NEŞET ERTAŞ’I ANLAMAK

Gönül gülleri derilen Kırşehir bağından bir gül de biz derelim.Neşet Ertaş ustayı köşemizde bir de biz yazalım istedim.Her yaştan insana türkü sevgisini aşılayan,hayatında bir kez olsun ağzına o tatlı balı,pekmezi çalan Neşet ustaya selam olsun!Yaşar Kemal’in deyimiyle ‘’Bozkırın Tezenesi’’ölümünün üzerinde on yıl geçmesine rağmen çokça kullandığı ve yazdığı ‘’gönül’’ dağlarında yaşamaya,gezinmeye devam ediyor.Sadece Kırşehir’in değil tüm Türkiye’nin bağında biten bir gül durumunda artık Neşet usta!Hatta mahalli sanatçılıktan evrenselliğe ulaşmıs bir sanatçıdır ki dünyada örneği çok azdır.Peki Neşet Ertaş bunu nasıl başarmış olabilir?Hayatı incelendiğinde ustanın Anadolu halkının bağrından kopup geldiği;yoklukla,zorlukla,açlıkla sınandığı;yaşamak için düğünlerde saz,cümbüş,keman çaldığı,köçeklik yaptığı kendi anlatımıyla bilinir.Duruşu,bakışı,konuşması,mütevazılığı,ilmek ilmek işlediği türküleri örnek sanatçı kimliğini meydana getirir.

‘’Bin dokuzyüz otuzsekiz cihana

Kırtıllar köyünde geldin dediler

Babama Muharrem,anama Döne

Dediysen atayı bildin dediler

Dizinde sızıydı anamın derdi

Tokacı saz yaptı elime verdi

Yeni bitirmiştim üç ile dördü

Baban gibi sazcı oldun dediler

O zaman babamdan öğrendim sazı

Engin gönül ile Hakk’a niyazı

O yaşımda yaktı bir ahu gözü

Mecnun gibi çölde kaldın dediler

Zalım kader kervanını dönderdi

Tuttu bizi İbikli’ye gönderdi

Babam saz çalarken bana zil verdi

Oynadım meydanda köçek dediler

Hayatı yoklukla,acıyla,ezginlikleyoğrulan Neşet Ertaş’ın insanın ciğerine işleyen türküler yakmasına şaşmamak lazım!Türküler acıdır,sitemdir,isyandır,hayattır…Neşet Ertaş türküleri ise her duygunun aynı anda yaşandığı ,dille söylenemeyecek,itiraf edilemeyecek dertlerin aktarımıdır.

Anam Döne İbikli’de ölünce

Tam beş tane öksüz yetim kalınca

Beşimiz de per perişan olunca

Babamgile burdan göçek dediler

Yürüdü göçümüz Tefleğe doğru

Bu hali görenin yanıyor bağrı

Üç aylık çocuğun çekilmez kahrı

Bunlara bir ana bulun dediler

Annesini kaybeden,yerini yurdunu terkeden Neşet Usta!Kendi için için yanmış da yürekleri bu yangınla dağlamış çok mu? Onun türkülerinin bu denli bizden olması,yaşanmışlığı ezgilerine başarılı bir şekilde adapte edebilmesinden geçiyor bence.

Yozgat’ın Kırıksoku Köyü’ne vardık

Bize ana yok mu diyerek sorduk

Adı Arzu derler bir ana bulduk

İşte bu anadır buldun dediler

En küçük kardaşı kayıp eyledik

Onun için gizli gizli ağladık

Üstelik babamı asker eyledik

Yine öksüz yetim kaldın dediler

Zalım kader tebdilimi şaşırttı

Heybe verdi dalımıza devşirtti

Yardım etti Yerköy’üne göçürttü

Biraz da burada kalın dediler

Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ın Bir kuru yaprak misali,rüzgarın önüne katılmışım ben dediği gibi Bir şehirden diğerine savrulmuş Neşet Usta.Bu savruluş ruhunu,sanatını yontmuş;şekillendirmiş.

Yerköy’den Kırıkkale’ye geldik

Babam saz çalarken biz cümbüş aldık

Kırşehir’e varınca kemanı çaldık

Aferin arkadaş çaldın dediler

Yarin aşkı ile arttı hep derdim

Bbamı bir yere dünür gönderdim

Başlık çok istemişler haber aldım

İstemiyor yarin seni dediler

Kırşehir’de yedi sene kalınca

Düğün düzgün hepsi bize gelince

Burada herkese yer daralınca

Ankara’ya gider yolun dediler

Ankara’da Veysel Usta’yı buldum

Epeyce eğleştim,evinde kaldım

Yüz lirayı verip bir yatak aldım

Etti isen böyle buldun dediler

Bir ev kiraladım münasip yerde

Kaldı kavim kardaş hep Kırşehir’de

Bu aşk hançerini vurdu derinde

Çaresini bulamazsan ölün dediler

Bir zaman sonra Ankara’ya yolu düşer Neşet Ertaş’ın.Hayatın kendine çizdiği yol,gurbet bitmemiştir daha.1976’da geçirdiği felç rahatsızlığını tedavi ettirmek için gittiği Almanya’da uzun yıllar kalır.Sadece sazın değil sözün de ustası olan Neşet Ertaş kendi hayatını lirik bir üslupla bu şiirde özetlemiştir.Neşet Ertaş’ı, türkülerini, sazı inletir şekilde çalmasını anlamak için önce hayatını bilmek ,anlamak gerekliliği kanısındayım.

Türkülerindeki hasret, ana, kardaş,acı, gurbet, sıla, ağıt, yaş, aşk!...Herkesin kendinden bir şey bulduğu,yüreğinin üstüne koyduğu hüzünler bunlar.

Neşet Ertaş Kırşehir’in,Orta Anadolu’nun,tüm Türkiye’nin müzik dehası olarak yerini almış;ölmez iz bırakan eserleriyle tarihe kazınmıştır.Ustanın hayatına kendi anlatımıyla ışIk tutarak onu bir kez daha yad etmiş oldum.

Huzur içinde uyu Bozkırın Tezenesi! Emanetin türküler,halkın bağrında güller gibi bitmeye devam ediyor.