İslami değerleri kullanarak menfaat peşinde koşmak, çıkar elde etmek için her türlü kılağa girmek neredeyse günlük hayat şekline dönüştü.
Son günlerde Laiki, Atatürkçüsü, Demokratı, Solcusu, Irkçısı, İslamcısı Milli Görüşçüsü bir oldu.
Aynı çatı altında yoğruldu.
Hepsi de İslam kıyafetine büründü.
Anlaşılan siyasiler oyların nerede geleceğini gördüler.
Halkçısı, laikçisi, demokratı seçim uğruna İslamcı cübbesine girdiler.
Siyasilere Ramazan ayı nimet oldu, oruçsuz iftar sofralarına doldu.
Siyasi aktörlerden tutun Hacıları, hocaları, cemaat liderlerini, şeyhleri, ilahiyat hocalarını, Siyasal İslamcıları, cüppelileri, cüppesizleri, sarıklıları, sarıksızları isim isim icraatları ile birlikte yazmaya kalksam kıyametler kopar!
Kalıbına bakıldığında adam sanılan, hareketlerine bakıldığında saman olduğu görülen birçok insan var toplumda.
Kuran İslam’ında uzak şekil İslamcılarını Allah lanetliyor.
Bu tipleri Kur'an elbise giydirilmiş kereste olarak tarif ediyor.
Bir gün yaralı bir kuş Hz. Süleyman'a gelerek, kanadını bir dervişin kırdığını söyler.
Hz. Süleyman, dervişi hemen huzuruna çağırtır.
Ve ona sorar; "Bu kuş senden şikâyetçi, neden kanadını kırdın?"
Derviş kendini savunur; "Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim.
Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı.
Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım.
Tam yakalayacağım sırada kaçmaya çalıştı, o esnada kanadı kırıldı."
Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa döner ve der ki; "Bak, bu adam da haklı.
Sen niye kaçmadın?
O sana sinsice yaklaşmamış.
Sen hakkını savunabilirdin.
Şimdi kolum kanadım kırıldı diye şikâyet ediyorsun?"
Kuş'un kendisini savunması Hz. Süleyman'ı da şaşırtır; "Efendim ben onu derviş kıyafetinde gördüğüm için kaçmadım.
Avcı olsaydı hemen kaçardım.
Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez, bunlar Allah'tan korkarlar diye düşündüm ve kaçmadım."
Hz. Süleyman bu savunmayı doğru bulur ve kısasın yerine getirilmesini ister.
"Kuş haklı, hemen dervişin kolunu kırın" diye emreder.
Yaralı kuş o anda; "Efendim, sakın öyle bir şey yaptırmayın" diyerek öne atılır.
"Neden" diye sorar Hz. Süleyman.
Kuş sebebini şöyle açıklar;
"Efendim, dervişin kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar... Siz en iyisi mi, bunun üzerindeki derviş hırkasını çıkartın...
Çıkartın ki, benim gibi kuşlar bundan sonra aldanmasın."
Bu çok anlamlı menkıbenin günümüze uyarlanmış şekli de.
"her gördüğün sakallıyı deden sanmadır...
Yüzyıllar önce garip bir kuşun kanadını kıran sahte dervişlerle bugünümüzde bir değişiklik var mı?.
Aslında siz, onları en az benim kadar iyi biliyorsunuz da...
İş ki, yaralı kuş kadar cesur ve gerçekçi olalım.
Sahte dervişin hırkasının altındaki, sahte hocanın takkesinin altındaki, sahte İslamcının, sahte İslamcıların sözlerinin ve icraatlarının altındaki gerçekleri görüp haykırabilelim.
Ona göre tavır koyabilelim.