Halk tarafından Somuncu Baba olarak bilinen Anadolu’ya manevi fetih için gelen Şemseddin Musa Kayserî’nin oğludur. 1349 yılında doğduğu bilinir. Tarihi kayıtlarda soyunun Peygamber Efendimiz’e dayandığı ifade edilir. Şeyh Hamid-i Veli bilge kişiliği ile bilinir, ilk olarak babasından aldığı derslerle başlar geleceğinin temelini atmaya, gençlik yıllarında Medreseleriyle ünlü Aksaray'a gelerek eğitimini burada devam ettirir ve Aksaray'da hocası Mahmut Mazdakâni'nin kızı ile evlenir. Daha sonra eğitimini Şam ve Erdebil’de aldığı derslerle sürdürmüş, taşları dize dize yoluna devam etmiştir. Seyr-i Sulûkunu Erdebil'de tamamlayan Şeyh Hamid Hocası tarafından Anadolu'nun irşâdı ile görevlendirilmiş ve böylelikle tekrar Anadolu'ya dönen Şeyh Hamid yanına Hacı Bayramı da alarak Osmanlının başkenti Bursa’ya gitmiştir. Dünyanın geçici bir gece olduğunu bilmiş, burada kurduğu yaşamında bir insan aydınlığı için açtığı çilehanesinin yanında bir de fırın inşa ederek ekmek pişirmiştir. Sokak sokak gezerek ‘Somunlar, müminler!’ diye seslenerek halka ekmek dağıtmıştır. İşte o yüzden adı sanı Somuncu Baba, Ekmekçi Koca diye tanınmış burada.
Niğbolu Zaferi sonrası Yıldırım Bayezıt’ın yaptırmış olduğu Bursa Ulu Camii’nin açılışında açılış hutbesini okumuştur. Tadı herkesin damağında kalan bu hutbe sonrası ünden, şöhretten korkup kaçan Somuncu Baba, Bursa’dan ayrılarak yanına yine Hacı Bayramı da alarak Hicaz'a gitmiş burada hac farizasını yerine getirmiştir. Somuncu Baba hac sonrası yine son durağı olan Aksaray’a dönmüş ve ömrünün son anına kadar burada halkı irşâd etmiş, öğrenciler yetiştirmiştir. Şeyh Hamid-i Veli, burada Hacı Bayram Veli’yi dünya ve ahiret ilmine dair son derslerini de vererek onu irşad vazifesi için Ankara’ya görevlendirmiştir. 1412 yılının berat gecesinde vefat ettiğinde Ankara'dan gelen Hacı Bayram Veli tarafından cenaze namazı kıldırılmış ve Aksaray’da Ervah Kabristanlığı içerisinde bugünkü Somuncu Küliyesinin içerisindeki türbeye defnedilmiştir. Böyle Salih kişileri halk adeta paylaşamaz. Aynı Yunus Emre gibi çeşitli yerlerde mezarının olduğu söylense de Somuncu Baba’nın tarihi kayıtlara göre gerçek mezarı Aksaray’dadır.
Bütün medeniyetlerin yol üstünde tarihi hanların bulunduğu ve ticari kervan yollarının kesiştiği Evliyalar Şehri olan ve 11 bin yıllık kültür esintisi ile hayat bulan Şehri Süleha Aksaray Şehri Somuncu Babaya hala ev sahipliği yapmaktadır. Şeyh Hamid-i Veli’ye yazdığım ‘Somuncu Baba’ şiirimle sizleri baş başa bırakıyor ve diyorum ki; “Aksaraylı Somuncu Baba”.
SOMUNCU BABA
Somuncu Baba’dır adı
Aşk közüyle yanar odu
Dergahına gelin hadi
Bu somundan yemek gerek
Fırın için çamur gerek
Somun için hamur gerek
Usta elde ise kürek
Bu somundan yemek gerek
Kalben bağlı Hakk’a dönük
Kor ateşi ile yanık
Kâinat bu sırra tanık
Bu somundan yemek gerek
Varıp mabedine erip
Çile hanesine girip
Bağdaş kurup sofra serip
Bu somundan yemek gerek
İşin özü maya dedi
Ekmeğinin nefis tadı
Beğendiler yerli yadı
Bu somundan yemek gerek
Erenlerin yüce seri
Pak alnında emek teri
Gönüllerde onun yeri
Bu somundan yemek gerek
Buğday, yulaf, çavdar, darı
Taş değirmen, unu arı
Mesleğinin gerçek eri
Bu somundan yemek gerek
İlden ile etti seyran
Müridiydi Hacı Bayram
Saraydaki sultan hayran
Bu somundan yemek gerek
Gerçekleri söyler dili
Kalem tutar güçlü eli
Kitap yazdı Mahmut Ulu
Bu somundan yemek gerek
Tarih gerçekleri söyler
Ekmek yapıp hizmet eyler
Bura benim ilim beyler
Bu somundan yemek gerek
Ervah’taki yatan ulu
Bu diyara düşmüş yolu
Ömrü kerametle dolu
Bu somundan yemek gerek
İbrahimim der buraya
İskân etmiş Aksaray’a
Bulun araya araya
Bu somundan yemek gerek
BEKDİKLİ HALK OZANI KÜLTÜR BAKANLIĞI HALK ŞAİRİ İBRAHİM DÜĞER…