MEKKE'DEKİ EN SAKİN GÜN (7)

Bu gün oğlum ve torunumla vakit geçirmek istediğim için arkadaşlardan ayrı düştük biraz...Onlar bugün iki umre daha yapıp 7 umreye tamamlamayı arzuluyorlardı. Ben ise 5 umre ile dönmeyi düşünüyordum .Sabah namazını Haram'ın avlusunda uzun iki ayeti dinleyerek kıldık. İmam, birinci rekatta Resulullah'a uyarak Kaf suresinin tamamını okurken ikinci rekatta başka bir sureden bir sayfa miktarınca okudu tertip ,teemmül ve tedebbür ile...

İki rekat  sabah namazının farzı , 17 dakika kadar sürmüş. Akabinde cenaze namazı kılındı. Buraya gelenlerin yaptığı gibi namazdan sonra 10/15 dakika oturmak nefse zor , ruha iyi geliyor. Ben de öyle yaptım. Arkadaşlar ise bir taksi tutup 30 riyale Ten'im Mescidi'nde ihram giyinip Beytullah'a gelmişler. O saatte fazla kişi bulunmaz Kabe'de.Akşamki  kalabalıktan izafî olarak daha azdır tavaf yapanların adedi...

Ben ,otelde kahvaltı yapıp yatağa gireli iki saat kadar olmuştu ki kapının açılma sesiyle uyandım. Uyku düzenimiz ister istemez bozuldu. Akşam yatış saati sabah kalkış saati falan diye birşey kalmadı.Fırsat bulunca yatıyoruz fırsat bulunca da umre yapıyoruz ,namaz kılıyoruz ,Kur'an okuyoruz...

Bir de sahte ihramlılar zuhur etti saçma sapan bir kural yüzünden. İnsanlar sırfı Mataf alanına girip orada Kabe'ye yakın olmak ,ona dokunmak gayesiyle sanki umreye niyetlenmiş gibi otelde ihram giyip geliyorlar ..Onları bu vaziyete düşürenler pandemi dönemi kurallarını hâlâ idame etmeye çalışan, 2040 Ru'yeti /Vizyonunu ihdas eden, ılımlı İslam programı yürütücüsü ,kral namzedi ,Batıcı ,MBS ve avanesi. Kabe babalarının malı ya diledikleri gibi davranacaklarını sanıyorlar. 

Tabii bütün bu akıldışı tatbikatın da bir mantığı ve görülmeyen takdiri bir vechesi mevcut kanaatindeyim. Allah bir topluma verdiği emniyet,bolluk,huzur, saadet ve izzeti o toplum kendisinde olan iyi hasletleri değiştirmeden değiştirmez.Ne zaman ki toplum bütün bu nimetlere karşı küfran'ı nimetle mukabelede bulunur,imanın gereğini amelleri ve ahlakı terk ederse o vakit diğer nimetler de birer birer ellerinden alınır.Suudilerin ılımlı İslam politikası da 100 yıldan fazladır kendilerine verilen Haremeyn emanetinin ellerinden bast-ı ilahiyye ile alınmasına neden olacaktır .

Gelenler, umreden dönen arkadaşlardı. 
Ben ;oğlum ,torunum,hısım ve öğretmen arkadaşlarıyla muhabbet etmek için iki otelin arasındaki boşluğa çıktığımda onları orada otururken buldum. Yolun zorluğundan falan bahsettiler 
Hiç uyumadan gelmişler. Hısımım Ahmet bey de mecburen ihram giyecek giriebiliyormuş Kabe'nin yanına.Kadınları ayırt etme imkanı zaten yok; ne siye insanları yalana teşvik eder, mecbur bırakırsın be adam diyrsim var MSB'ye.

Bugün torunumla iyi vakit geçirdim. Birkaç kez markete gittik . O da keyifliydi. Dil gelişme döneminin en hızlı anını yaşadığı için her fünye farklı sözcükleri hem öğreniyor hem de doğru telaffuz etmeye başlıyor.Uykusu gelince otele döndüler. Özer hoca ve Mehmet beyin kızları torunumla çok güzel ilgileniyorlar. Çocuk da onları çok seviyor. 

İkindiden önce otelin lobisinde, Ersan 'ın haber verdiğine göre ilginç bir dine dönüş hikayesi olan Diyarbakırlı İbrahim'i görünce bir müddet sohbetin müfîd olduğu düşündüm. İbrahim ;kolunda hala cahiliye devrinin  izi olarak kalan  dövmeleri ile başka bir dünyanın insanı imiş hissi verse de imanın ve tövbenin insanı nasıl tecmîl ettiğine güzel bir misal.

Her türlü mahzurlu ve haram işin merkezinde iken annesinin sözüne uyarak umreye gelmiş ve ondan sonra bütün hayatı değişmiş.Huzursuz ve mutsuz bir hayatın zorluğunu taşıyamayacağı bir insan çok olgun ve sabırlı,anlayışlı ve güzel düşünebilen bir Mümine nasıl dönüştüğü ibrahim'in hayatında gizli.İbrahim ettiği tövbenin kafi olup olmadığında hala tam bir itminana sahip olmadığını söyleyince ona tövbe ile alakalı Resulullah'ın üç hadisini okuyarak şerh etmek suretiyle ikna etmeye çalıştım. Sözlerimi büyük bir dikkatle dinledi.Derunumda" Allahım! Memleketim bunun gibi gaflet ve cehalet içerinde olan yüzbinlerce insan dolu. Onların da kalbini İslam'a aç..." diye dua ettim...

Akşam namazından hemen önce Kabe'ye ulaştım .Orada ne kadar durulursa sevaptır. Ne kadar namaz kılınırsa  sevabı 100 bin ile çarpılır. Özgürlük , kulluk ve emniyet evinin avlusu bile ikramın meşhedidir.Varsın dört bir yanında iş makinaları çalışsın,varsın bütün kapıları sert/kalın plastik dubalarla kapatılsın,her köşesinde resmi ünitiformalı veya üniformasız kişiler göz açtırmasın, bizi yıldırmak için her türlü psikolojik harp tekniğini uygularsa uygulasın başarılı olamayacak .

Bilirim ki Mekke  her zaman inananların gönlünde müstesna bir yer tutacak. Zira Hz.İbrahim(as)'in  duası mevcut ...O, hanımı Hacer validemizi ve oğlu İsmail'i bu vadide bırakıp da Kudüse dönerken " Ya Rabbi !Ben ailemi Beytinin hemen yanında ekin bitmez verimsiz bir yerde bıraktım.İnsabların kalbini onlara yönelt. Onları rızıklandır ." diye müstecâp bir dua ettim.Peygamberimiz de "Ben ,atam ibrahim'in kabul olmuş duasıyım!" derken ne güzel ifade etmiş...