KIZILIRMAK VE AŞK -16-

Hikâyenin 73. Bölümünde: Bütün sebepler sukut etti. Sustu. Her biri vazifesini yaptı. Kader tecelli etti. Keder son buldu. Sevenler kavuştu.

 

Hikâyenin 74. Bölümünde: Kızılırmak koyunlarla buluştu. Ağa ve ana birbirine kavuştu. Kırat emaneti teslim etti. Çoban ve kız göklerde baktı. İki beyaz kuş göklerde buluştu. Kızılırmak geçit verdi eski âşıklar birbiri ile buluştu.

 

Hikâyenin 75. Bölümünde: Çocuklarını iyi bir şekilde yetiştiren eski aşıklar. Gönül rahatlığıyla Gerçek aşklarına kavuşmuşlardı.

 

Hikâyenin 76. Bölümünde: Çocuklarına da iki dünyalı olmaları için devrin erenlerinden ders aldırmışlar. Gerçek aşkın ve gerçek vatanın adresini öğretmişler. Gönül rahatlığı ile ruhlarını teslim ettiler.

 

Hikâyenin 77. Bölümünde: Çoban anasının ahret inancıyla gerçek aşkına kavuştuğunun bilinciyle, anasının Huzura kavuşmasına şahit olmuş ve bildiği bütün duaları anasına okuyarak rahmet okumuş ve ölümün bir kavuşma bir görevin bitimi. Terhis olmuş askerin askerliğini bitirdiği sevinç gibi… Annesinin de bu dünyadan terhis teskeresini aldığını görmüş.

 

Hikâyenin 78. Bölümünde: Ölümler öldürülmüyor. Her gün birçok insan vefat ediyor. Dünyaya o kadar daldık ki! Hep sebeplere sığındık. Bu hikâyede de ölüme vesile aracı Kızılırmak.  Ahret inancı anasıyla kavuşacağını bildiğinden kavuşma günü geldiğinde inşallah buluşacağız, görüşeceğiz dedi.

 

Hikâyenin 79. Bölümünde: Hacıbektaş, Yunus Emre, Süleyman Türkmani, Ahmet Yesevi öğretileriyle donanmış bir genç olarak. Anasının Vuslatını kavuşmasını… anasının ahret inancının tam olmasına ve yaratanına Allaha kavuşmasını sevinerek karşılamış. Kaderin tecellisi olarak görmüş.

 

80

Ağam beni yanına aldın, sofranı açtın evladın bildin

Gönlünde olan geçmişin yaralarını beni görünce sildin

Kapını, gönlünü bana açtın, seni her daim babam bildim

Gönlüme düşen ateşi bildin, kızını ben helalim bildim

81

Verilmiş sözüm var dedin, sözüne sadık kaldın

Beni görünce hep geçmişe gittin, derinlere daldın

Ne zaman kavalı elime alsam bana selam saldın

Bizim çoban ne güzel çalıyor dedin, maziye daldın

82

Beni görünce sözün vakti geldi dedin hareketlendin

Sanki sen yaşıyormuşsun gibi hep güldün neşelendin

Biliyordun, vaktini bekliyordun, bizi kabullendin

Huzura çıktın dedin. Bu benim son sözüm kabullendin

83

Bizi bir araya getirmek için, elinden geleni yaptın

Kızılırmak bir imtihandı, sen yine bildiğini yaptın

Koyunlar meleşir, ağayı ararlar, sen tercihini yaptın

Sizlere Kızılırmak vesile, Cennete giden yol yaptın

84

Babacığım adıma Nur demişsin, evi nurlandırsın diye

Anasının adı Nuriye demişsin, anasına benzesin diye

Anası öldü, ocağım sönmesin, imanlı bir nesil olsun diye

Allahtan bu bana hediye, çekilen sıkıntılara değdi diye

85

Babam, âşık çoban gelmeden bilemedim halimi derdin

Beni hayırlı evlat yetiştirsinler diye emin ellere verdin

Hiçbir zaman açmadın, geçmişin defterini kendince sildin

Sonunda âşık çoban geldi, sen onunla beraber sırrını verdin

86

Babam bir ben kendimi bilirdim, Evindeki çobana âşık olan

Bilmedim, bildirmedin, kendisi de O ağa kızına âşık olan

Geçmişini âşık çobanla tekrar yaşadın, O sendin gönlü dolan

Bana hep verdiğin O sözden bahsedip, için için yaşayıp solan

 

                Rahmana kavuşan ağa ve çobanın anaları için çoban ve ağa kızının düşünceleri ne?  Hikâyenin kahramanları olarak gençlere çıkan nasihat ders ne? Dersler alınmış mı? Sonuç ne? Yaşanmış olan hikaye sona ererken ne gibi olaylar olacak?

 

Devam edecek.