Padişah, çağırmış vezirlerini,
Halkı dinleyelim hele bir, demiş.
Gitmişler köye, Padişah sormuş:
Halinizden memnun musunuz, var mı bir şikâyetiniz?
Ses yok.
Padişah tekrar :
Ulan demiş, tas üstünde tas omuz üstünde bas komam!
Var mı şikâyeti olan hemen söylesin!
Diye gürleyince arkalardan cılız bir ses duyulmuş:
Padişahım, o köprünün ortasındaki adam var ya!
Eeee!
Demiş Padişah bir umutla…
Ne olmuş o köprünün ortasındaki adama?
Aksamları çok kalabalık oluyor, sıra uzuyor, eve geç kalıyoruz, mümkünse bir adam daha koysanız…