Faaliyetleri
Tarihin konusu beşeri topyekun incelemektir. Fakat vakaların çokluğu ve çeşitliliği olması , tarihte bir iş bölümü doğurmuştur. Bu sebeple tarih bir tarım ihtisas bölümlerine ayrılmıştır. Siyasi olaylarla (Siyasi Tarih), Medeni Olaylarla (Medeni Tarih), Askeri Vakalarla (Askeri Tarih), İnkılaplarla (İnkılap Tarihi), Sanat hadiselerini toplayanlarla da (Sanat Tarihi) ni yazdıkları gibi din müessesesinin geçirdiği devirleri inceleyenler de (Dinler Tarihi) ni meydana getirmişlerdir. Mademki yaşıyoruz o zaman da varız. Var olmamızın hazzını tadıp yaşamımızı idame ettirdiğimiz sürece, bahse konu tarihleri özümseyerek okur isek işte toplumda hasretini çektiğimiz ve de nerede ise yok olmaya matuf hal almaya yönelene dur demenin anahtarıdır. Yani bendense gel beri, değilsen git geri mefhumları ortadan kalkıp ben değil biz mefhumu geri geliş olur.
Bu dünyada ne kadar zevk varsa, o nispette de ızdırap vardır. Gelin birinci şıkka dört elle sarılalım.
İnsanlar cismen ve ruhen birdir, kardeştir. Bunun için birbirimizi sevelim. Yüce dinimizin en önemli ana öğesinin birinci unsuru VİCDAN ve AHLAKA dayandığının bilincine ermemiz gereklidir.
Rabbimiz kâinatı yaratırken canlıların içinde insanoğluna “Konuşma ve düşünme “ melekesini yalnız biz insanlara ihsanda buyurmuştur. Bu bakımdan biz insanların bir orman gibi ve de diğer mahlûkatlar gibi kâinatımızı severek yaşayalım.
Bu söylevlerimizin tamamını kapsayan 1579’da DÜNYAYA GELEN HASAN DEDE BAKINIZ NELERDEN BAHSETTİ:
Şu cihanda çok hal geldi başıma - Bildirmedim yaranıma eşime – Pişman geldim yine pişman giderim – Geçti ömrüm dem sürmedim fenada – Ben halimi kime edeyim ifade – Hikmetinden bahtım olmaz Küşade – Hasan Dedem işin harap olursa – Yeksan geldim yine yeksan giderim – Bir kefen var oda nasip olursa – Üryan geldim yine üryan giderim.
Asırlar önce bu damardan söylenmiş felsefi söylevlerin bu ülkede idare edenler olsun, isterse idare edilenler olsun, harfi an özümseyerek günlük yaşamlarımızda hep yanımızda taşıyalım.
FAZIL YÜKSELEN E: VERGİ DENETMENİ