Yaz geldi, düğün sezonu açıldı…

Yazın neşesi düğünler.

Esnafın köşesi düğünler.

Bizim abdalların harmanı düğünler.

Gençlerin neşesi eğlencesi düğünler.

Her mahallede bir değil, uç, beş düğün oluyor.

Düğün salonları ful çekiyor.

Çok katlı binaların avlusunda.

Müstakil evlerin bahçesinde.

Sokaklarda ve yolların ortasında davulun sesi geliyor.

Zurnanın sesi uzaklara kulakları dinletiyor.

Birde amfilerde çıkan gürültü belli ki düğün dernek başlamış.

Anadolu kültürü yaşatılmalı.

Düğün demek külfet demek zahmet demek ama sonu mutluluk demek.

Neslin devamı düğünler.

Evli gençleri mutluğu yakınlarıyla düğün davetlileriyle olmakta.

Düğün davetlilerini bu hayat şartların zorlamış olsa da vazgeçilmiyor.

Siyasetçilerimizi yine yorucu bir tempo bekliyor.

Özellikle Milletvekilleri ve Belediye başkanlarını.

Birde seçimle önümüzde aday adayları düğünleri gezmek zorunda kalıyor.

Nikâh veya sünnet düğünü için hazırlık yapan partililer, davetiyelerini elden teslim etmeye, kirvelik ve şahitlik tekliflerine başladılar.

“Düğüne gelmeyi çok isterdim ama o tarihte şehir veya yurtdışında olacağım” yalanı artık inandırıcılığını kaybetti, daha esaslı yalanlar bulmalı…

Birine gidip diğerine gitmemek olmaz…

Gidip de sünnet çocuğuna ya da evlenen çiftlere en az bir çeyrek altın takmadan da olmaz, laf olur!

Her düğünde altın takmaya da bütçe dayanmaz!

Siyaset eşittir külfet!

Siyasetçileri en çok düşündüren de, katıldıkları bu tür törenlerde, düğün sahipleri ile davetlilerin kendilerinden günün anlam ve önemine ilişkin konuşma yapması beklentisi içine girmeleri…

İşte bu konuda özellikle AK Partililerde çekingenlik görülebiliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gibi, evlilik cüzdanını uzatırken çiftlere, “En az üç olsun, evinize neşe, bereket dolsun” diyor ama belediye başkanları ve milletvekilleri çocuk sayısında net rakam veremiyorlar nedense…

Genç çiftler bizim çocuk sayımıza cumhurbaşkanı mı karar veriyor diyor.

Ülkede nüfus azalması mı var dersiniz.

Nikâh memuru görev olsun diye tekrarlıyor.

Uyan var mı sanmıyorum.

Gençler yuva kuracaklar elbette yuvanın neşesi çocuk.

Her anne ve baba çocuk sahibi olmak ister.

Geçmiş zaman yıllarında köyde, şehirde aile çocuk sayısıyla öğünürdü.

Kaç çocuğun var dediklerinde kız çocuklarını saymazlardı.

Altmışlı yıllarda sayı düşmeye başladı bugün bir yâda iki çocuk sahibi aileler etrafımızda çoğaldı.

Cumhurbaşkanı ne kadar üç çocuk demiş olsa da.

Şimdi bakacağın kadar çocuk diyen gençlik var.