Sabah namazını mutadımız olduğu gibi Haram'da, dünyanın dört bir tarafından gelen Müslümanlarla birlikte kıldık...
Kahvaltıdan sonra iki saat kadar uyku ilavesiyle bedenimizi şarj ettik.Bir gün önce 200 riyale anlaştığımız Yemenli Neşwan sabah aradığımda 350 riyal isteyince canım sıkıldı. "Hiç tanımadığım Taifli şoför bile ilk kelamda 200 talep etti.Taif,Şafa,Abdullah b.Abbas Camisi, Taif Türk Okulu ve Seylü'l Kebir'de ihrama giyip tekrar otele bırakma karşılığında .Sen ise dün o kadar yere götürdün 60 riyal ...Hesaplı konuş bakalım!" dediysem de kabul etmeyince "Başka taksici mi yok sanki !" şeklinde düşündüm yüksek sesle...
İhramlarımızı ve Kayseri'de görev yapan 2016 /2021 tarihleri arasında Medine Uluslar arası Türk Okulunda vazifeli öğretmen-yazar Vedat Önal 'ın Medine anılarını muhtevî imzalı kitabını ve yeni yayınlanan kendi kitabımı alıp aşağıya indim.Arkadaşlar da benden önce yola çıkmışlar ve gelip geçen taksilere bakınıyorlardı...
Birkaç taksiciyi durdurdum. Ortalama 300 riyal istiyorlardı. Önümüzde duran Toyota corollanın şoförü de Yemenli çıktı."250 riyal kafi mi?" dedim.Önce nazlandı sonra kabul etti."Yalnız başta konuşup anlaşalım da sonra kavga yapmayalım!" dedim hakim bir ses tonuyla.Hada yolundan gidip önce Şafa'ya sonra Türk Okuluna sonra Mescidi Abdullah b.Abbas'a, mezraatı Addasa gidip Rummana Türk lokantısında yemek yiyeceğimizi dönüşün de Seylül Kebir de olacağını söyledim. "Tamam !" dedi kafasını sallayarak.
Hemen eşyasını bagaja koyduk. Şoförün yanına ben oturdum ;arkadaşlar da arka üçlüyü üçlediler...Yol boyunca Cidde de iken muhakkik olarak görev gereği gittiğim anlar ile Taif'te oturan hemşehrim Cengiz Bilge ve öğretmen Cemal Güneş'in misafiri olduğumuz hafta sonları hatırıma geldi. Hakikaten de burada olmaktan,bu yolculuğu yapmaktan dolayı çok bahtiyarım.En mesûd günlerin tekraren yaşanması rü'yayı andırıyor.
Muhram tarafından girdik Hada yoluna ki Abha ve Ahsa'daki Karadeniz Bölgesini aratmayan manzaraların bulunduğu dağlık ve ormanlık mıntıka dışında Arabistandaki en zorlu yollardan birisi. Mekke'de sıcaklık 33 C derece iken yaylada bulunan Taif'te müşir 23 C 'ye kadar geriledi.
Hada yolu boyunca ortalama hızımız 40 km 'yi geçemedi. Kimi yerdeki keskin virajlardan dolayı mide bulantısına maruz kaldık.Teleferikler harıl harıl çalışıyordu. Suudi Arabistan ,yer altı kaynaklarını 100 yıldan bu tarafa ABD ye peşkeş çekip bitirdiğinde ,yer altı kaynakları bitmek üzere olduğuna göre yerüstü kaynakları keşfetmek fena olmazdı ki MBS 'nın ortaya koyduğu 2030 Vizyonu çerçevesinde yaptıkları buna delalet ediyor.
Ebu Ammar'a olun ileride ikiye ayrıldığını, sağa doğru gidersek Şefa yoluna devam edeceğimizi söyledim. Şefa Taif'teki Sayfiye olarak değerlendirilen dinlence yerlerinden birisi olması hasebiyle Suudi Arabistan'nın birçok mıntıkasından ailelerin ziyaret ettiği önemli ve güzel bir yer...Daha önce iki üç defa gelip piknik yapmıştık öğretmen arkadaşlarla. Ebu Ammar bize sormadan ıssız bir dere kenarına çekti arabayı.Küçük abdestini daha fazla tutamadığını söyledi gülerek. Biz de indik arabadan.Araba küçük (Toyota corolla)olduğu için üç kişi bayağı daralmışlardı.Mekke'deki sel yatağı boyunca uzanan küçük ağaçlardan buradaki derelerde de mevcuttu. Bu ağaçların özel bir ismi olmadığını sahravî veya şevkiyye denildiğini ifade etti Ebu Ammar.
Şefa'da bir tur atıp kenarda sürüler halinde kendilerine atılan yiyecekleri almak için mücadele eden maymunları görmek farklı bir denetim oldu arkadaşlara. Aynı yoldan dönerek Şari Şehar cihetine sürdük taksiyi. Bildiğim yolda da navigasyona müracaat edecek değiliz ya evelAlllah...
Okul müdürünün telefonunu öğretmen arkadaşım Cemil Kılıç'tan almıştım. Okulda beklediğini söyledi. Biz yol üstündeki Qbdullah b.Abbas (ra) camisini de ziyaret edip mescid namazı kılmak ve içini görmek amacıyla mescidin önündeki geniş alanda arabayı durdurduk. Camii hakikaten de çok özeldiDirekleri yatay da sikey de simetrikti.Kafi müddet kaldıktan sonra ana yola girip Rummana lokantasını sağımızda bırakıp kırmızı ışığa kadar devam edip sağa kırdık direksiyonu. 200 metre gidince sola kırdığımızda doğruca Taif Uluslar Arası Türk Okuluna varmış olduk.
