Ahlak var mı?
Var olmayan ahlakın çöküşünü izliyoruz.
Ülkede ahlak dersi verenler önce kendilerinde başlamalılar.
Ayaktan başa doğru ahlak olmuyor.
Baştan ayağa doğru olmalı.
Bizde hep ayaktan başa ahlak dersi veriliyor.
Ey ülkeyi yönetenler.
Önce sizlerden başlamalı bu ahlak değil mi?
Sizler örnek olunuz ki ayaklar ona göre gelsin.
Sizden olmayanı halktan nasıl istersiniz.
Hz. Muhammed (s.a.v) mesajında açıkça belirttiği üzere kendisinin güzel ahlakı yaşanabilir, olarak tamamlanması için; gönderildiğini söylemektedir.
Hayat için ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır.
İnsan, hayatının tamamını ahlaklı, dürüst, samimi, her türlü kötü düşüncelerden uzaklaşmış bir konumda olması içi çaba sarf etmelidir.
Bu kişisel hayatımızdan, en tepedekilerden tutun en alta kadar her alanda olmalıdır.
Herkes önce sizi; dürüst, samimi, candan, ahlaklı insan diye tanımlamalıdır.
Böyle bir tanımlanma olması için, bunu sizin, tavır ve davranışlarınız belirleyecektir.
Kısacası bunu hak etmek gerekir.
Ahlak varsa toplum vardır.
Ahlakı olmayan toplum çökmeye mahkûmdur.
Toplumları ayakta tutan ahlaktır.
Üst düzey bir yetkilinin konuşmasına şahit oldum.
Üst düzey yetkili; etikten, ahlaktan giriyor, dinden çıkıyor, toplum ahlakının çok fazla bozulduğundan dert yanıyor…
Kendince toplumsal bozulmaya karşı ilaç arıyor…
Çözüm olarak da toplumsal ahlaka ve İslami değerlere sahip çıkılmasını istiyor.
Toplumun bozulduğu konusunda hem fikiriz…
Kimsenin buna bir ihtirazı yok…
İyi de toplum aşağıdan yukarıya değil, yukarıdan aşağıya doğru düzelir.
Ne denir: Öğretmen öğrenciye, imam cemaate, usta çırağa, esnaf müşterisine örnek olacak…
Kendinin yapmadığı bir şeyi başkasından istemek!
Önce kendinden başlamak…
Nedense bizde hep başkaları düzeltilmek istenir…
Kendini düzeltemeyen başkasını düzeltemez…
Kişi bir şeyi yanlış görüyorsa önce kendine bakacak…
Kendinden başlayacak…
Değişimin en alttan başlanarak düzeltileceğine inanmış ya da görevi gereği öyle gözüküyor.
Zurnanın zırt dediği yerden…
Yani etkisi, yetkisi olmayandan…
Ahlaki bir bozulmadan bahsediliyor ve bu ahlaki bozulma düzeltilmek isteniyorsa en aşağıdan değil en tepeden başlamalı en aşağıya doğru inilmelidir.
Üst düzey yetkili, bu işin böyle olması gerektiğini bilmesi gerekir…
Öncelikle Devlet yönetmeye talip olan insanların, ahlak ve dürüstlük konusunda çok dikkatli olmaları gerekmektedir.
Doğru sözlü, güvenilir, sözünün eri, dürüstlük kavramları özellikle siyasetçilere çok yakışır.
Halkımızın böyle bir beklentisi vardır.
Siyasetçilerden bu özellikleri her zaman, taşımalarını istemektedirler.
Oldukça önemli bir konudur.
Halkımız, bu özellikleri seven siyasetçileri mutlaka takdir edecektir.
Meselede burada başlıyor…
Ve burada bitiyor…
Kendine baksa, kendini görse, kendinden başlasa; ettik de ahlak da din de temelden çözülecek!
Ahlaklı ve dürüst insanların çoğunlukta olduğu toplumlar, daha sağlıklı toplumlardır.