MADEN OCAKLARI KÖYLERİ KİRLETİYO

MADEN OCAKLARI KÖYLERİ KİRLETİYOSermayeyi zengin edeceğiz diyenler.
Köyleri, şehirleri, kasabaları yaşanmaz ediyorsunuz.
Unutmayın bu ülke bize atalarımızda miras bizde mirası aldığımız gibi devredelim.
Bizlere bırakılan miras kimlerin elin işletiliyor.
Yabancı akımı, işbirlikçi yerli sermaye yeraltı, yerüstü madenleri sömürüyor.
Bakın ülkenin her bir köşesinin dağları maden sermayesinin elinde hunharca işleniyor.
Maden sermayesi karun oluyor.
Köylü havasında, suyunda, dağında, ovasında, yaylasında uzak kalıyor.
Maden ocakları köylünün yaylım alanlarını yok ediyor.
İçme su ve pınar kaynaklarını kurutuyor.
Dere yataklarını akarsuları zehirliyor.
Dağlarda, ovalarda yaşayan canlıları yok ediyor.
Bu ise yeni çevre felaketlerini getiriyor.
Ülkemizin her bir dağına, ovasına, bereketli toprağına maden işletmelerine ruhsat veriliyor.
Ruhsatı alan halkın ortak malını kendi malı gibi kullanıyor.
Köylü yıllarca sahip olduğu ata mirası yaylımlarına gidemiyor.
Maden ocakları çeviriyi değiştiriyor.
Atılan dinamitler kullanılan kimyasallar yer altı sularını ve yer üstü doğasını kirletiyor.
Bunları kim takip ediyor.
Sermaye ben güçlüyüm diyor ben iktidar yakınım diyor.
Bugün Kırşehir’i çevreleyen dağlarında maden ocaklarından geçilmiyor.
Kimi altın derdinde, kimileri mermer, granit peşinde.
Vatandaş ise çaresiz sesiz eylemde.
Geçen gün cacabey meydanında CHP’li vekil belediye Başkanı altın madenine hayır direnişleri vardı.
Etraflarında kaç kişi vardı dersiniz.
Biz küçükken Kırşehir’in her yerinde kaynak suları akardı.
Her mahallede birkaç çeşme vardı, içme suyumuzu orada temin ederdik.
Hırla gölünde suya girerdik, kaplumbağaların, kurbağaların, yengeçlerin su yılanlarıyla yüzerdik.
Şelbede, taşlıkta küçük ılıca göletler vardı.
Kılıç özü çayında balık tutulur suya girilirdi.
Yerin tabanına bir metre eştiğinizde su çıkardı.
Yani şehrin her yerinde sıcak ılıcalar da çamaşırlar yıkanır çamaşır haneleri olurdu.
Bağalar bahçeler akarsularla sulanırdı.
Bugün bu akarsularımız mahalle ılıcaları ne odu.
Neden kurudu, neden önlem alınma adı.
Bu şehrin seçilmiş vekilleri, seçilmiş belediye başkanları, atanmışları niye konuşmuyor.
Bunu hiç soran olmuyor.
Bu şehrin suları niye kayboldu diyen var mı?
Çünkü seçilmişlerin işine gelmiyor sorduğunda önüne iktidarları çıkıyor ya da iktidarın ağa babaları.
Bu şehir bizim, biz sahip çıkacağız, sermeye fırsat vermeyeceğiz.
Sermaye peşkeş çenklerden hesap soracağız.
Yoksa miras aldığımız şehrimizi maden molozlarıyla akarsuların kirletilmişiyle, pınarların kurumuşuyla mı bırakacağız.
Unutmayınız ki, Filistin halkı, babalarının sattığı toprakları geri alabilmek için, taşla mücadele ederken, dirsekleri ve dizleri İsrail askerleri tarafından taşla kırılan insanların dramını yaşıyor.
Unutmayın bu şehrin dağları ovaları yeraltı üstü madenleri sizlere ata mirası mirasınıza sahip çıkın.
Zehirlemeyin dünyalıklar uğruna Kırşehir’in köylerini, dağlarını, ovalarını, akarsularını.