Hikâyenin 73. Bölümünde: Bütün sebepler sukut etti. Sustu. Her biri vazifesini yaptı. Kader tecelli etti. Keder son buldu. Sevenler kavuştu.
Hikâyenin 74. Bölümünde: Kızılırmak koyunlarla buluştu. Ağa ve ana birbirine kavuştu. Kırat emaneti teslim etti. Çoban ve kız göklerde baktı. İki beyaz kuş göklerde buluştu. Kızılırmak geçit verdi eski âşıklar birbiri ile buluştu.
Hikâyenin 75. Bölümünde: Çocuklarını iyi bir şekilde yetiştiren eski aşıklar. Gönül rahatlığıyla Gerçek aşklarına kavuşmuşlardı.
Hikâyenin 76. Bölümünde: Çocuklarına da iki dünyalı olmaları için devrin erenlerinden ders aldırmışlar. Gerçek aşkın ve gerçek vatanın adresini öğretmişler. Gönül rahatlığı ile ruhlarını teslim ettiler.
Hikâyenin 77. Bölümünde: Çoban anasının ahret inancıyla gerçek aşkına kavuştuğunun bilinciyle, anasının Huzura kavuşmasına şahit olmuş ve bildiği bütün duaları anasına okuyarak rahmet okumuş ve ölümün bir kavuşma bir görevin bitimi. Terhis olmuş askerin askerliğini bitirdiği sevinç gibi… Annesinin de bu dünyadan terhis teskeresini aldığını görmüş.
Hikâyenin 78. Bölümünde: Ölümler öldürülmüyor. Her gün birçok insan vefat ediyor. Dünyaya o kadar daldık ki! Hep sebeplere sığındık. Bu hikâyede de ölüme vesile aracı Kızılırmak. Ahret inancı anasıyla kavuşacağını bildiğinden kavuşma günü geldiğinde inşallah buluşacağız, görüşeceğiz dedi.
Hikâyenin 79. Bölümünde: Hacıbektaş, Yunus Emre, Süleyman Türkmani, Ahmet Yesevi öğretileriyle donanmış bir genç olarak. Anasının Vuslatını kavuşmasını… anasının ahret inancının tam olmasına ve yaratanına Allaha kavuşmasını sevinerek karşılamış. Kaderin tecellisi olarak görmüş.
80
Ağam beni yanına aldın, sofranı açtın evladın bildin
Gönlünde olan geçmişin yaralarını beni görünce sildin
Kapını, gönlünü bana açtın, seni her daim babam bildim
Gönlüme düşen ateşi bildin, kızını ben helalim bildim
81
Verilmiş sözüm var dedin, sözüne sadık kaldın
Beni görünce hep geçmişe gittin, derinlere daldın
Ne zaman kavalı elime alsam bana selam saldın
Bizim çoban ne güzel çalıyor dedin, maziye daldın
82
Beni görünce sözün vakti geldi dedin hareketlendin
Sanki sen yaşıyormuşsun gibi hep güldün neşelendin
Biliyordun, vaktini bekliyordun, bizi kabullendin
Huzura çıktın dedin. Bu benim son sözüm kabullendin
83
Bizi bir araya getirmek için, elinden geleni yaptın
Kızılırmak bir imtihandı, sen yine bildiğini yaptın
Koyunlar meleşir, ağayı ararlar, sen tercihini yaptın
Sizlere Kızılırmak vesile, Cennete giden yol yaptın
84
Babacığım adıma Nur demişsin, evi nurlandırsın diye
Anasının adı Nuriye demişsin, anasına benzesin diye
Anası öldü, ocağım sönmesin, imanlı bir nesil olsun diye
Allahtan bu bana hediye, çekilen sıkıntılara değdi diye
85
Babam, âşık çoban gelmeden bilemedim halimi derdin
Beni hayırlı evlat yetiştirsinler diye emin ellere verdin
Hiçbir zaman açmadın, geçmişin defterini kendince sildin
Sonunda âşık çoban geldi, sen onunla beraber sırrını verdin
86
Babam bir ben kendimi bilirdim, Evindeki çobana âşık olan
Bilmedim, bildirmedin, kendisi de O ağa kızına âşık olan
Geçmişini âşık çobanla tekrar yaşadın, O sendin gönlü dolan
Bana hep verdiğin O sözden bahsedip, için için yaşayıp solan
Rahmana kavuşan ağa ve çobanın anaları için çoban ve ağa kızının düşünceleri ne? Hikâyenin kahramanları olarak gençlere çıkan nasihat ders ne? Dersler alınmış mı? Sonuç ne? Yaşanmış olan hikaye sona ererken ne gibi olaylar olacak?
Devam edecek.