Doğrusunu söylemek gerekirse “soy arıtımı” projesinin Hitler dönemindeki Almanya’nın bir projesi olduğunu düşünüyordum. Zira hep böyle anlatıldı. Ancak bu projenin gerçekte bir ABD projesi olduğunu okuduğum kaynaklardan öğrendim. Kaynakları her zaman olduğu gibi yazımızın sonunda vereceğim. O halde hızlıca konumuza geçelim.
Nisan 1974’te dünya çapında bir kıtlık varken ve ABD’nin tarımda dönüşüm politikaları tam gaz gidiyorken Nixon’ın hem güvenlik danışmanı, hem de dışişleri bakanı olan Kissinger kabine üyelerinin ve CIA direktörünün seçimi konusunda gizli bir not gönderdi.
“Dünya çapında nüfus artışı , ABD’nin güvenliği ve deniz aşırı menfaatlerimiz” başlıklı bu notta nüfus kontrolü, stratejik hammadde ve gıda politikalarından bahsediyordu. Bu gizli proje Nixon tarafından John Rockefeller’ın tavsiyesiyle başlatılmış, NSSM 200 olarak adlandırılmıştı.
Halk tarafından bilinmesi durumunda bomba etkisi yaratacağı düşünülerek 15 yıl boyunca gizli tutulmuş, Katolik kilisesinin baskılarıyla 1989’da açıklanmıştı.
Vaşington’ın planı açıktı: ABD nüfus kontrolü ve azatlımı projelerinde en önde olmalıydı. Yapacağı yardımların ön şartı da doğumların azaltılması olacaktı. BM, IMF ve Dünya Bankası üzerinden dolaylı olarak bu plan devreye girecekti.
Amerikan politikası açıkça bu değersiz ırkların yoluna çıkmasından endişe duyuyordu ve bunlardan kurtulması gerektiğini belirtiyordu. Bu ifade NSSM 200’de geçen süslü bürokratik ifadenin gerçek yüzüydü.
NSSM 200 nüfus kontrolü hakkında açıkça şunları ifade ediyordu: “ABD stratejisi doğurganlı kontrol amaçlı her tülü genel faaliyetin destekleyicisi olmalıdır. Örneğin daha etkili, basit doğum kontrol yöntemleri ve biyomedikal , araştırmaların desteklenmesi tüm ülkelerin yararına olacaktır. Demografik değişikliklerin ölçülme yöntemlerindeki gelişmeler bazı az gelişmiş ülkelerdeki son nüfus artış oranlarını belirlemeye ve nüfus/aile planlama faaliyetlerinin zaman içinde etkilerini tespit etmeye yardımcı olacaktır”.
Kissinger daha etkili, basit doğum kontrol yöntemleri ve biyomedikal , araştırmaların desteklenmesi demekle neyin kastedildiğini çok iyi biliyordu.Rockefeller ailesiyle çok yakın temas içindeydi ve biyomedikal araştırmaların desteklenmesi, yeni bir doğum kontrol yöntemi olacaktı.Auschwitz’de biyomedikal araştırmaların kullanım araçlarının ortaya çıkmasıyla bu terim kötü bir nam saldı. İkinci Dünya Savaşı’ndan önce bu terim “soy arıtımı” çalışmaları olarak biliniyordu. Savaştan sonra ise destek verenler tarafından daha üstü kapalı olarak “Nüfus Kontrolü” terimi ile adlandırıldı.İşin özü değişmemişti: Değersiz ırklar, üstün ırkın korunması amacıyla kontrol altına alınacaktı.NSSM 200 Kissinger’ın “silah olarak gıda” siyasetinin yeni kılı kılıfla sunulmuş hali idi.
Şanssız 13…
Dünyadaki 13 gelişmekte olan ülke Hindistan, Nijerya, Meksika, Endonezya, Brezilya, Türkiye ve Kolombiya dahil kaynak zenginliği açısından aslında zengin ülkelerdi. Fakat gelecek 30 sene boyunca da politik olarak en istikrasız ülkeler olacaktı. NSSM politikalarına göre bu ülkelerdeki nüfus hızla azaltılırsa ancak ABD o ülkelerin hammaddelerini rahatlıkla sömürebilirdi. ABD’nin bu hammaddelere ulaşabilmesi için gerekirse zorla nüfus kontrol uygulamaları ve diğer ölçüler devreye sokulacaktı.
Küresel ölçekte nüfus kontrolünün yeni adı “Seçim Özgürlüğü” ve “Sürdürülebilir kalkınma” olmuştu. George Orwell bundan iyisini yapamazdı. Bu lisan John Rockefeller III’ün Başkan Nixon’a daha önce gönderdiği rapordan seçilmişti.
Nüfus bombası gibi gıda krizi de 70’lerde üretilmiş bir hileydi. Gelişen ülkelerin o dönemde uğradığı ani petrol şoku buna yardım etmişti.