SİYASİLER SEÇİM DERDİNDE

Gerçekten ülkemizde son günlerde politikada yaşanılanları anlamak biraz zor…

İnsanlar deprem bölgesinde canlarıyla uğraşırken, çıkıp gündemi değiştirecek açıklamalar yapmanın hiç anlamı yoktu.

Siyasiler seçim derdinde, depremzedeler can derdinde.

“Kasap et derdinde koyun can derdinde” diye boşuna dememişler.

Seçilmişler yıllardır bu toplumu hep koyun yerine koydu.

Bugün binlerce canlar betonların altında toprak olmuş milyonlarca insanlar evsiz sokaklarda bunlar seçim derdinde.

Anlaşılan o ki seçilmişler halkın derdinde değil bir an önce seçim olsun.

Seçim olsun ki iktidarda biz olalım.

Saraylarda biz oturalım, nimetleri biz bölüşelim.

Deprem bölgesinin feryadı bize ne.

Halkın derdi hangi seçilmişlerin umurunda.

İnsanlar deprem bölgesiyle yatıp kalkerken siyasette uzaklaşılmıştı.

İYİ parti masada kalktı.

Meral Akşener masayı salladı derken sallanan masanın tekrar ayağı oldu.

Ben masa olacağım dedi ama yine de ayak oldu.

Meral hanım senin masa olman daha çok erken diyen abilerin var.

Masaya monta eden abilerin seni masaya uygun görmediler ayaksın dediler.

Senden ne bu ayak dedin, masaya yumruğunu vurdun.

Keşke vurmasaydın geri geldin.

Gidişle, gelişin bir olmadı.

Masada katlığında ana gibiydin geldiğinde Meral’din.

Giderken sendin geldiğinde sen değildin.

Gerçekten akıl almaz bir durum!

Gerçekten öngörüsüz bir hareket ve gerçekten de muhalif seçmenin kimyasını bozan bir sonuç.

Günün sonunda iddialarınızdan vaz geçecekseniz, bu zehir zemberek açıklama neydi?

Günün başında Kılıçdaroğlu aday idi.

Bu kadar çalkantıdan ve hır gürden sonra, günün sonunda Kılıçdaroğlu yine aday…

O zaman sormazlar mı adama, madem başladığımız noktaya geri dönecektik, öyleyse “Biz bu boku niye yedik”.

Meşhur hikâye uzun olduğu için buraya almadım.

“Köyde çıkarken ağa sendin ben marabaydım, köye geldiğimizde sen yine ağa, ben yine maraba, biz bu boku niye yedik ağa” demiş.

Çünkü bu hikâye, son günlerde muhalefet kanadında yaşananlara cuk diye oturuyor da ondan.

Unutmayın, bir Yunan Filozofu olan Demokritos der ki: “Daha sonra tövbe etmektense, bir şey yapmadan önce düşünmek daha iyidir”.

Bir Türk atasözü de “öfkeyle kalkan zararla oturur!” der.

Bir yıldır masa toplantılarınızda adayanız net ve beliydi direnmen neydi.

Sen ne kadar dirensen de üç gün sonra geldiğinde onayını verdin.

Masanın diğer ortakları çoktan bizler masanın ayığıyız demişlerdi.

Sizleri bir araya toplayanlar masanın adayı olması gereken tek isim zaten Kemal Kılıçdaroğlu’ydu.

Ya kazanmalıdır bu seçimi ya da kendisi siyasi mezarlığa gömüleceklerden.

Millet İttifakı partileri, sancılı dört günün ardından Meral Akşener’in gelişiyle ortak aday konusunda uzlaşmaya varmış ve cumhurbaşkanı adayının parlamenter siteme geçiş süreci yol haritasına altı lider imza altına aldı.

Yol haritası metninde ortak aday CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na hareket ve üstünlük kullanma alanı tanınmış ve şu ifade kayda geçirilmişti:

“İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye başkanları, Sayın Cumhurbaşkanının uygun gördüğü zamanda ve tanımlanmış görevlerle cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atanacaklardır.”

Cumhurbaşkanı uygun gördüğünde ya cumhurbaşkanı uygun görmezse.

Bu hamur çok su götürür.