Hikâyenin 7. Bölümünde: Ağa gençliğinde aynı çoban gibi aşık olmuş, çoban kavalı çaldıkça eskiyi hatırlamış, bütün hayatı gözünün önünden geçmiş, tek tek o anlar aklından geçmiş, çoban kavalı o kadar içten çalmış ki! Ben niye demiş, bu kavalı bu tavda çalamadım. Gözleri dolmuş, hatıralar önünden sinema şeridi gibi akmış.
Hikâyenin 8. Bölümünde: Çobana işaret etmiş dinle beni demiş, bende sevdim. Koyunlarla bende kavalla dertleştim ama ben koyunlara derdimi anlatamadım. Çok kaval çaldım. Derdimle dertlendim. Dert sahibi oldum.
Hikâyenin 9. Bölümünde: Ağa demiş! Ya benim gibi divane olursun, yâda bu divanelikten kurtulur. Sende bende rahat ederiz. Demiş! Senin bu derdini tuzluk çözer, koyunların ağılındaki hatıla tuzları yerleştir. Çoban hatıla tuzları yerleştirdikçe aklına bir sürü deli düşünceler gelmiş. Ağa bana ne anlatmak istiyor… Ağa çobana; suluklara suyu doldur. Çal kavalını tuzu yalayan koyunlar suyu içmesin.
10
Ağa son kararını vermiş
Kızı başkasına sözlemiş
Düşüncelerini közlemiş
O yaşananları özlemiş
11
Geçmişte O da yaşamış
Hayatını boşa harcamış
Aklı başında, yaşlanmış
Geçmişi ile barışmış
12
Düşünceler ateşlenmiş
Çobanı kendinden bilmiş
Aklında şimşekler çakmış
Bir çare demiş aramış
Ağa her ne kadar çobana yol gösterse de, niyeti farklı. Başından geçenlerden ders almayan ağanın, kafasında başka cinlikler düşünmekte…
Bir tarafta geçmişte yaşadığı, şimdi ise yaşanacaklar.
Hal yolu nasıl olacak, ağa kafa yormaya çareler aramaya başlar.
Bu bölümde tuz ve hatıla konan su…
Kaval ne çalacak ki! Koyunlar tuzu yaladıktan sonra suyu içmeden ağıldan çıkacak.
NOT: Okuyucularımızda kafa yorarak bize yardımcı olabilirler. Yorumlarınızı bekliyorum.
Devam edecek.