KIRŞEHİR’İN ÜZERİNDE ÖLÜ TOPRAĞI

Şehrin üzerinde ölü toprağı serilmiş derler.
Sanki toprağa gömülmüş gibi…
Üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi…
Gerçekten öyle Kırşehir’in üzerin ölü toprağı kalkmadan gelişmeyiz.
Öncelikli olarak şehrin insanlarının birbirlerini sevmesi gerekiyor.
Sevgi yoksa orada ot bitmez, gül açmazmış.
Sevgi yoksa orası gelişmez.
Yılların kadim Kırşehir’i bakın ne durumda.
Sen, ben, hasetlik kavgası veriyor.
Benim olsun da az olsun mantığı atılamıyor.
Üç beş kişi bir araya gelemiyor.
Siyasiler tepeden duruyor yatırımcı cazip görmüyor.
Turizm deseniz sahiplenilmiyor.
Termal deseniz cazip hale getirilmiyor.
Hayvancılık derseniz markayız fakat et süt kurumumuz yok.
Tarımda geniş alanlarımız düz sulak arazilerimiz var teşvik edecek atanmış yok.
Oysa şehirleri güzelleştiren daha çok içinde yaşayan insanlardır.
Şehirler;
Bir medeniyetin, geçmişiyle geleceği arasındaki köprüdür.
Anlayacağınız şehirde haset bek çok.
Bencillik ve kıskançlık, manevî hastalıklardan birisidir.
Böyle huyların sahipleri aslında en başta kendilerinin huzurunu kaçırmaktadır.
Bencilliğin değil, paylaşmanın daha mantıklı ve insanî olduğunu anlatan şu hikâyeye bakalım:
Mısır yetiştiren bir çiftçi, her yıl en kaliteli mısır ödülünü alırmış.
Çiftçi, ödül aldığı mısırların tohumlarını da ekmeleri için komşularına dağıtırmış.
Bunu öğrenen bir gazeteci röportaj yapmak için çiftliğe gelmiş.
Gazeteci çiftçiye sormuş:
“Seninle her yıl aynı yarışmaya giren komşularına, kaliteli tohumlarından vermeyi nasıl göze alabiliyorsun?”
Çiftçi cevap vermiş:
“Yoksa bilmiyor musun?
Rüzgâr, olgunlaşan mısırlardan polenleri alır ve tarla tarla dağıtır.
Eğer komşularım kalitesiz mısır yetiştirirse çapraz tozlaşma sonucu her geçen yıl ürettiğim mısırın kalitesi düşer.
Eğer kaliteli mısır yetiştirmek istiyorsam, komşularıma da kaliteli mısır yetiştirmeleri için yardım etmeliyim”.
Yaşamlarımız da böyledir.
Hayatlarını anlamlı ve iyi bir şekilde yaşamak isteyenler başkalarının hayatlarını da zenginleştirmelidir.
Bir yaşamın değeri dokunduğu hayatlarla ölçülür.
Ve mutluluğu seçenler, başkalarının mutluluğa ulaşmasına yardım etmelidir.
Birimizin refaha ulaşması, herkesin refaha ulaşmasına bağlıdır.
Buna başarının ilkesi diyebilirsin ya da hayat kanunu...
Hiçbirimiz kazanamayız, hepimiz birden kazanmadıkça...
Birimizin refaha ulaşması, herkesin refaha ulaşmasına bağlıdır.
Buna başarının ilkesi diyebilirsin ya da hayat kanunu…
Hiçbirimiz kazanamayız, hepimiz birden kazanmadıkça…
Bugün şehrimizin kalkınması için bir olunuz.
Ayrımcılıktan uzak kaynaşmalısınız.
Artık şehirlerin hırpalanan, kanatılan ruhlarına sadakat göstermek zorundayız.
O umudu ve çabayı hep diri tutmalıyız…
Şehirle birlikte silkinmeli ve kendimize gelmeliyiz.
Geç kalmadan, zaman kaybetmeden üzerimizdeki şu ölü toprağını atmak zorundayız.
Seçilmişler, atanmışlar, Kırşehirliler hadi neredesiniz.
Bu şehre hizmet için sizleri seçtiler, bir olun, iri olun, diri olun ve Kırşehir deyin.