Sevgili dostlar Meryem CEMİLE’NİN hikayesini Dr. Ramazan KURTOĞLU’NUN “Küresel Düzenin Şifreleri ve Tapınak Şövalyeleri ve Nöro –Mesih” isimli eserinde bulabilirisiniz.
Konuyu hocanın kitabından aynen ve yorumsuz olarak aktarıyorum.
1960’ta New York Üniversite’sinde felsefe doktorası yapan Margaret Marcus adlı bir kadındı aslında. Margaret Marcus, Alman Musevisi, ama bir anda Yahudi inancından vazgeçiyor ve Hıristiyan oluyor. Belgelerle sabit bu. Ben kendisiyle hayatının son zamanlarında tanışma imkanı buldum. Mamafih Margaret Marcus Hıristiyan olunca bu kez Müslümanlığı öven yazılar yazmaya başlıyor. Yaklaşık 1-1,5 sene yazdıktan sonra da Ramazan ayında Hıristiyanlıktan vazgeçiyor ve “ben Müslüman olacağım” diyor ve Meryem CEMİLE adını alıyor. Meryem CEMİLE o günkü şartlarda İslam ile Sosyalizmi birleştiren Pakistanlı Mevdudi’nin sağ koluyla evlendirildi. Mevdudi’yi iki anlamda analiz edelim. Mevdudi mübarek İslam’ı sosyalizm ile eşleştiriyor ve “İslam,sosyalizm ile kardeş gibidir” diyordu.Mevdudi İngiliz ve İsrail istihbaratının kontrolü altındaydı.
Bu arada Mevdudi halka “Televizyonu seyretmeyin, kafir işidir, zındık işidir” diyordu.Ama kendisi,Londra gazetelerinde, Londra Otellerinde dekolteli hanımların hizmet verdiği kokteyllere, partilere katılıyordu.
Bu arada Meryem CEMİLE‘NİN yazıları hızla devam ediyor ve kitapları yayılıyordu. Bir gazetemiz de Meryem CEMİLE’NİN iki üç kitabını Türkçeye çevirip insanlara bedava dağıttı. Ve Maalesef Meryem CEMİLE’NİN eserleriyle İsrail’in politikaları ilginç bir şeklinde birbiriyle örtüşüyordu.
Meryem CEMİLE diyordu ki; “Müslüman için vatan, secdeyi serdiği yerdir.Aşırı vatanseverlik ve Milliyetçilik İslam ile uyuşmaz” Aynı şeyi İsrailli liderler de söylüyor. Meryem CEMİLE’NİN kitaplarını, görünmez bir el Arap dünyasının tamamında milyonlarca adet bastırıp dağıtıyor. Hem de bedavaya. Bu bir misyonerlik. Müslümanlığı çok seven bir Yahudi,Müslüman olmuş, onun kitaplarını dağıtıyorlar.O kişinin temel düsturu da; Müslüman için vatan mefhumu, secdeyi serdiği yerdir.Yani Amerika’da secdeyi serebiliyorsan senin vatanın orası.Çok ilginç bir şekilde 1970-1975’lere kadar Arap toplumlarında da , Türk toplumunda da dindarlık ve Milliyetçilik eş anlamlıydı; yani hem milliyetçi hem dindardı insanlar. Sonra dindarlarla Milliyetçileri ayırdılar. Dindarlarla Milliyetçileri suni olarak ayırdılar ve sanki “ dindarlar milliyetçi olamaz” fikri yerleşti.”Milliyetçi olanlar da dindar olamaz” gibi bir noktaya getirdiler.
1967’de bir Pazar sabahı İsrail Hava kuvvetleri , Mısır ve Suriye hava kuvvetlerini iki saat sürede yok etti.Ve Meryem CEMİLE‘NİN misyonu tamamlanmıştı. Sonra Meryem CEMİLE yazmaz olmuştu zaten.
İşte maalesef o günlerden beri mübarek İslam’ı sosyalizm ile evlendirmek isteyen Batı ajanları var.Berlin Üniversitesi ve Harvard Üniversitesi destekli iki vakıf kurdu Batılı dostlarımız, Müslümanları çok seviyorlar sanırım. Nedir bilmiyor musunuz vakfın adı: ‘Kalvinist Müslümanlar vakfı’.’Yani, Kapitalist Müslümanlar Vakfı’, Yani “Sosyalizmi İslam’a yediremedik, bugün Kapitalizmi verelim” demek bu.
Bu hikayeyi hocanın kitabında okuyunca İsmail Türüt’ün ‘Oflu ile Bayburtlu’ isimli şarkından bir mısra geldi.Şarkıda şöyle diyordu İsmail Türüt;
Her görduğun Ofliyi hoca mi sanayisun?
Olur olmaz şeylere hemşerum kanayisun
Bu sozum yalan midur soyle hemşerim soyle?
Başa gelen çekilur Oflinun işi boyle