Hikâyenin 87. Bölümünde: Âşık çoban; adım Abdullah dedi hayıflandı. Anasının dergâhın aşçısı olduğu için, kendisinin de dergâhta yetiştiğini hem maddi âlemde hem de mana âleminde kendini yetiştiren anasının anlattıkları ile hayatı öğrendiğini kendince hayıflandı.
Hikâyenin 88. Bölümünde: Yaşadığı devrin manevi sultanlarından eğitimini aldığını, Yunus Emre, Taptuk dergâhında manevi gıdasını aldığını… Dönemin manevi sultanlarından Hacı Bektaş ve Ahi Evran diyarına selam göndermesinde bu hikâyenin Kırşehir’de geçtiğini, Kızılırmak destanı olarak tarihe geçtiğini, olayların gelişmesinde de Yunus Emre’ye nasıl ki! Molla Kasımların da olduğu bir dönemi anlatır.
Hikâyenin 89. Bölümünde: Şeyh Edebali den bahsediyor. Buradan yine inanç köyü civarı Kızılırmak’ı işaret ediyor. Şeyh Edabali den öğüdünü alarak yaşadığını, mertliğinden dolayı kimine dert kimine şifa olduğunu… Mertliğinden Dostlarının ve düşmanlarının sevgi ve saygısını kazandığını anlatır. Garipliği, fakirliği hep onun imtihanı olarak karşısına çıkar.
Hikâyenin 90. Bölümünde: Abdullah mertliği ile nam saldığında ö dönemde yaşayan halkı eşkıyaların elinden kurtardığını, insanca yaşamaları için insanları maneviyatla buluşturduğunu, o bölgenin erenleri ile bölge insanını tanıştırarak bölgeye huzurun gelmesi için mücadele etmesi ile bölgede eşkıyanın kalmadığını anlatır. Eşkıya ortadan kalkınca insanlar eskiye tekrar özlem duyduğunu, ağanın mertliğini onlara yaptıkları iyilikleri unuttuğunu anlatır.
Hikâyenin 91. Bölümünde: İmtihan sırrı gökyüzü kurban için işaretini vermiş. Bulutlar içindeki suyunu boşaltmış, Kızılırmak coşarak kurban için sebepler hazırlanmış. Kızılırmak işe aşkına kavuşmak üzeredir. Âşıklar buluşmak üzere ve düğünde hazırdır.
Hikâyenin 92. Bölümünde: Âşıklar buluşmak üzere düğün dernek hazır. Kızılırmak, koyun, tuz ve kaval sebep. Sonuç maddi ve manevi âlemde sebepler zuhur etmiş… Görünürde Kızılırmak kurban alacak ama âşıklar için bayram olacak. İstekler yerine geldikçe, olayları yaşayanlar hepsi yaşanmışlara hayran.
Hikâyenin 93. Bölümünde: Hikâyenin sonuna yaklaştıkça anlıyoruz ki! İki tane ağa var. İki tane de çoban var. Ağalardan biri zalim… Diğeri ise tam tersi halkını seven ve yardımcı olan bir ağa. Kızılırmak’la iki ağanın imtihanında biri zalim olarak hatırlanmış, diğeri halim olarak anılır. Biri insanları horlamış, diğeri insanlara insan olduğunu hatırlatan yaşam şekliyle değer vermiş. Biri dünya demiş diğeri hem dünya hem ahret demiş.
94
Son demiş ağa, garip oğlan, yamak, âşık çoban Kızılırmak
Ben sizlerle çok uğraştım. Zalim ağa ister huzura varmak
Çoban molla kasım, istersin kızımı sana vereceğimi sanmak
Ben kızımı başkasına verdim. Sana düşen için için yanmak
95
Zalim ağa deyip yollara düştün, molla kasım ne ararsın
Ağa kızı başkasına yâr olmuş, dostlardan öğrenip duyarsın
Aşkına biz birleşemedik, bizim çocuklar der haber salarsın
Karşıdan haber gelir senin sözün, benim de ümit bularsın
96
Zalim ağa çatlayıp ölmüş, ocağını şenlendirecek O kalmış
Dersini Yunustan, Hacı Bektaş tan, şeyh Edebali den almış
Adaleti Ahi Evran dan, Cacabey den, Âşık Paşadan öğrenmiş
Eline, diline, beline sahip olan bizden demiş, haber salmış
97
Çoban Abdullah’ın anası Süleyman Türkmani den ders almış
İlmin feyziyle dost olmuş Mevlana’nın dergâhına varmış
Orada madde âleminden yükselmiş, mana âlemine dalmış
Gönüller onun aşkıyla dolmuş çoban Abdullah’ı ona salmış
98
Kasım ağa hatırlamış, kendini görmüş çoban Abdullah’ta
Aklına gelmiş Kızılırmak, zalim ağa, koyunlar tuzlukta
Abdullah anasından bilir. Âşık çobanın hikâyesini, kucakta
Kavalıyla anlatır, anasını, geçmişini, zalim ağayı oracıkta
99
Molla Kasım anlar der, zalim ağanın gerçek mirasçısı
Çobana anlatır Kızılırmak’ı, o gerçek sahibini kalıcısı
İmtihandan geçirmekte maksadı, minnetsiz devretmek sızısı
Çoban imtihanı başarı ile geçmiş, gerçek olmuş alın yazısı
100
Şahin bu yaşanmış hikâye yüz kıta oldu bitsin istiyorsun
Hikâyenin detayına inmek istemiyor, uzadığını biliyorsun
Fazla uzatma ki herkes dersini alsın, sende çok istiyorsun
Âşık çobanın hikâyesi burada sona ersin, gerçeği biliyorsun.
Kızılırmak ve aşk yazımız burada biterken iki çoban ve iki ağanın kızları ve kendileri ile ilgili imtihanını işlemiş olduk. Hikâyemiz burada anlatım olarak bitti. Hikâyenin özetini de kitap olarak bastığımızda okuyucu ile paylaşacağımızı belirtir. 18 bölüm bizi takip ettiğiniz için siz değerli okuyucularıma teşekkür ederim. 18. Bölümün açıklamaları ile inşallah son bir yazıda yazıp siz okuyucularımızın görüşleri çerçevesinde kitap olarak basımı gerçekleşecek inşallah. Gösterdiğiniz ve göstereceğiniz ilgi ve alakaya teşekkür ederim.
Devam edecek.