Her Cuma günü müminler için özel bir anlam taşıyan hutbeler, bu hafta çok daha özel bir konuyla karşımıza çıkıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan "Rahmet Ve Sekinet Müjdesi: İnşirâh Suresi" başlıklı hutbenin ana teması, dünya genelinde zulme ve baskıya maruz kalan insanlara dikkat çekmek. Yeryüzünde yaşanan baskı ve zulümler arasında, hutbenin ana teması özellikle Filistin'deki duruma dikkat çekiyor. Uzun yıllardır süregelen ve birçok insanın mağduriyetine neden olan bu mesele, hutbenin merkezine alınarak müminlerin düşüncelerine sunuluyor. Müminler, haftanın bu mübarek gününde sadece ibadetle yetinmeyecek. Onları bekleyen özel bir mesaj var. "Rahmet Ve Sekinet Müjdesi" başlığı altında sunulan bu hutbenin mesajları, dinleyenleri hem derin düşüncelere daldıracak hem de onlara rahmet ve sekinetin ne demek olduğunu hatırlatacak. Hutbenin mesajlarının yankı bulması ve baskı altındaki insanlara destek olunması umuduyla, bu haftanın Cuma hutbesi özel bir öneme sahip.
RAHMET VE SEKİNET MÜJDESİ: İNŞİRÂH SURESİ
Muhterem Müslümanlar!
Allah Resûlü (s.a.s)’in peygamberliğinin ilk yıllarıydı. Müşriklerin, Mekke’de Müslümanlara uyguladığı baskı ve zulüm iyice artmış, müminler için hayat çekilmez bir hal almıştı. İşte böyle zor bir zamanda, Yüce Allah, bizler için nice müjde ve hikmeti içinde barındıran İnşirâh suresini indirdi. Peygamber Efendimiz (s.a.s), bu surenin nazil olmasıyla sevinç duydu, ferahladı ve Rabbimizin her zorluğun ardından mutlaka bir kolaylık, bir sekinet lütfedeceğini müjdeledi.
Aziz Müminler!
Bugün, başta Filistin olmak üzere yeryüzünde baskı ve zulme maruz kalan bütün kardeşlerimize İnşirâh suresinin gönülleri rahatlatan, müminlere umut aşılayan mesajlarıyla seslenmek istiyorum: “Biz senin gönlüne ferahlık vermedik mi? Belini büken yükünü kaldırmadık mı? Senin şanını yüceltmedik mi?”
Evet Kardeşlerim!
Bizler inanıyoruz ki her şeye kâdir olan Allah’tır. Rahmet ve merhametiyle bizleri kuşatan O’dur. Göğsümüzdeki darlığı giderecek de, gönlümüze inşirâh verecek de O’dur. Cenâb-ı Hak, üzerimizdeki ağır yükleri kaldıracak, her türlü zorluk ve sıkıntıdan bizleri mutlaka kurtaracaktır.
Değerli Müminler!
İnşirâh suresinin hatırlattığı hakikatlerden biri de şudur: Her zorluğunardından bir kolaylık vardır. Muhakkak ki, her zorluğun ardından bir kolaylık vardır. Evet, inanıyoruz ki her hüznün ardından bir sevinç, her sıkıntının ardından bir ferahlık mutlaka gelecektir. Zira Cenâb-ı Hak, peygamberleri ve inananları hiçbir zaman yalnız bırakmamıştır. Onları, zalimlerin ve düşmanların insafına asla terk etmemiştir. Hz. Nûh’u tufanın helakinden, Hz. İbrâhim’i Nemrut’un ateşinden, Hz. Mûsâ’yı Firavun’un zulmünden, Hz. Yûsuf’u zindanın karanlığından kurtarmıştır. Ve nihayet, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’i inkârcıların türlü eza ve cefasından felaha çıkarmış, ona nice fetih kapıları açmıştır.
Kıymetli Müslümanlar!
İnşirâh suresi bizlere şu hakikati de öğretmektedir: Bir işi bitirince hemen başka bir işe koyul. Sadece Rabbine yönel. Ayet-i kerimelerde de belirtildiği gibi bizlere tembellik ve vurdumduymazlık yakışmaz. Mümin, sorumsuz ve ihmalkâr olamaz, rehavete kapılamaz. Yeryüzünde iyilik hâkim oluncaya kadar, hak ve hakikati, adalet ve merhameti yaşamaya, yaşatmaya ve yaymaya gayret eder. Mümin, her işini Allah’ın rızasını gözeterek yapar. İmanından aldığı güçle zorluklar karşısında ümidini yitirmez. İstiklalini ve istikbalini muhafaza etmek için var gücüyle çalışıp çabalar.
Aziz Müminler!
İnsanlık tarihinin şahit olduğu en büyük zulümlerden biri bugün Filistin’de, Gazze’de yaşanıyor. Bebek, çocuk, kadın, yaşlı demeden masum insanlar vahşice katlediliyor. Evler, camiler, okullar ve hatta hastaneler acımasızca bombalanıyor. Bütün dünyanın gözü önünde büyük bir insanlık suçu işleniyor. Binlerce masum insan aynı anda can verirken insaf ve vicdanını kaybetmiş dünya bu soykırımı sadece seyrediyor. Mazlumun ırkına, diline ve dinine bakılmaz. Tüm insanlığı zalimin karşısında mazlumun yanında olmaya davet ediyoruz.
Değerli Müminler!
Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadis-i şerifinde şöyle buyuruyor: “Zulüm, zalim için kıyamet gününde zifiri karanlıktır.”5 Müslümanların bugün yaşadığı sıkıntılar elbet sona erecek, zalimler dünyada da ahirette de acı bir akıbete maruz kalacaktır. İnananlar, Allah’ın yardımıyla mutlaka galip gelecektir. İçinden geçtiğimiz zorlu süreçler, yeni dirilişlerin habercisidir. Yeter ki, Müslümanlar olarak bizler, birlik ve beraberlik içerisinde hareket edelim. Kardeşlik ve muhabbetimizi daim kılalım. Birbirimize karşı merhametli, düşmana karşı ferasetli ve kuvvetli olalım. Allah’ın rahmetinden ümidimizi kesmeyelim. Rabbimize, kardeşlerimize ve insanlığa karşı sorumluluklarımızı yerine getirelim. Getirelim ki Rabbimiz, zorluklarımızı kolaylaştırsın, meşakkatlerimizi rahmete dönüştürsün. Bizi insanlığa yeniden önder ve örnek kılsın.
Hutbemi şu ayet-i kerime ile bitiriyorum:
“Ey iman edenler! Siz Allah’ın dinine yardım ederseniz Allah da size yardım eder, düşman karşısında sizi güçlü ve dirençli kılar.”