Günümüzde giderek artan boşanma eyleminin sebepleri hep merak konusu olmuştur. Peki evliliğin yürütülmesindeki en kritik sebepler nelerdir? Ve Kırşehirliler 'in boşanmasının sebebi nedir? Kırşehir BE-FE Psikoloji Merkezi kurucuları Psikoterapist Begüm Yiğiter ve Psikolog Fethiye Yeltırak ile yaptığımız röportajımızın ilk kısmında bu başlıklara değindik... İşte boşanma, Kırşehirlilerin boşanma sebepleri ve evlilikte iletişim dili nasıl olmalı sorularının cevapları....
Kırşehir Kaman doğumlu Fethiye Yeltırak (33) ilkokul ve lise eğitimi Kırşehir'de tamamladıktan sonra İstanbul Ticaret Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun oldu. Mesleğinde 11. senesini dolduran Yeltırak bilişsel davranışçı terapi ve EMDR terapi yani travma terapi eğitimi aldı. Profesyonel koçluk eğitimi de alan psikolog Yeltırak ilişki koçluğu ve takım koçluğu üzerine de eğitim aldı. Bu çok gelişmiş 2 yıllık bir eğitim sürecinden sonra Begüm Yiğiter ile beraber BE-Fe Psikoloji Merkezini kurdular.
Begüm Yiğiter (33) ise Kırşehir Mucur doğumlu. Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık mezunu olan Yİğiter aynı zamanda yine Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık alanında yüksek lisansını tamamladı. Psikoterapist Begüm Yiğiter aile danışmanlığı, bilişsel davranışçı terapi, çözüm odaklı terapi ve alanla ilgili EMDR terapi yöntemi de dahil olmak üzere terapi teknik ve yöntemlerini kullanmak adına bir çok eğitim aldı. Yoluna ise kurucusu oldukları BE-Fe Psikoloji Merkezin de devam etmekte.
Boşanmalar hangi yıllarda oluyor?
Boşanmalarla ilgili Psikolog Fethiye Yeltırak:'' Genelde evliliğin 5. ve 10. yılından itibaren boşanmalar görülmeye başlıyor. Onuncu yıldan sonra kişiler evlilik ve kendileri adına çok fazla emek verdikleri için ne evliliklerine ne de emeklerine kıyamıyorlar.'' dedi. Burada bir de yaşın geçme unsuru da var diyen Yeltırak 30'lu yaşlar ve 40'lı yaşlar arası gençken 40'lı yaşlarını geçen insanların kendilerini daha yaşlanmış hissedebildiklerini ve 'artık ben ne yapacağım bu saatten sonra ' gibi endişe ve belirsizlikten dolayı boşanmaya cesaret edebilmelerinin daha zor olduğunu belirtti.
Kırşehirlilerin boşanma sebebi şaşırtıyor!
Kırşehir'deki en büyük boşanma sebebinin gözlemlerine dayanarak kapalı aile yapısı olduğunu belirten Yeltırak bunun tek bir sebep olarak da değerlendirilmesinin eksik olduğunu söyledi. Psikolog Yeltırak: ''Kapalı aile yapısında kaynananın, kayınbabanın ve damadın gelini aileye dâhil etmemesi ve varlığını kabul etmemesi en büyük süreçlerden birisi. Terapi süreçlerinde danışanlardan en çok 'ailesi beni kabul etmedi, beni benimsemedi hatta benimle beraber çocuğumu da kabul etmedi' cümlesini duyuyoruz.'' dedi. Bundan dolayı gelinlerin aile de hep ikinci kişi olarak kaldığını belirten Fethiye Yeltırak boşanmaların asıl öznesinin bu olduğunu ve bu sebebinde aldatmaları, yalanları, aile içi çatışmaları doğurduğunu söyledi.
Erkekler anne sözüne evlilik ise iletişim diline bakar…
Eşler iletişim kuramayıp temelleri sağlamlaştıramayınca özellikle erkekler annelerinin sözlerinden çıkamadığı için veya ailenin etkisinden çıkıp yeni bir aile kurduğunu benimsemediği için ortak bir iletişim dinamiği oluşturamadıklarını ekledi Fethiye Yeltırak. İşte bu konunun özü olan ‘iletişim, iletişim dili’ ile ilgili Psikoterapist Begüm Yiğiter ise şunları ekledi: ‘’İlişkilerin en temel ihtiyacı iletişimdir. İletişim kurarken kullandığımız dil çok kıymetlidir. İletişimin dili, ses tonu, duruşu imaları çok önemlidir. Danışan ve genel insan ilişkilerinde en çok yakınılan şey ise anlaşılmamaktır. İletişim dilini de ‘ben dili’ ve ‘sen dili’ şeklinde tanımlayabiliriz.’’
Ancak meslek hayatındaki süreç içinde kendisi iletişim dillerine bir de yenisini eklediği bunun ise ‘sessiz dil’ olduğunu söyledi. Ben dilinin tanımını Yiğiter: ‘’Ben dili dediğimiz kısım insanların birbirini anlayabildiği, nezaketli bir dil. Kişi kendi istek duygu ve düşüncelerini her koşulda aktarabilir karşıya. Bu dil kişinin duygu ve düşüncelerini aktarması ile kendisini içsel olarak rahatlatırken hem de karşı taraftan anlaşılmak adına fayda sağlar. Aynı zamanda kendinde bastırmış olduğu duyguları içselleştirmeden aktarımı sağlamış olur.’’ Dedi.
Sen dilini ise suçlayıcı bir dil olarak anlatan Psikoterapist Yiğiter ben dilini olumlu, sen dilini ise suçlayıcı dil olarak aktardı. Sen dilinde kişi haklı bile olsa kullandığı dilden dolayı karşı tarafın istek, duygu ve düşüncelerini kabul etmeden ve ses tonuna, kullandığı kelimelere özen göstermeden karşı tarafa aktarması ile gerçekleştiğini söyledi. Bu durumunda ilişkiler de kişilerin haklılığı ve haksızlığı noktasında olumsuzluklar meydana getirdiğini belirtti. Sessiz dili ise Begüm Yiğiter şu şekilde ifade etti:’’ Bu dil de ise hiçbir iletişim kurulmaz. Kişi haksızlığa da uğrasa haklı da olsa karşı tarafa kendini anlatmaktan geri çeker. Bu durumda içsel anlamda birikim yapar ve bunun sonucunda ilişkide kopmalara ve zedelenmelere sebep olur. İlişkinin temeli olan iletişim dili aile içinde, çocuk varsa model olma adına çok kıymetlidir. ‘’
Evlilik dilinin temeli ailede öğrenilir!
Psikoterapist Begüm Yiğiter iletişimin anne karnında başladığını, anne ve babanın hayatımızın temel dinamiği olan ‘iletişim dilini’ temellendirdiğini ve kişinin kendisinin farkına vardığında olumsuz bir aile de de büyüse bu dil aktarımını geliştirebilmesinin mümkün olduğunu dile getirdi. Psikolog Fethiye Yeltırak ise şunları ekledi:’’ Annenin ve babanın çocukla olan ya da anne ve babanın birbiri ile olan iletişim dili çocuğun yapısını etkiliyor. Ancak kişinin ne kadar değişmek istediği, hayata bakış açısı ve motivasyonu öğrendiği dilin değişmesi ve gelişmesinde önem arz etmekte. Kısaca iletişim becerileri de evliliklerin dinamiğini etkileyen temel yapılardan birisidir.’’ Dedi.