Hayatın rüzgârları sizi nereden alıp nereye götüreceğini hiçbir zaman bilemezsiniz.
Zaten bilme şansınız da yok…
Emredilmiş olduğunuz gibi dost doğru olmak dışında.
Hayatın akışında müdahale etme gibi lüksünüzde yok.
Yaşanılan şu garip dünya hayatın akışını bilemezsiniz.
Önemli olan yaşarken imtihanın farkında olmak.
İnsan olarak yaratana karşı kulluğun bilincin de olmak.
Öyle zamanlarda Hayat sizi öyle bir rüzgârla alıp savurur ki, nereden gelip nerede durduğunuza akıl erdiremezsiniz…
Dün neredeydim, bugün neredeydim dersiniz.
Hayat o kadar çok sürprizlerle doludur.
Ne emek ve zahmetlerle çıktığınız yükseldiğiniz yerden bir de bakmışsınız ki tepeniz üste yere çakılmışsınız…
Emek sarf etmeden yükseklerde uçarsınız.
Düştüğünüzde kimseyi bulmazsınız.
Hayat bu dersiniz.
Hani ne derler, hayatın akışı sizlerin elinde değil.
Aynen öyle oluyor.
Siyasetin balına dalanlar.
Siyasetin nimetinde nemalanlar.
Kendini aslan sananlar.
Bir bakıyorsunuz cebi delik olan gün gelmiş parayla oynar hale geliyor.
İki lafı bir aya getiremeyenler ona buna akıl verir oluyor.
Dün sana saygıda kusur etmeyenler ayakları biraz yere basınca tepeden bakmaya başlıyor. ..
Aslan kediye boğulur mu derler boğuluyor beyler!
Hem de bal gibi.
Hayatınız da içinizden bir merhaba etmek bile gelmeyen, yolda görseniz yolunuzu değiştireceğiniz insanlarla gün geliyor zoraki kavuşuyorsunuz.
Onlara içinizden gelmese de bir vesile ile eyvallah ediyorsunuz.
Onlar sizin elbette geçmişinizi bilmedikleri için size tuhaf bir gözle bakarlar.
İşte o anlamlı bakış sizi derinden üzer.
Ama yapacak bir şey yok…
Hayat sizi aslan durumundan düşürmüş, kediye boğdurur hale getirmiştir.
İsteseniz de istemeseniz de kaderin rüzgârı sizi o yöne savurmuştur.
Pek seveniniz olmaz.
Olursa da göstermelik olur.
Her şey lafta kalır.
Her şey menfaat ve çıkara odaklanmıştır.
Ne dost kalmıştır ne de candan seven bir arkadaşınız…
Evet, menfaate dayalı dünya böyledir…
Gün geliyor aslan kediye boğuluyor…
Gün geliyor maneviyat yerini maddiyata bırakıyor.
Her şey bu dünya için planlanıyor.
Ama ahreti düşünen yok.
Mesele de bu ya.
Orayı düşünemediğimizden gâvurlaşıp gidiyoruz.