SİYASİLERİN DERDİ

Seçilmişlerin siyaseti.

Ülkemizin seçilmişleri ördek aldıkları batıya neden benzemiyor.

Bizde seçilmiş üstün oluyor.

Siyaset kişisel çıkar, eşe dosta iş bulma sanatına dönüşüyor.

Seçildiği ile ve ülke çıkarlarına değil, daha çok yakınlarına çalışmaktalar.

Ülküde ahlak bir kenara bırakılmış, geçerli tek düşünce benim olsun olmuştur.

Dindarı da sağcısı da solcusu da demokratı da muhafazakârda bakmayın hala dindar sağcı, muhafazakâr, demokrat, solcu olduklarını söylemelerine.

O ifadeler insanları kandırmak için söylenen sembolik ifadelerdir.

Pratikte hepsi aynı.

Bugün parlamentonun mayası bu.

Kim oraya seçilir o mayadan bünyesine katarsa söylemleriyle eylemleri bir olmuyor.

Seçilmeden önce dedikleri mayalanınca aynı değil.

Seçmeniyle olduğunda eleştirdiklerini kendi parlamentoya seçildiğinde uygulayanlardan oluyor.

Milletvekiliyse, oğlunu, kızı, yeğenini Meclis kadrosunda yüksek maaşlı danışman olarak yanlarına alırlar.

Belediye başkanı ya da meclis üyesi olduklarında bulundukları belediyeyi başta akraba-ı taallukla doldurmayı belediyecilik sanırlar.

Başkanın partisi ne olursa olsun İslamcısı muhafazakârı sağcısı solcu değişmiyor yol aynı gidiyor.

CHP, AKP ya da diğer parti seçilmişleri fark etmiyor birbirine çok benziyor.

Gelen giden arasında sadece parti ismi oluyor.

Dün Ak parti vardı bugün CHP sistem aynı işliyor.

Siyasette bir makama geldiklerine ne kadar hısım akraba varsa hepsini başında bulundukları kamu kurumlarına yerleştirirler.

Örneğin makam, mevki, koltuk için zırt pırt parti değiştiren bazı tipler vardır.

Kimisi de kendi yönettiği belediyeler de eşi dostu yerleştirmeye yetmez.

Çevre belediyeleri hısım, akraba, sülaleyi işe yerleştirmek için yedek olarak kullanırlar.

Bunlar yerelde her an görebileceğimiz, tanık olabileceğimiz artık sıradanlaşmış siyaset örnekleridir.

Bir de daha uzaklarda, Başkent Ankara’da karşılaşacağımız siyasetçi türleri vardır.

Bazen gençlerin demokrat amcası olarak karşımıza çıkarlar; istedikleri hedefledikleri makam için herkese mavi boncuk dağıtırlar.

Ne istedin iyi istedin derler, bol keseden daha alt makamlara ait koltukları bonkörce dağıtırlar.

Gerek yaşadığımız yerlerde, diğer kentlerde sıkça gördüğümüz siyasetçilerin siyaseti kendileri, çocukları, kardeşleri, hısım akrabalarına getirim sağlamak için kullanmaları, siyasetin bildiğimiz anlamından uzaklaştığını ve kişisel çıkar aracı haline dönüştüğünün somut örnekleridir.

Bu tür siyaset bezirganlarının çıkarlarına alet olmakta ben yokum.

Yozlaşmış siyaseti ve siyasetçileri de benimsemiyorum.