Okul müdürü Gaziantepli meslek dersleri öğretmeni Yusuf Böke bizi hoş bir biçimde kapıda karşıladı. Avluda okula müteallik farklı malumatlar verdi. Senelik kirası 100 bin 200 bin iken şimdi 500 bin riyal olmuş .Öğrenci sayısı da S.Arabistan daki diğer okullar misali yıldan yıla düşüş gösteriyormuş. Bu düşüşe ikame ücretlerindeki anormal artış, sistemsel baskılar ve siyasi anlayış sebep olmuş.
Okulum müstahdemi Pakistanlı Hadi beş dakikada hazırlanacak çayı 20 dakikada zor getirince Yusuf bey birkaç defa yüksek sesle çağırmak zorunda kaldı. İki kitabı da takdim edip müsaade aldık. Gezmemiz gereken yerler için fazla vaktimiz kalmamıştı. Bilhassa Karnul Menazil'de ihrama girme hususu çok vakit alacak gibiydi.
Yola çıkınca Rummana ya uğrayalım dedik ama astronomik yemek fiyatları hevesimizi kursağımızda bıraktı.Ebu Ammar kahvaltı bile yapmadım karnımı duyurayım da sonra nereye isterseniz gideriz modunda idi.Yqni qç ayı oyun oynamazın Yemencesi. Bize kızınca Yemen lokantalarından birisinin önünde beş dakika beklemek mecburiyetinde kaldık. Hatta kebseyi bitirinceye kadar suratı sirke saçmaya devam etti.Ben de fazla yüz vermedim. "Sadece Karnül Menazil'e götür bizi halas"dedim ...
Karnı doyunca yağa bulanmış olan sağ elini alelusül mendille silip güzelce ni yaladı üç parmağını...Gözü gülmeye bizimle şakalaşmaya başladı fakat yüz vermedim."Ne yapalım yani basit bir kebaba 75 sar nar suyuna 20 riyal mi verelim..Biz buraya para saçmaya mı geldik !" demedim fakat birer Şavırma ile karnımızı duyurabilmek imkanımız vardı.
Bu şıkka dudak bükersen tek elinle direksiyon tutarken tek elinle de pirinç pilavını ağzına sokmaya çalışır bitirince de yağlı elini yalar eserini de üstüne başına silmek zorunda kalırsın .Biz mi ne yaptık?İyi ki e karışık çerezi yanımıza almışız .Badem, kaju, fındık,fıstık ve üzümden müşekkel çerez nasılda açlık bastırdı sormayın.
Seylü'l Kebir ; Resulullah'ın belirlediği 5 mikat noktasından birisi.Necd ahalisine tahsis edilmiş. Riyad'da çalışırken kullandığımız bir mikattı. Bıraktığımız gibiydi lakin tabi 15 yılda bazı yeni kısımlar eklenmiş... Gusül ve İhram giyme yerleri yeni tesis edilmiş. Daha güzel ve emuntazam gördüm. Vaktinde tuvaletten bozma pis yerde ihram giymek nerede şimdi özel inşa edilmiş temiz bölümde ihrama giymek nerede!
İhramlarımızı giyip mikat camisinde iki rekat namaz kılıp " leybeyk lil umre. Ya Rabbi !Senin rızan için umre yapmak istiyorum; onu bana kolaylaştır,benden kabul et!"diyerek dua edip arabaya atladık. Yol; büyük seylin açtığı vadi ve dere boyunca kıvrılarak akarken sık sık yüksek sesle "Lebbeyk Allahumme lebbeyk İnne'l hamde ve'n ni'mete leke ve'l mülk la şerîke lek!" , "Allahu Ekber Allahu ekber la İlahe illallahu vallahu ekber Allahu ekber velillahil hamd " nidalarıyla küçük aracı inleterek otele ulaştık.
Tarihe not düşmek için şu bilgiyi de kaydetmiş olayım:Ebu Ammar'ın babasının üç hanımı varmış .Yemen'de bir kadın 12 çocuk doğururmuş."O zaman senin 36 kardeşin mi var ?" sorumu "sayısını bilmiyorum ama kesîr!" diyerek cevapladı. Kendisinin de ikinci evlilik için ciddi bir hazırlığı bulunuyormuş. " Peki sen onların geçimini nasıl sağlayacaksınız diyerek ifade ettiğim şaşkınlığıma şaşkınlık ekleyecek bir cevap verdi:" Ben onlara değil; o kadar çocuk bana bakacak!" .
Bir saat süren bir rıhlenin ardından Sidre Nuran otelinin önünde indik.
Anlaşmamıza göre 250 riyal verecektim ancak yemek parası içime dert olduğu için 20 riyal de kendimden verdim Ebu Ammar'a. Parayı görünce dişleri ortaya çıktı.Beşaşeti artı.."Ne zaman isterseniz arayın beni ;hemen gelirim." dedi mutlu bir sesle. Nihayetinde para herşey değil fakat çok kapıyı da açmaya vesile oluyor meret.