KÖYÜMÜZÜN ORMANLARI

Anadolu topraklarının geçmiş yıllarda ormanlarla kaplı olduğunu tarihi kaynaklarda rastlamaktayız.

Dedem rahmetli dağlarımız hep ağaçlarla kaplıydı derdi.

Yağmurlu köyünde Kurt beline göçtüklerinde

Kurt beli Yağmurlu Türkmenlerinin yaylasıymış.

Yağmurlu Türkmen aşiretinin geçim kaynağı hayvancılık olduğunda konargöçerlerdenmişler.

Bizim çocukluk yılarımızda Dedem dedelerin köyümüze nasıl geldiklerini anlattığında.

Kurt beli hayvan otlatma için verimli diye buraya yerleşmeye kar verdiklerinde çalıları kesip köy yerleşkesi oluşturmuşlar derdi.

Bundan yüz elli yıl önce bugün adı Kurt beli Yeni yapan olan köyümüze yerleşmek için dağ taş hep orman örtüsüyle kaplıymış.

Orman örtüsü dediğimiz çam değil tabii ki.

Kırşehir dağların örtüsü meşe, palamut, çalı, armut, dağ eriği, alıç buna benzer bitki örtüsüne orman diyoruz.

Zamanla Türkmenler yerleşik hayata geçtiklerinde yaylım alanları için dağlarda var olan orman örtüsü yanmaya başlamış.

Ekim arazileri oluşturmak için meraların orman örtüsü yok olmuş.

Orman, yaşam kaynağıdır, besin kaynağıdır, yağmurdur, pınardır, oksijendir, serinliktir, yaban hayatının evidir, ülkenin ve canlı yaşamın geleceğidir…

Desek de ormanlarımıza sahip olamıyoruz.

Kimleri getirim uğruna asırlık orman ağaçlarını yakıyor.

Kimleri bilinçsiz, kesiyor.

Kimileri tarım alanları için ormanı ateşe veriyor.

Bugün güzelim Anadolu dağlarında orman örtüsü yok olmuş durumda.

Orman bakanlığı son yıllarda bu işe elini atmış fakat bu iş sadece orman bakanlığının değil tüm Anadolu’da yaşayan insanların işi olmalı.

Orman bakanlığını yeniden yeşertmek için mücadele verdiği dağları bizler korumalıyız.

Anadolu insanı bir orman koruyucusu, doğa bilinci taşımalı.

Yaz ayları geldiğinde orman yangınlarında artış oluyor.

Dağlar ateş alıyor şehirler dumanlar kaplıyor Anadolu’nun bağrında ciğerleri yanıyor.

Zamanında ve yeterli önlem alınmadığı için, Anadolu’nun asırlık ormanları yanıp kül oluyor.

Milyonlarca ağaç ile birlikte ormanda yaşayan binlerce canlı, kuş, sürüngen, milyonlarca böcek, milyonlarca bal arısı yanarak telef oluyor…

Yangınlar neden çıkıyor?

Kimler çıkartıyor?

Bunu tam olarak bilmesek de.

Kasıtlı olarak kimler çıkartıyorsa Allah onlara lanet etsin diyoruz.

Yangın alanlarında da yaşayan insanların bu işe gönüllü olmaları gerekir.

Birde devlet orman alanları için geniş önlemler almalı.

Yanmadan önce tedbirli olunmalı.

Yandıktan sonra söndürmesi zorlaşmakta.

Bir yerde Orman ve su yoksa yaşam yoktur, orası çöldür.

Ormanlar sadece oksijen üretmez, bulunduğu ortamın sıcaklığını canlı yaşamına uygun hale getirir.

Su döngüsünü sağlar, yağmur bulutlarını kendine çeker.

Yağışların sel olmasını önler.

Yaban hayatının yuvası ve yiyecek kaynağıdır…

Orman bir ülkenin geleceğidir.

Ormanların azalması, sıcaklığın artması başta su sıkıntısı olmak üzere birçok olumsuzluğu beraberinde getirir.

Zamansız yağan yağışlar orman olmadığı için sele dönüşür.

Seller, erozyon oluşturur, verimli tarım toprakları denize sürüklenir, can ve mal kayıplarına neden olur…

Dağlarımızda ağaç yoksa yağış yok, yağış yoksa su yok, su yoksa canlıda yoktur.

Dağlarımızı korumalıyız.

Orman müdürlüğünün yetiştirmiş ve yetiştirmekte olduğu fidanları korumalıyız.

Gelecek nesillere mirasımız dağlarımızda ormanlarımız olsun.