ŞAİRLER ATIŞMASI 

      Hece şiiri Türk milletinin geninde vardır, ayak, uyak, durak ve çeşitli kafiye düzenleri ile yazılan hece şiirleri notaya alınarak,  çeşitli makamlarda türkü ve şarkı, olurlar. Ecdadımızdan gelen bir Asya kültürüdür, dede korkutun kopuz ile başlattığı bu gelenek. Karacaoğlan, Pir sultan abdal, âşık Sümmani, Ercişli Emrah, Dadaloğlu, gibi üstatların sazı ile çalıp söyledikleri binlerce eserleri bizlere bırakan Âşıklık geleneğinin temel taşlarıdır.  

     O zamanlar radyo televizyon gibi elektronik iletişim olmadığından,  sazını eline alıp diyar diyar dolaşan her âşık,  odalarda meydanlarda kahvelerde toplanan halkı, türkü ve karşılıklı atışmalar ile eğlendiren bir seyyar radyo imiş. Atışma birinin verdiği ayak ile hece ölçüsün de birkaç şairin saz eşliğinde sıra ile yaptıkları söyleşi.

     Günümüzde şimdiki şairler de,  kendi aralarında bir kurup kurarak, atışmaları internet üzerinden yapıp teknolojinin nimetlerinden faydalanarak bir birinden değerli yeni eserlerin çıkmasına vesile oluyor. Bizim kurduğumuz Hasan Dağı’ndan esintiler Gurubundaki atışmamıza Memleket Gazetesi Köşe Yazarı Şair Yazar Mustafa Topal’ın verdiği ayak ile Aksaray’ın sembolü Hasan Dağı diyoruz.  

 

HASAN DAĞI

 

Yine duman çökmüş dertli başına

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

Çatıklık yakışmaz hilâl kaşına

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(Mustafa TOPAL, Aksaray)

 

Sarı Yahşi İlçem, Aksaray İlim

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

Sorarım sana kim etti zulüm

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(İbrahim Düğer, Aksaray)

 

Dağlara yükleriz gönül derdini

Delik deşik ederiz en merdini

Duman sarar zirvesini yurdunu

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(Zübeyde Gökbulut, Kırşehir)

 

Hasan Dağı’n dumanı var pusu var

Üzerinde bulutların süsü var

Rüzgârında tipi, boran sesi var

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(İbrahim DÜĞER, Aksaray)

 

Zirven rahmet midir yoksa kar mıdır?

O yiğit özünde sevda var mıdır?

Ol hüznüne sebep zalim yâr midir?

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(Sami YAĞMUR, Kırşehir)

 

Mevsimin ilk karı düştü diye mi?

Yoksa mevsim kışa aştı diye mi?

Yahut yaraların deşti diye mi?

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(Mustafa TOPAL, Aksaray)

 

Şahinlerin yuvasından uçtu mu?

Göçmen kuşlar katar dizip geç timi?

Yörüklerin yaylasından göçtü mü?

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(İbrahim DÜĞER, Aksaray)

 

Dosttan geldi diye kahır yutarsın

Candan bildiğini canda tutarsın

Gün olurda duman duman tütersin

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(Sami YAĞMUR, Kırşehir)

 

Bakarım geriden yalın gözünen

Tarifin mümkün mü üç beş sözünen

Kesersin yolunu kar ve buzunan

Neden efkâr sardı hey hasan Dağı?

(Mehmet Çil, Aksaray)

 

Ben gibi sılaya hasret mi kaldın?

Ben gibi gurbette keder mi aldın?

Ben gibi özüne korlar mı saldın?

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(Mustafa TOPAL, Aksaray)

 

Geçmişinde kızgın volkan savurdun

Lav püskürüp küllerinle yoğurdun

Kapadokya Ihlara’yı doğurdun

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(İbrahim DÜĞER, Aksaray)

 

Sen hiç ıslah olmaz nefse çattın mı?

Uykusuz gecelere demir attın mı?

Rüyalarında hiç dilek tuttun mu?

