Türkiye’de en çok konuşulan konuların başında toplumsal bir sorun olarak “işsizlik” yer almaktadır.
İşsizler iş bulamamaktan, işverenler işçi bulamamaktan, sanayide ustalar çırak bulamaktan derleniyor.
Ülke politikacıları her şehre içi boş üniversite açıyor.
Ben diyorum ki seken bir ile Zanaat üniversiteleri açılmalı.
Seçilmiş çokbilmişler zanaat mektepleri açmıyor.
Her şehre bir üniversite açılması yüzünden ülkede çok sayıda üniversiteli işsiz olduğunu, ancak sanayide çalışacak kalifiye eleman kıtlığı yaşandığını biliyoruz.
Çözüm var mı?
Şimdilik yok.
Sekiz yıllık eğitim sisteminin ardından getirilen on iki yıllık kesintisiz zorunlu eğitim sisteminin sonucunda ülke genelinde sıkıntılar daha ağır hissedilmeye başlandı.
Küçük ölçekli ekonomiye lokomotif olan saniyelerde faaliyet gösteren firmalar pek çok meslek dallarında çalıştıracak eleman bulamıyorlar.
Her ile ve ilçelere varana kadar bir üniversite açılması yüzünden ülkede çok sayıda üniversiteli işsiz olduğunu, ancak sanayide çalışacak kalifiye eleman kıtlığı yaşandığını görmekteyiz.
İmalat sanayisinde faaliyet gösteren firmalar pek çok meslek alanında çalıştıracak eleman bulamıyorlar.
İlimizde Kılıç özü sanayi sitesinde ustalar çırak bulmadıklarından yalnız çalışmaktalar.
Anne baba çocuğum okusun diyor.
Okuyan diplomalı sokaklarda iş arıyor.
Siyasi partilerde kimliği olan devlet kapısına iş buluyor.
Siyasi parti kimliği olmayan, tanığı b ulamayan ne yapacağını bilmiyor.
Üniversiteyi bitirmiş iş bulmayan Diplomalı gençler ya asker ya polis ya gece bekçi ya da gardiyan oluyor.
Bu gençlerin elinde zanaatları olsa her alanda kalifiye elaman ihtiyaç olmakta.
Bugün her meslekte çalışacak çocuk bulanmıyor.
İnşat sektörü elemansızlıktan işleri geç yürüyor.
Sanayi o ana keza.
Fabrikalar yetişmiş elaman arıyor.
Kılıç özü sanayi sitemizde değerli ustamız bakın ne diyor.
“Eskide o kadar çok çırak gelirdi ki alamazdık işyerlerimiz küçük ve işlerimiz bu kadar yoğun değildi.
Yetmişli, seksenli, doksanlı yıllarda Usta çoktu.
Bugün şehirlerde nüfus artıyor, araç sayısı artıyor, işçiye ihtiyaç var bizlerse yetiştirecek çırak bulamıyoruz"
Artık yetiştirecek çırak bulamadıklarını, bu mesleğin git gide köreldiğini söyleyen ustamız.
"Burada araç bakım ve onarımlarını yapıyoruz.
Eleman bulamadığımızdan dolayı artık zorlanmaya başladık.
Bu sanatı yapmak için sanayiye kimse gelmiyor.
Genelde ortaokulu bitirmiş gençler gelir diyoruz onlarda gelmiyor” diyen ustamıza hak veriyorum.
Ülke ve ilimiz genelinde Sanat okuluna giden gençlerin sayısı artmıyor.
Sanat oklunu birmiş gençler iki yılık diplomalıyım diyor ama zanaat konusunda çok bilgileri olmuyor.
Meslek pratikle oluyor.
Sanat oklunu bitiren gençler sanayide pratik eğitim için bir usantın yanında eğitim almış olsalar çok kısa zamanda usta olacaklarına inanıyorum.
En azında bir teorik olarak alt yapıları var.
Meslekte kendini yetiştiren gençler gerçek anlamda para kazanıyor.
Küçük yaşta bu işe başlayan çocukla daha iyi eğitim alıyor.
Her şey hemen olmuyor, hemen usta olunmuyor.
Aileler gençleri meslek kollarına teşvik etmeli.
Herkes mühendis, doktor vs. Olacak diye bir kaide yok.
İnsanların kapasitesine gör eğitim düzeyi olmalı.
Herhangi sanat kolunda olursa olsun kendini yetiştiren insanın bu işte gerçekten para kazanacağına inanıyorum.
Meslekler Kazanç sektörü unutmayınız.
Sanayilerden kimse vazgeçmez.
Bir kazanç sektörü.
İnsanlarımız bunu anlamıyor.
Gençlerimiz kendini zanaat alanlarında meslek dallarında geliştirmeleri ve yetiştirmeleri lazım.
Diplomayı aldıkların kimsenin elini öpmesinler kendi meleklerinin dalında iş yerleri açıp usta densinler.