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(Mustafa TOPAL, Aksaray)

 

Hasan dede gibi ulu erin var

Beyaz kalpak gibi karlı serin var

Yüce dağsın haritada yerin var

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(İbrahim DÜĞER, Aksaray)

 

Sen de benim gibi aşka mı düştün?

Dıştan bilinmez ya içten mi piştin?

Hazan zemheriyi pek zor mu aştın?

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(Sami YAĞMUR, Kırşehir)

 

Bahar gelir neşe düşer yüzüne

Ceylan güzelliği yansır gözüne

Erciyes imrendi solgun güzüne

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(Mustafa TOPAL, Aksaray)

 

Hasandağı derler dağların hası

Ezelden gamlısın çekersin yası

Aksaray ilinin sembolü süsü

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(İbrahim DÜĞER, Aksaray)

 

Sende güzellik yaz başka kış başka

Sende bülbül başka öter kuş başka

Bil ki senle hayal başka düş başka

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(Mustafa TOPAL, Aksaray)

 

Kimisinin yollarını azdırdın

Kimisini Mecnun gibi gezdirdin

Nice şairlere şiir yazdırdın

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(İbrahim DÜĞER, Aksaray)

 

Ardına ulaşmak mümkün mü senin?

Zikrini hissettim kıblemi yönün

Ölümden habersiz o nazlı canın

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(Sami YAĞMUR, Kırşehir)

 

Dökmüş ak zülüfün örtmüş başını

Kar kapatmış toprağını taşını

Nisan gelir döker gözün yaşını

Neden efkâr sarsı hey Hasan Dağı?

(Mehmet Çil, Aksaray)

 

Vazgeç bu sevdadan, biraz gül gayrı

Nereye kadar bu gidişin seyri

Sen orda ben burada bak ayrı ayrı

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(Mustafa TOPAL, Aksaray)

 

Dik yamaçlı çok heybetli boyun var

Eteğinde sıra sıra köyün var

Âb-ı hayat gibi memba suyun var

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(İbrahim DÜĞER, Aksaray)

 

Sana bizim elin efesi derler

Aksaray'ın canı, nefesi derler

Hasan Dağı'n boldur vefası derler

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(Mustafa TOPAL, Aksaray)

 

Tuz Gölü’ne uzanan düz önün var

Her taraftan görünen bir yönün var

Heybetin var, şöhretin var, şanın var

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(İbrahim DÜĞER, Aksaray)

 

Aksaray hayranmış o gül yüzüne

Şehir etrafında dönmüş nazına

Derdine ne derman yürek sızına

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(Sami YAĞMUR, Kırşehir)

 

Minnetsiz durursun ne diktir başın

Var mı paşalıkta, beylikte eşin

Yoktur Ekecik'ten başka kardeşin

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(Mustafa TOPAL, Aksaray)

 

Çok değişik baharın var yazın var

Yağmurun var dumanın var tozun var

Her mevsimde ayrı ayrı yüzün var

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(İbrahim DÜĞER, Aksaray)

 

Sende heybet vardır bendeyse kalem

Herkesin yüreği kendine âlem

Karşıma otur da et iki kelam

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(Sami YAĞMUR, Kırşehir)

 

Düşündüm ki seni anlamak ne zor

Hem yeşil hem beyaz güzel olmuş gör

Efkârlanırsın, gel bunu hayra yor

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(Mustafa TOPAL, Aksaray)

 

Karacaoğlan anlatırken mardini

Yurt tutmuştu Hasan Dağı’n ardını

Sazı ile söyler iken derdini

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(İbrahim DÜĞER, Aksaray)

 

Mustafa'nın sözü bu kadar yeter

Hasretinle özü kor olmuş tüter

Kavuşmak isteği dünkünden beter

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(Mustafa TOPAL, Aksaray)

 

İbrahim’im der ki bizler n’eyledik

Kalem ile biraz gönül eyledik

Sözümüzü dörtlüklerle söyledik

Neden efkâr sardı hey Hasan Dağı?

(İbrahim DÜĞER, Aksaray)